Cumhuriyet Tarihi bölümleri ne işe yararlar?
DÜNKÜ sayfamda yazmıştım: Selânik arşivlerinde neredeyse elli sene boyunca çalı- şan ve Atatürk’ün aile bilgileri, doğduğu ev, akrabaları ve hattâ Ali Rıza Bey’in vefat evrakı gibi mahkeme belgelerinden tapulara kadar çok sayıda meçhul kaydı ortaya çıkartan Yunan tarihçi Prof. Vasilis Dimitriadis’in bu belgelere dayanarak kaleme aldığı “Bir Evin Hikâyesi” isimli eseri, Türk Tarih Kurumu tarafından nihayet yayınlandı...
Prof. Dimitriadis’in kitabı devletin kurucusunun çocukluk seneleri üzerindeki bilinmezlik bulutunu dağıtmasının yanısıra çok önemli iki iş daha görüyor: Atatürk’ün ailesi, özellikle babası hakkında Rıza Nur isimli çatlağın seneler önce ortaya attığı ama bazı çevrelerde hâlâ tekrarlanan edepsizce yalanların birer palavradan ibaret olduğunu gösteriyor ve üniversitelerimizdeki Cumhuriyet Tarihi bölümlerinin hiçbir işe yaramadıklarını ayan beyan ispat ediyor!
Bir devlet düşünün, kuruluşunun üzerinden 94 sene geçmiş olsun, memleketin üniversitelerinde bu dönemi araştırmakla görevli dünya kadar bölüm bulunsun, askeri, sivili, politikacısı ve halkın büyük kesimi kurucusunun ismini dilinden düşürmesin, o kurucu hakkında binlerce kitap, makale, vesaire yazılsın ama ailesi hakkında bir-iki isim dışında tek bir çalışma yapılmasın ve hattâ hiçbirşey bilinmesin!
Üniversitelerimizdeki “Cumhuriyet Tarihi” bölümleri ile “Atatürk İlke ve İnkılâpları Enstitüleri”nin vaziyeti maalesef budur!
BİR İMAM VE BİR ASKER!
Atatürk’ün ailesi hakkında, Prof. Dimitriadis’in eserinden önceki son birkaç sene içerisinde iki önemli çalışma yapıldı: Emekli bir imam olan Mehmet Ali Öz “Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Soy Kütüğü”, emekli Albay Ali Güler de “Benim Ailem” isimli birer kitap yayınladılar. Kitaplarda, Mustafa Kemal’in ailesi konusunda arşivlerde bulunan ve ama araştırılmamış bir hayli belge vardı.
Prof. Vasilis Dimitriadis’in yeni çıkan kitabı işte bu alandaki çalışmalara şimdilik son noktayı koyuyor.
Dikkat ettiğiniz takdirde, sözünü ettiğim eserlerin sahiplerinin üniversitelerimizin anlı şanlı “Cumhuriyet Tarihi” yahut “Atatürk İlke ve İnkılâpları Enstitüsü” mensupları değil, “dışarıdan” kişiler olduklarını ve devletin kurucusunun ailesi ile ilgili bilinmezliklerin bu kişilerin hevesli çalışmaları sayesinde aydınlanabildiğini farkedersiniz.
‘MAVİ GÖZLER’ TERENNÜMÜ
Dolayısı ile, artık sorulması gereken çok önemli bir soru var: Üniversitelerdeki “Cumhuriyet Tarihi” denen ana bilim dalları, bölümler, vesaireler ne işe yararlar?
Söyleyeyim: Hiçbirşeye! Güya “bilimsel” olan bu bölümlerde devletin kurucusunun ailesi ve hayatı hakkında şimdiye kadar maalesef hiçbir önemli çalışma yapılmamış, senelerdir sadece “Senin mavi gözlerinin verdiği ışık ve güç yolumuzu aydınlatmaktadır”, yahut “Heyecanımız senden aldığımız kıvılcımla daha da kuvvetleniyor” gibisinden sloganlar atılmış; “Atatürk düşüncesinde kadının yeri”, “Atatürk ve çocuk” veya “Atatürk de Atatürk...” gibisinden sade suya tirit birşeyler yazılmıştır, o kadar...
Türkiye’nin arşivleri bir evrak cennetidir ama Atatürk uleması arasında yorulmayı göze alıp o arşivde çalışacak, heves sahibi nerdeeee? Üstelik sadece arşivler değil, gazete kolleksiyonları, hattâ sadece eski harfli olanları değil 1928 sonrasındakiler, yani yeni yazı ile çıkmış gazeteler bile malûmat ile doludur fakat kütüphaneye gidip de kolleksiyon taramak ulemaya zor gelir, zira ciddî araştırma terletir, inkılâpçılık oynamak ise çok daha kolaydır...
Geçen gün “İletişim fakülteleri ne işe yararlar?” diye sorduğum için işitmediğim lâf kalmadı, şimdi daha da fazlasının geleceğini bilerek ve açıkça söylüyorum: Vasilis Dimitriadis’in son derece önemli olan kitabı, yani Atatürk’ün aile kayıtlarını bizlerin değil bir Yunan profesörünün bulup yayınlamış olması Cumhuriyet tarihçilerimiz için çok büyük bir züldür ve lâf etmekten başka işe yaramayan bu bölümlerin geleceklerinin artık ciddî şekilde tartışılması şarttır!
- Bin küsur senedir Müslüman olan millete kurban öğretme zevzekliği6 gün önce
- Mourinho'ya 24 milyon euro verecek olan Fenerbahçe, 1932'de "Parasız kaldık" diyerek Atatürk'ten 500 lira almıştı!1 hafta önce
- Sokak köpeklerini uyutmak yahut kısırlaştırmak yerine spirali neden düşünmüyoruz?3 hafta önce
- İşte, Samsun yolculuğunun ardındaki isme ait çok önemli bazı ses kayıtları...1 ay önce
- Çok cahiliz, çoook!1 ay önce
- Ermenistan ile dostluk hoş ama boş bir hayaldir!1 ay önce
- 125 sene öncesinin TOGG'u...1 ay önce
- İşte, gerçek İngiliz Hasta2 ay önce
- Üç devletlûdan üç kitap2 ay önce
- Nurtopu gibi bir merkez sağ parti doğuyor: CHP2 ay önce