Savaşı engelleyen adam
Paris
Başarılı olacak mı kestirmek güç ama Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron tarihe olası bir üçüncü dünya savaşını engelleyen lider olarak geçmek istiyor. Soğuk Savaş’tan beri ABD ve Rusya ilk kez Ukrayna konusunda çatışıyor, Küba füze krizine benzer bir gerilim söz konusu. Rusya geri adım atmıyor, ABD rakibinin isteklerini yerine getirmiyor. Böyle bir ortamda Macron sahneye çıktı ve arabulucu rolüne soyundu.
Pazartesi Putin’le görüşen Macron, Salı günü de Ukrayna’ya geçip Cumhurbaşkanı’yla konuşacak. Amacı Putin’i uzlaşma masasına oturtmak ve gerilimi diyalogla halletmek. Fransız basınının aktardığına göre Zoom’la toplantı çağında Macron hala birebir temasa inanıyor, bu yüzden çabalıyor. Bugüne kadar dünya liderliği konusunda fırsat arayan Macron için bulunmaz bir fırsat Ukrayna krizi. Aynı zamanda Fransa’da seçime iki ay kala imajını da toparlamasına yardımcı olacak. Dünyanın hiçbir yerinde uluslararası ilişkilerle seçim kazanılmıyor, Fransa’da da halk kafasında artan fiyatlar, yaşam pahalılığı ve tıpkı bizdeki gibi doğal gaz faturalarıyla sandığa gidecek. Ama tarihi bir dönemeçte barışı getiren Fransız lider olarak sunacağı imaj da Macron’a fayda sağlayacak.
RUSYA KANDIRIRSA
Dünya gerçekten bir savaşın eşiğinde mi, NATO’nun genişlemesinden ve Batılı güçlerin sınırına kadar dayanmasından endişe duyan Putin geçekten Ukrayna’ya saldıracak mı bilinmez. Putin’le ilgili pek çok bilinmezden biri bu. Rusya büyük bir dezenformasyon merkezi, Kremlin’den gelen mesajlara da güvenmek mümkün değil. Nitekim dün Putin’le görüşen Macron da beklentileri düşük tutmaya çalışıyordu.
Ancak bu kriz ya da “non-kriz” devlet başkanları için diplomasi sahnesinde kendilerini parlatacakları bir alan. Türkiye Cumhuriyeti de boşuna arabulucu olmak istemiyor bu konuda. İsrail de ilgili. Ancak bütün ülkelerin ortak derdi barışı getirmek gibi ulu bir ülkünün ötesinde çokça pratik nedenlere dayanıyor: Savaş çıktığı anda ısınmamız zorlaşacak. Rusya ekonomik olarak ABD’yi tehdit edebilecek bir konumda değil; öte yandan Avrupa Birliği ülkeleri ve bizim için enerji temini açısından önemli.
Macron’un yer yer ABD’nin görüşlerine karşı çıkmasının nedeni de Rusya’nın vanayı kapatma ihtimali. Geçtiğimiz yıllarda benzin fiyatlarındaki artış ülkede büyük protestolara neden olmuştu. Protesto Fransa’nın genlerinde var; seçimden iki ay önce iki aşırı sağ parti yükselirken ikinci kez göreve gelmeyi bekleyen Macron’un bir de artan doğal gaz faturalarından sonra sokağa dökülen halkın öfkesiyle sandığa gitme lüksü yok.
Bu yüzden Rusya’yı da dengelemeye çalışıyor. ABD kesin bir şekilde Rusya’nın talep ettiği “NATO’nun asla Ukrayna’yı kabul etmeyeceği” garantisini reddediyor. Ancak Macron’un söylemi farklı. Rusya’nın da kendi güvenliğini düşünme hakkı olduğunu, endişelerine kulak verilmesi gerektiğini söylüyor. Riskli bir kumar bu.
Rusya-Gürcistan arasındaki krizi geçtiğimiz yıllarda Sarkozy’nin girişimleri engellemişti. Şimdi Macron da eski Cumhurbaşkanı gibi bir yol izleyip dünya lideri olma peşinde. Angela Merkel’in görevi bırakmasından sonra Avrupa Birliği’nde öncü bir lider eksikliği oldu. Şu ana kadar yeni Alman Şansölyesi düşük profilli bir izlenim çiziyor, Macron da boş sahnede başrolü kapma peşinde. AB’nin geleceği için kendi doktrini de var. ABD’yle ortak adım atan bir birliktense Avrupa’nın kendi güvenliğini kendisinin belirleyebileceği bir geleceği öngörüyor. Kazanırsa doğru hamle yapmış olacak, kaybederse Rusya amatörlüğünden faydalanıp onu bir anlamda rezil edecek.
SEÇİM YAKLAŞIYOR
Macron’un sadece doğal gaz değil Rusya’yla iyi geçinme nedeni. Daha evvel Fransa seçimlerinde de etkisi olduğu ortaya çıkan Rus siber saldırıların Nisan ayındaki yeni seçimleri de etkileme ihtimali var. Anketlerde yüzde 24’le önde görünüyor Macron, ama Fransa’nın çeşitli yerlerinde hiç olmadığı kadar aşırı sağ da yükselişte. Göçmen tehdidindense ekonomik problemler seçmeni aşırı sağa çekiyor. Fransa’da her ne kadar iki turlu seçim sistemi olsa ve ikinci turda seçmen aşırı sağa karşı merkezdeki adayda birleşse de seçmenin Rusya tarafından manipüle edilebilme ihtimali var.
Fransa Cumhurbaşkanı için en kritik iki ay başladı. The Economist’in projeksiyonuna göre seçimi alacak gibi görünüyor. Bu bir kez daha Avrupa’da aşırı sağın önünün kesilmesi anlamına gelecek. Ama iki ayda dünya lideri olacak mı göreceğiz.