Düşen uçağın hatırlattığı vicdansızlık
Neresinden bakarsanız bakın korkunç ve korkunç olduğu kadar da tuhaf bir olay. İki hafta önce aralarında bebeklerin de olduğu 224 kişinin bulunduğu bir Rus yolcu uçağı, kalktıktan 23 dakika sonra düştü. St. Petersburg’a gitmek üzere havalanan uçağın kalkış noktası Şarm el Şeyh. Enkazın yaklaşık 30 km’lik alana yayılarak düştüğü yer ise Mısır’ın Sina Yarımadası.
Mısır, uçağın bombayla düşmediği tezinde ısrar ediyor ama dinleyen kim! Ne Avrupa, ne ABD, ne de Rusya bu açıklamaya inanıyor. Güvensizliğin sebebiyse Mısır’da askeri bir diktatörlüğün bulunmasıymış. Böyle bir ülkede sağlıklı bir teknik soruşturma ihtimali sıfıra yakınmış. İyi de Mısır’daki darbeci rejim, 2013 yılından beri kimin desteğiyle ayakta duruyor? El cevap: Bu rejim kendisine güvenmeyen devletlerin desteğiyle Arap dünyasının en büyük ülkesini kepaze etmeye devam ediyor.
Bir uçağın düşürülmesiyle ortaya çıkan buzdağının görünen yüzü şimdilik bundan ibaret. Lakin Ortadoğu’da IŞİD’le mücadele adı altında devreye sokulan gizli planlar, buzdağının geri kalanında daha korkunç senaryo hazırlıklarının olduğu gerçeğini gözler önüne seriyor.
Yaklaşık iki yıldır Ortadoğu, IŞİD gibi örgütler üzerinden dizayn ediliyor. Çıkarlarıyla uyumlu yeni bir sistem tahayyül eden statükonun mevcut sahipleri, örgütleri, girmek istedikleri sahaların kapılarını açan birer maymuncuk gibi kullanıyorlar.
IŞİD’in uçağı düşürdüğüne yönelik iddialar tam da bu nedenle büyük bir iştahla teyit ediliyor.
Uçağın düştüğü yer Sina Yarımadası olduğuna göre resmi açıklamalara dayalı safça tahlilleri hemen şimdi ve şuracıkta rafa kaldırıyorum.
Zira Sina’nın jeopolitik önemine dayalı 4 kirli plan, bir uçakla ortaya çıkan buzdağının görünmeyen kısmına dair oldukça manidar ipuçları veriyor.
Birincisi İsrail’in, Akdeniz’i Ölüdeniz’e ve Kızıldeniz’e bağlama projesi. Türk-Arap İşbirliği Koordinatörü Mustafa Güvenç, dünya enerji hattının ana damarı Süveyş’i işlevsiz kılacak alternatif bir kanalın inşasına yönelik çabaların epeydir sürdüğünü söylüyor. Plan Akdeniz’i Ölüdeniz’e bağlama aşamasında bulunuyor. Projenin nihai hedefine ulaşması da Mısır’ın Sina bölgesindeki gelişmelere bağlı. Zira projenin çıkış noktası olan İsrail’in Eilat kenti burada yer alıyor. Bölgedeki Bedeviler, Mısır’ın jeopolitik önemini çöpe çevirecek bu projeye karşı çıkıyor. İsrail bu nedenle bölgenin yerlisi olan Bedevilerden temizlenmesini istiyor. Kalan Bedevileri IŞİD’e tabi olmaya zorlama çabalarının temelinde bu motivasyon yatıyor. Bedeviler IŞİD’ci olduğu vakit yok etme planı meşru bir zemine oturacak.
Gelelim 2’nci noktaya. Mısır’ın İsrail’e ucuza doğalgaz verdiği boru hatları Sina’dan geçiyor. Bedeviler yıllardır bu hatta sabotajlar düzenliyor. İşte size Bedevileri şeytanlaştırmak için bir neden daha.
Planlar bitmedi ama... Sina Yarımadası, Gazze’yle sınır. İsrail’in nefessiz bıraktığı Gazze’ye yardımların sızdırıldığı tek nokta Sina’daki tüneller...Sınırın iki yakası da akraba. Kafayı Müslüman Kardeşler’le bozan Sisi, Sina’daki bu yardım elini kırmak için Bedevilerin kazdığı tünellere kısa süre önce Akdeniz’den su basmaya başladı.
Şimdi gelelim Sina planının dördüncü ayağına. İsrail, Gazze’yi ve Hamas’a yönelik gelecekteki katliamlarını meşru kılacak bir bahane arıyor. Bahanenin adı ise tahmin edeceğiniz üzere IŞİD. Örgütün Sina’da güçlenip Gazze’de Hamas’ın üzerine salınması için gizli destek veriliyor. Plan işlerse Sina Yarımadası’yla birlikte Sina ve Gazze, İsrail’in hayalini kurduğu, mazlumlara kan kusturmanın iyice meşru sayıldığı forma girmiş olacak.
Sizi bilmem ama planlar bu kadar kirli olunca, yüzlerce sivil yolcunun öldüğü bir olaya şaşırmak da, anlatılan resmi senaryolara kanmak da benim için güçleşiyor. Çünkü kavanoz dipli dünyamızda güçlü, gücünü vicdansızlığından almaya devam ediyor.