Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Keşfet

Cumadan beri gözlerimizde yaş kalmadı. Her saniyemiz Bayraklı’daki enkaz kaldırma çalışmalarını takip ederek geçiyor.

Milletçe onca dramın içinde bulduğumuz mucizelere sarılıyor, gençlerin cansız bedenlerini gördükçe yıkılıyoruz.

Evet, bu sevinçler ve acılar bizi birleştirdi ama günlerdir böylesine sarsıcı felaketlerin canlı yayında 80 milyona durmaksızın izlettirilmesi doğru mu?

Bir deprem faciasını bir melodrama çevirmek bizi gelecek depremlerden koruyacak mı?

Önlem almamızı sağlayacak mı?

Devlet bu yayınlar sayesinde çürük binaların tümünü tahliye ettirip yıktıracak mı?

5 gündür 80 milyonu ağlatan medya, deprem gerçeğinin bari bu kez takipçisi olacak mı?

Tabii ki hayır! Hayır! Hayır!

O zaman günlerdir medyanın yaptığı duygu sömürüsünden başka bir şey değildir sevgili okurlar!

80 milyona bu dramları izletmek travma oluşturmaktan başka bir şeye yaramıyor.

Günlerdir çocuklar ruh sağlıklarını bozacak yüzlerce görüntüye şahit oluyorlar haber bültenlerinde. Filmlerde yaş sınırı getirilen görüntülerin çok daha sarsıcısı güpegündüz bütün ekranlarda hiçbir uyarı olmadan yayınlanıyor.

Ben günlerdir çocuklarımın yanında televizyon açamıyorum.

Kiminle konuşsam dünya tatlısı Elif ve Ayda’nın kurtulmasının yarattığı sevinç ve diğer çocukların cansız bedenlerinin çıkarılmasının yarattığı keder arasında şizofreni yaşıyor.

Zaten pandeminin giderek artan bilançosu ile geleceğe dair kaygılar tavan yapmışken İzmir depreminin ardından hiç durmaksızın anlatılan enkaz hikayeleri hepimizin ruh sağlığını bozdu.

Acıların bu kadar sömürülüp, deprem gibi somut ve korkunç bir gerçek üzerinden bunca ajitasyon yapılmasına artık yeter diyorum!

Konuşacaksak sonuç almak, bir şeyleri değiştirmek için deprem konuşalım… Kayıpların yaşandığı enkaz halindeki binaları ağlama duvarına çevirmek için değil!

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar