CHP'nin fikri kaynakları...
GELECEK hafta bugün, ilk kez bir hafta içi büyük kurultayını yapacak CHP’nin yeni rotası ne olacak? İki gündür basında yer aldığı gibi 4 farklı eğilimi bir araya toparlayan CHP mi? Yoksa köklere yeniden dönüş ile değişim arasındaki klasik kavgasına mahkûm, karmaşık söylemli bir parti mi? CHP Genel Başkan Yardımcısı Sencer Ayata ile dün sohbet ederken konu bu noktadan başladı. Önce iki gündür sıkıntı içinde olduğu konuya açıklık getirmek istedi. CHP’nin programının kurultay sonrası, sosyal liberal, sosyal demokrat, sosyalist ve Atatürkçü 4 ayak üzerine oturacağına yönelik bir çabalarının bulunmadığını söyledi. CHP internet sitesine yansıyan ve bu algıya neden olan durumun bir yol kazası olduğunu kabul etti.
SDP’NİN HIRİSTİYANLIĞI...
Ancak bu söylemlerin eksik kaldığını, buna yeşili, çevreyi, kültürü, bilimi de eklemek gerektiğini belirtip devam etti: “Biz CHP’nin fikri kaynaklarından söz ediyoruz. CHP bu kaynaklardan beslenen bir parti... Yoksa bu eğilimler üzerine oturan bir parti değil.” Bu aşamada Alman Sosyal Demokrat Parti’nin son dönem fikri kaynakları arasına koyduğu “Hıristiyanlık” unsurunu anımsattı. “SDP, Hıristiyanlığı fikri kaynağının arasına koydu diye kıyamet kopmadı, kimse de tartışmadı” dedi. Fikri kaynak açısından CHP’nin ana eksenini bozmamak kaydıyla değişik kaynaklardan faydalanmasının yadırganmaması gerektiğini söyledi.
DEMİREL’İN SÖZLERİ
Bu aşamada bir süre önce ziyaret ettiği 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ile arasında geçen bir konuşmayı aktardı. Demirel, 1946’da CHP için eskiyi reddetmek için bir fırsat doğduğunu anlatmış, “Eğer yapsaydı, CHP geçmişin yüklerinden kurtulmuş olacaktı” demiş. Hemen ardından gelen sözü ise daha anlamlı olmuş: “Ama iyi ki de yapmadı. Eğer yapmış olsaydı, kökleriyle bağını koparacaktı...” Ayata bugün de CHP’nin temel değerleri ile sosyal demokrasi arasında sağlam bir köprü kurulacağından söz etti. CHP’de asıl sorunun, temel değerlere çok sıkı sarılıp, “Köklere yeniden dönelim” diyenler ile sosyal demokrat bir partinin genetiğinde olması gereken değişimi arzulayanlar arasındaki çekişme olduğunu belirttim. Bir de partinin son dönemde militarizme daha fazla sarılan bir çizgide olduğu algısının ortaya çıktığından bahsettim. Her ikisi için de görüşü farklıydı. Bir sosyolog olarak yaptığı araştırmalardan söz etti ve yakın geleceğin CHP için önemli bir dönüm noktası olacağına olan inancını güçlü kelimelerle kayda geçirdi.
CHP’NİN YOLU
Peki, CHP bunları kurultay sonrası başarabilecek mi? Bunu anlamak için son iki gündür program etrafında yapılan tartışmalara bakmak yeterli. Bir grup “Atatürkçülük ile sosyalistliğin nasıl bağdaşacağından” yola çıkıp eleştirisini getiriyor. Diğer bir grup ise partinin 4 eğilimli hale getirilip bir zamanlar ANAP’ın karşılaştığı duruma sokulmak istendiğinden söz ediyor. Herkes kendi kafasındaki CHP’yi arıyor; onu yaratmanın peşinde koşuyor. Kimse de dönüp partinin ne olması gerektiğiyle uğraşmıyor. Böyle olunca da CHP’de kurultaylar da kavgalar da bitmiyor.
- Güçlenen göçmenler, zayıflamış liderler…13 saat önce
- Avrupa'da karşıtların konsalidisyonu...2 gün önce
- Ticarete sınır mı, yoksa vergi mi?5 gün önce
- Tropikleştik…1 hafta önce
- Orta Doğu'nun sinir uçları…2 hafta önce
- Trajik zihin…2 hafta önce
- Dünyanın konsültasyon raporu...2 hafta önce
- Fetvasını arayan İran…3 hafta önce
- Gençleşemiyoruz...3 hafta önce
- Mr. Fico…4 hafta önce