Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        İş adamı Erol Tabanca, iki arkadaşı ile birlikte 23 yıl önce Polimeks’i kurdular. Polimeks bir Türk inşaat şirketi. En büyük işleri Türkmenistan’da. Türkmenistan’da yüze yakın proje yapmışlar. Hatta Polimeks’in yaptığı anıtlar Türkmen parası Manat banknotlarının üzerinde yer alıyor, meydanlardaki havuz ve fıskiyeler Guiness Rekorlar Kitabı’na giriyor.

        Erol Tabanca Eskişehir’de, UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan tarihi Odunpazarı bölgesinde, yakında bir modern sanat müzesi açacak. Geçtiğimiz şubat ayında müzenin temelini Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan atmıştı. Birkaç akşam önce Erol Tabancı’nın koleksiyonunun arşivlendiği İstanbul’daki deposunda düzenlediği bir yılbaşı davetinde Erol Bey, 2019’da açılacak müzenin tanıtımını yaptı.

        REKLAM
        Erol Tabanca
        Erol Tabanca

        Türkiye’deki koleksiyonerlerin koleksiyonlarını sadece kendilerine saklamayıp başkalarıyla paylaşmaları çok hoş. Sakıp Sabancı, Nejat Eczacıbaşı, Oya-Bülent Eczacıbaşı, Suna-İnan Kıraç, Sevda-Can Elgiz, Sadberk Koç, en son Ankara’da Sarp Evliyagil hep böyle yaptı. Önümüzdeki yıl Ömer Koç ve Vehbi Koç Vakfı da ARTER’i açacaklar. Bu özel koleksiyonlar devinip İstanbul Modern’i, Sakıp Sabancı Müzesini, Pera Müzesi’ni bizlere kazandırdılar. Bir türlü müzeleşemeyen, Demet Sabancı-Cengiz Çetindoğan çiftinin koleksiyonu. Bir zamanlar Mustafa Taviloğlu’nun da bir müze düşüncesi vardı, şimdi ne düşünüyor bilmiyorum.

        TARİHİ ODUNPAZARI’NA MODERN MÜZE

        Rana ve Erol Tabanca’nın yılbaşı davetinde Erol Bey, koleksiyonerliğe bundan 15 sene önce bir müzayededen aldığı 25'e 35 santimlik bir resimle başladığını, o zamanlar pek fazla bir bilgisi olmadan ‘el yordamıyla’ müzayedelere katıldığını söylüyor. Daha sonra çizgisi, modern sanata kaymış. Aldığı eserleri önce evinin duvarlarında, sonra ofisinin duvarlarında sergilemeye başlamış. Ofise ziyarete gelenler "Nasıl bir inşaat şirketi, duvarlarınız ne güzel, rengarenk" diyince de gururlanmış. Gün gelmiş ne evde ne de ofiste duvar kalmamış. Ama eser satın almaları devam etmiş. Mecburen Atatürk Oto Sanayi’de bir depo kiralamışlar. Genç sanatçılara da yardım etmişler sergi açmaları için burada. Biraz da iddialı olmaktan çekinerek Tabanca’nın aklına müze fikri yavaş yavaş yerleşmeye başlamış. Memleketi Eskişehir’in Belediye Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen; “Erol, tarihi Odunpazarı semtinde ben size bir yer vereyim, gelin müzeyi buraya kurun” demiş. Odunpazarı hem UNESCO koruması altında hem de Osmanlı sivil mimarisinin örnekleriyle dolu. İşte Erol Tabanca’nın aklındaki müze fikri böylece somutlaşmış olmuş. Eskişehir bir iç turizm kenti. Hergün 1500’e yakın otobüs dolusu turist burayı gezmeye görmeye geliyor. Şehirde üç üniversite var. Müzeleri, iki şehir parkı, ortasından geçen Porsuk Nehri ve kültürel etinlikleri ile bu ilgiyi de hakediyor. Balmumu Heykel Müzesi’nin önünden haftasonları kuyruk eksik olmuyor. Yani çağdaş sanatı kucaklayacak bir şehir Eskişehir.

        Erol Tabanca-Serfiraz Ergun
        Erol Tabanca-Serfiraz Ergun

        Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen kendisine Odunpazarı’nda bir arazi tahsis edince Erol Tabanca ne yapmış? Odunpazarı Modern Müze’yi (OMM) dünyaca ünlü Japon mimar Kengo Kuma’ya teslim etmeye karar vermiş. Bu kararında etkili olan da İspanya’nın daha önce adını kimsenin duymadığı Bilbao kentine kurulan Guggenheim Müzesi ve mimarı Frank Gehry olmuş tabii. Mimar Gehry’nin yaptığı Guggenheim müze binası başlıbaşına bir sanat eseri, o yüzden de Bilbao milyonlarca turist çekiyor her yıl. Kengo Kuma da doğa ile mimariyi harmanlaması ile tanınan bir mimar. Az beton kullanıyor, ahşap, taş, kağıt gibi malzemeye ağırlık veriyor. “Odunpazarı nasıl bir yer?” diye soruşturmuş Japon mimar ve burada vaktiyle odunların üst üste istiflendiği bilgisini almış. O yüzden projesine baktığımız zaman üst üste dizili ahşap bir cephe görüyoruz. Böylece Kengo Kuma, Odunpazarı’nın tarihi dokusuna da gönderme yapmış oluyor.

        Erol Tabanca: Bunu niçin yapıyoruz, neden bir müze açmaya kalkıştık? Ülkenin şu anda bu tür çağdaş adımlara ihtiyacı var. Rahmetli Çetin Altan’ın söylediği gibi, enseyi karartmamamız gereken günler. Odunpazarı bilinsin, Eskişehir bilinsin, Türkiye bilinsin istiyoruz. Özellikle Eskişehir’in genç insanları da sanatı sevsin.

        Serfiraz Ergun: Prof. Hüsamettin Koçan’ın Baksi’ye kurduğu müzeden sonra siz de kendi kentinize bir müze kuruyorsunuz. Ne kadar tanıyorsunuz Eskişehir’i?

        ET: Ben doğma büyüme Eskişehir’liyim ve 6 kuşaktır Eskişehir’in yerlisiyiz biz. Müze dedemin evine 150 metre mesafede.

        SE: Odunpazarı ismiyle mi tanıyacağız sizin müzenizi?

        ET: Evet ama biz ona kısaca OMM diyeceğiz. Odunpazarı Modern Müze.

        SE: Siz kendiniz mimar olmanıza rağmen taa Japonya’dan ünlü bir mimarı, Kengo Kuma’yı getirip bir proje çizdirdiniz. Ne yapmak istediniz? Eskişehir’in ‘kültür kenti’ kimliğini mi pekiştirmekti arzunuz?

        ET: Dediğiniz gibi dünyada öyle bir konsept oluştu ki şehirlerdeki kültür aktiviteleri şehirlerin tanınırlığını çok artırıyor. Müzeler de bu etkinliklerin başında geliyor. Uluslararsı ismi olan iyi bir mimara yaptırılan bir proje herkesin dikkatini çekiyor ve avantaj sağlıyor. Hem semtimizi hem şehrimizi hem ülkemizi tatıtmak açısından büyük bir avantaj olacağını düşünüyorum. Tabii ben kendim de bu projeyi yürütebilirdim, tabii Türkiye’de de çok değerli mimarlar var, onlarla da olurdu. Ama müzecilik konusunda dünyanın en ünlü on mimarından biri olan Kengo Kuma doğru diyeceğim bir mimar oldu. İnşaat bitmek üzere. Yüzde yetmişi bitti.

        SE: Cephede tik mi kullandınız? Hangi ağaçtan yapılıyor?

        ET: Rusyadan Rus çamı getirdik ama Antalya'da özel emprenye ettik (ahşabın korunması için özel maddelerle işlenmesi). Tarihte odunlar Odunpazarı’nda satılırken üstüste istifleniyormuş. Mimar Kuma onu kendisine bir çıkış noktası olarak aldı. Çevreci ahşap malzeme kullanmak istedi. Böylece tarihe de bir gönderme yapmış olduk. 4 katlı bir bina oluyor. Toplam 4500 metrekare. Yaklaşık 10 tane sergi salonu, depolar, çalışma ofisleri ve atölyelerin, bir kahvenin ve hediyelik dükkanın olduğu bir bina oluyor.

        İDİL TABANCA MÜZE BAŞKANI

        SE: Sizin müzede bir göreviniz olacak mı? Yoksa profesyonellere mi bırakacaksınız?

        ET: Yönetmim Kurulu Başkanlığı’na kızım İdil Tabanca’yı getirdik. İdil Amerika’da sanat eğitimi gördü. Dolayısıya çok heyecanlı. Biz binayı kurduktan sonra görevimizi bitirmiş oluyoruz.

        SE: Nasıl başladınız koleksiyonerliğe? İlk aldığınız 25’e 35 santimlik bir tablodan bahsettiniz. Hangi sanatçınındı?

        ET: 17 yıl önce küçük bir peyzajla başladım. Amatör sanatçının adını bile hatırlamıyorum.

        SE: Amatör bir sanatçı sizin içinize bu koleksiyonerlik virüsünü nasıl düşürdü?

        ET: Almış olduğum mimarlık eğitimi olabilir, sanat eserlerine bir tutkunluk başladı o zaman.

        SE: Neler aldınız ve alıyorsunuz?

        GÜNCEL SANAT KOLEKSİYONU VAR

        ET: Günümüz sanatına yöneldim. Bir süre sonra profesyonel destek almaya başladım.

        SE: Kimden?

        ET: Bu konuda benim asistanlığımı yapan Defne Casaretto’dan alıyorum. Defne hem hemşehrim hem de uzun bir süre birlikte planlı bir yol çizdik. Hem koleksiyonun hem de sanatçıların tarifini kendimize göre yaptık.

        SE: Koleksiyonunuz sanatçı ağırlıklı mı yoksa güncel sanat ağırlıklı mı?

        ET: İkisi birlikte.

        SE: Kimlerin eserleri var koleksiyonunuzda?

        ET: Fahrelnissa Zeid, Mübin Orhon, Erol Akyavaş, Marc Quinn, Nejad Devrim, Julian Opie, Burhan Doğançay, Canan Tolon, Azade Köker, Haluk Akakçe, Taner Ceylan, Elif Uras, Gülay Semercioğlu, İnci Eviner, Sarah Morris, Ferruh Başağa, Seçkin Pirim gibi... Enstalasyon, video ve heykel sanatından da örnekler var ama ağırlıklı resim.

        SE: Kalıcı müze koleksiyonunuz dışında geçici sergiler de yapacak mısınız?

        ET: Evet, yılda 3 defa geçici sergi yapacağız. Nev Galeri’nin yöneticisi Haldun Dostoğlu ilk sergimiz için hazırlıklara başladı bile.

        Nev İstanbul’un sahibi Haldun Dostoğlu gerçekten başlamış hazırlıklara...

        Haldun Dostoğlu: Erol Tabanca’nın kendisinin de bahsettiği gibi 17 yıldır resim topluyor. Sergi yapma teklifi geldiğinde koleksiyonun tamamına baktım. Bine yakın eser var. Yıllar içinde kendi zevkine göre bu koleksiyondan tematik bir sergi çıkartmak mümkün olmadı. Dolayısıyla biraz daraltalım istedim. Yabancı sanatçılar olmasın dedim. Erol Bey beğendiği işi alıyor. Sevmezse, gönlünde hissetmezse almıyor. Çok popülermiş, çok trendy (moda) imiş, herkes onu alıyormuş, onun umurunda değil.

        SE: Yatırtımcı da değil.

        İLK SERGİ VUSLAT

        HD: Değil. Gönlüyle alıyor. Aldığı en eski eserleri aslında şu anda satması gerekse bile aklından geçmiyor. Ben dedim ki madem bu eserlerden tematik birşey çıkmıyor, olayın üzerine gidelim. Olay ne? Olay Eskişehir’de müze açılıyor, Erol Tabanca’nın koleksiyonu sergileniyor, koleksiyon ilk defa amacına ulaşıyor ve izleyiciye kavuşuyor. Biz de o zaman serginin adını ‘Vuslat’ koyarız. Eskişehir müzesine kavuşuyor, koleksiyoner hayaline kavuşuyor, resimler seyircisine kavuşuyor... Burası üniversite şehri, Anadolu Üniversitesi’nde de sanat bölümü de çok gelişmiş. Dolayısıyla o öğrencilere de bir vuslat oluyor.

        SE: Kaç resim olacak, nasıl bir geçici sergi olacak?

        HD: Müzenin çok güzel bir mimarisi var. Fakat içi biraz oyuncaklı ve zor. 10 salonlu ama büyük tek bir salon yok. Biz de o yüzden sergiyi ona böldük ve her birine de bir isim koyduk. İktidar, Oyun, Masal, Rüya, Döğüş gibi. Her birinde de bir şairden alıntı o odayı süsleyecek. Tabii Yahya Kemal’in Vuslat’ı ile başlıyoruz. Şimdilik bu metinler üzerinde çalışıyoruz.

        SE: Sence nasıl bir koleksiyon bu? Burası bir ‘Koleksiyoner Müzesi’.

        HD: Evet. Yabancı bir sanat kritiği bana ‘Her koleksiyon, koleksiyoneri ele verir, baktığınızda onun nasıl birisi olduğunu anlarsınız ’ demişti. Bu koleksiyona bakınca da Erol Tabanca’nın gönül gözünü anlıyorsunuz. Mesela emeğe çok önem veriyor. İşlerin çoğu emek yoğun işler.

        MAYIS’TA AÇILIYOR

        17 yıllık koleksiyoner Erol Tabanca nefesini tutmuş bekliyor mayıs ayının gelmesini. Çünkü müze Mayıs’ta kapılarını açacak.

        SE: Nedir bu Odunpazarı Modern Müze’nin asıl açılış amacı?

        ET: Bu kadar eser topladıktan sonra onları hapsetmek doğru değil ilk neden bu müze açmamdaki. Ama temel amacımız Türkiye’nin genç insanlarına sanatı sevdirmek. Müzelerin büyük çoğunluğu büyük şehirlerde. Anadolu’da bir müze açmak oradaki insanlar için bir hizmet. Bu müzenin dünyanın başka müzeleriyle de entegre olması ve sanatçı değişimi yapacak bir müze haline gelmesi gerekiyor.

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar