Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Her yıl aynı şeyi düşünürüm. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü gerçek anlamda bilen, özümseyen insanlar bir önceki yıla göre çoğaldı mı yoksa azaldı mı?

        Dünya erkek günü neden yok”, “ Madem kadın erkek eşitliği istiyorsunuz, o zaman bu kadınlar günü nereden çıktı?”, “Eski köye yeni adet” gibi cehaletin sınırlarını zorlayan yaklaşımlarla karşı karşıya kalmak hoş değil.

        İşin daha da vahim yönü ise biz kadınlar arasında 8 Mart’ın önemini merak etmeyenler de var.

        Oysaki 8 Mart, sadece kadınların değil çağdaş bir dünyada yaşamak isteyen herkesin günü.

        Nasıl mı?

        Kadınlar, tarih boyunca sadece kendileri için değil, ‘kız kardeşim’ dedikleri diğer kadınlar için tüm dünya çocukları, abileri, erkek kardeşleri, babaları ve en önemlisi de eşleri, yol arkadaşları için güzel bir dünya istediler.

        Çünkü mutluluk, çift taraflı bir duygudur. ABD’nin New York kentinde yüzyıldan fazla bir zaman önce 40 bin dokuma işçisi kadın, insanca koşullarda çalışarak, evlerine ekmek götürme niyetiyle yola çıkmışlardı.

        Polisle çıkan arbedede fabrikaya kilitlendiler. Fabrikada çıkan yangında ölenler oldu.

        Düşük ücrete, uzun çalışma saatlerine ve insanlık dışı çalışma koşullarına tepki gösteriyorlardı.

        Ne vatan hainleriydiler, ne de erkek düşmanı...

        AYNI SORUNLAR

        Bu kara gün, sorunlar karşısında örgütlenmenin önemini gösterdi. Dünyanın neresinde yaşarsak yaşayalım, (tenimiz, dinimiz, ırkımız, vatanımız ne olursa olsun) alın teriyle ekmeğini kazanan her insan, bugün de aynı sorunlarla karşı karşıya değil mi?

        İktidarlar, en çok örgütlü kitlelerden ve düşünen beyinlerden korkmuştur. Bugün de dünyanın her yerindeki emekçiler, aynı taleplerle alanlara inmiyor mu?

        8 Mart’ın tarihsel başlangıcını doğru bilirsek; dalga geçtiğimiz, karşı çıktığımız, yanlış algıladığımız günün önemini kavrarız.

        Bu kapasite, anlamak isteyen herkeste vardır.

        NOT: 2014 yılından bu yana her yıl yayınladığım köşe yazımdır. Tekrar yayınlamaktaki ısrarım gidenlerin, tüm dünya halklarına bıraktığı bu kıymetli kazanımlara birlikte sahip çıkma sorumluluğuna dikkat çekmektir.

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar