CHP'de masal bitti

Kurultaydan sonra CHP’de, “Birlik, bütünlük içinde çıktık” masalları anlatılıyordu. Aslında tabloyu iyi okuyanlar bu masalı yalnızca tebessümle karşılıyordu. Çünkü yönetimdeki derin çatlak, dikkatli göz-lere takılabilecek cinstendi.

Kemal Kılıçdaroğlu bir şey söylüyor, ona bağlı yöneticiler tam zıddını açıklıyordu. Orkestrada akort bozuktu yani. Herkes ayrı telden çalıyordu.

Kılıçdaroğlu, bu aksaklığı gördü ve müdahale etti. Partiye bir nevi akort yaptı. Ama orkestra henüz çok yeni. Bu yeni ekip, melodileri uyum içinde çıkarabilecek mi hep birlikte göreceğiz.

Ama öncesinde, aşılması gereken ciddi sorunlar vardır. Yargıtay, Kılıçdaroğlu’nun verdiği listeyi onayladıysa da sorun çözülmemiş, derinleşmiştir. Davul birinin, tokmak diğerinin elinde kalmıştır. Parti üst yönetimi Kılıçdaroğlu’nun, Parti Meclisi ise Önder Sav’ın etkisindedir.

İki uçlu böyle bir yönetimde de Parti Meclisi, istediği an Kılıçdaroğlu’nun önünü tıkayacaktır. Eğer Parti Meclisi’ne de bir akort yapılmazsa çok kısa zaman içinde kurultay yapılması kaçınılmazdır.

Peki kurultaya gidilirse Sav mı, yoksa Kılıçdaroğlu mu etkili olur? Tereddütsüz Kılıçdaroğlu... “Örgütte Önder Sav’ın etkisi büyük” diyenler çıkabilir. Saygı duyarım. Ama onlara kurultay delegelerinin Deniz Baykal döneminde yapıldığını da hatırlatırım.

Gelin şöyle sadece İzmir üzerinden bir hesap yapalım. Doğal delegelerle birlikte İzmir’de 65 kurultay delegesi oy kullanacak. Kongrede seçilen 48 delegeden en çok ama en çok 6 kişi Önder Sav’ın peşinden gider. 10 milletvekilinin ancak 3’ü Sav’ı destekliyor. Geri kalan doğal üyelerden Sav ekibi en çok 3 oy alır. Sonuçta 65 kurultay delegesinden en çok 12’si Sav ile hareket eder.

Yani “Örgütte Sav etkisi büyük” söylemi aslında koca bir fiyasko. İşte Sav’ın ağır toplarının olduğu İzmir’deki tablo. Bu tablo Ege illerinde de diğer kentlerde de üç aşağı beş yukarı aynıdır. Kılıçdaroğlu, CHP’de yeni bir dönemin sayfasını açmıştır, bu konuda da örgütten tam destek alacağına kuşku yoktur.