Milli Eğitim Bakanı Selçuk'a merak edilenleri sordum
Bu köşede de, çıktığım yayınlarda da uzaktan eğitim ve okulların kapalı olması üzerine isyanımı defalarca dile getirdim.
En son yine sevgili Ebru Baki’nin programında dayanamayarak takdir ettiğim ve saygı duyduğum bir insan olan Bakan Ziya Selçuk Bey’e sitemimi ifade ettim.
Bir ve ikinci sınıf talebelerinin yüzde 90’ının hala doğru düzgün okuma yazma bilmediğini eğitim sendikaları da söylüyor.
Her yer açıkken yalnızca okulların kapalı kalmasını üstelik öncelikli risk grubu çocuklar olmamasına rağmen bu durumun böyle olmasını kabullenemiyorum.
Gerekirse hayatın diğer alanlarını kapatıp okulları açmamız gerektiğine inanıyorum.
Nitekim Avrupa’nın birçok yerinde çok yüksek vaka sayılarına rağmen okullar açıldı.
Mesafe ve hijyen kurallarına dikkat ederek çocuklar yüz yüze eğitim alıyor.
Henüz salgında bu nedenle bir artış ya da çocuk vakalarında bir anomali gözlenmedi.
Dün de Sağlık Bakanı Fahrettin Koca yaptığı basın toplantısında yüz yüze eğitimde şimdiye kadar hazırlık ve birinci sınıflarda ciddi bir sorun yaşanmadığını söyledi.
Herkesin nefesini tutmuş okullarla ilgili bir karar beklediği şu süreçte Milli Eğitim Bakanı Sayın Ziya Selçuk’la dün konuşma imkanı buldum.
Ziya Bey’e öncelikle şu suali yönelttim:
Geçen seneki 1’ler bu sene 2 oldular. Bu çocuklar okuma yazmayı tam sökemeden pandemi nedeniyle okullar kapandı.
Bu sene 2. sınıflar hâlâ yüz yüze eğitime başlayamadı ve bu çocuklar doğru dürüst okuma yazma öğrenemedi. Ana okulları yerine 1 ve 2’leri açmak daha doğru olmaz mıydı Sayın Bakan?
Okul öncesi eğitimde zaten hâlihazırda devam eden yaz okulu sürecimiz vardı ve bu sürece bağlı olarak yüz yüze eğitime devam ediliyor Nagehan Hanım.
İlkokul 2. sınıfa geçen öğrencilerimizin ise okuma yazma sürecinde karşı karşıya kaldığı durum telafi eğitimi programlarımızda öncelikli gündemimiz oldu.
Müfredatımızı telafi süreci için yeniden yapılandırdık.
Sunmakta olduğumuz basılı ve dijital eğitim materyallerimizle, TRT EBA ekranlarındaki özel yayınlarımızla yavrularımızı sürekli olarak desteklemenin çabasındayız. Aşamalı geçiş planlamamızda da önceliğimiz yine onlar olacak.
Bakan Bey’e ikinci sorum şuydu:
Bence Tunus güzel ve ilginç bir örnek. Her güne bir sınıf olacak şekilde organize ederek tüm seviyeleri kademeli olarak başlattı.
Avrupa’da da birçok yerde Ağustos ayından itibaren yüz yüze eğitime geçildi. Siz diğer sınıflar için nasıl bir geçiş düşünüyorsunuz Sayın Selçuk?
Yüz yüze eğitime başlangıçla ilgili ilk ayrıntıları paylaşırken yapmış olduğum değerlendirmeyi hatırlatmak isterim:
“Avrupa ülkelerinin tamamına yakınında okullar, tüm kademe ve sınıflarda yüz yüze eğitime başladı. Ancak biz, ülkemizde daha kontrollü ve aşamalı bir başlangıçtan yanayız.”
Sağlık Bakanlığı ve Bilim Kurulu’nun değerlendirmeleri doğrultusunda, salgının seyrine de bağlı olarak tüm öğrencilerimiz için aşamalı olarak yüz yüze eğitim müjdesini vermeyi çok arzuluyoruz Nagehan Hanım.
Türkiye’nin her yerinde vaka sayısı aynı değil. Mesela Batı Marmara’da çok düşük ama oradaki okullar da kapalı.
Vaka kotası getirip okulları şehir şehir kendi içinde değerlendirip açmak hem az vaka olanları ödüllendirip hem oradaki çocukları eğitime kavuşturur. Ortak karar yerine böyle bir uygulamaya geçmeyi düşünür müsünüz?
Elbette, her ilimizde salgının seyriyle ilgili farklı tabloları Sağlık Bakanlığımız paylaşıyor Nagehan Hanım.
Başlamış olan yüz yüze eğitim sürecinin illerimizdeki devamlılığı konusunda İl Hıfzısıhha Kurulları gözlemler yapıyor.
Eğitim sistemimizi bir bütün olarak değerlendirip uygulamada birlikteliği sağlamak eğitimde fırsat eşitliğinin ilkesi gereği planlamalar yapmak durumundayız.
Ülkemizdeki salgının seyri de dikkate alınarak bilimsel veriler ışığında, okul öncesi eğitim ve ilkokul 1. sınıflar için başlattığımız süreçte olduğu gibi alternatifli planlamalar dahilinde aşamalı olarak yüz yüze eğitime geçmeyi hedefliyoruz.