Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Anasayfa Özel İçerikler Muharrem Sarıkaya Ticarete sınır mı, yoksa vergi mi?
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        BAŞLIKTAKİ soru sadece içinde bulunduğumuz bu coğrafyanın değil, bütün dünyanın üzerinde tartıştığı bir konu…

        Öyle görünüyor ki bu yılsonundan itibaren çok daha fazla tartışacağız…

        Nedeni de 1997 Kyoto’da atılan adımın ardından, 2015 Paris Anlaşması ile güçlenen ve 2021 Glosgow’da da ekler alan, 2050 yılına kadar çevreye Sıfır Karbon Yayılımını hedefleyen ilkeler bütünü…

        Son günlerde gelen yüksek yağış ve ısı değişikliğiyle sıklıkla karşılaştığımız iklim dengesizliğinden çıkmak için ülkelerin büyük bölümü Birleşmiş Milletlerin öncülüğünde hazırlanan iklim ve çevre anlaşmalarına imza koydu...

        TÜRKİYE HEDEF BÜYÜTTÜ

        Türkiye de bu kapsamda 2053 yılı için net sıfır emisyon hedefi ilan etti…

        Önceki yıl Mısır’ın Şarm El-Şeyh şehrinde yapılan Taraflar Konferansı’nda da 2030’a kadar vaat ettiği %21’e varan azaltma hedefini yükselterek %41’e çıkardı.

        Bu kapsamda 500 milyon ton emisyon azalımı yapıp, 2038 yılında da en tepe noktaya ulaşacağına söz verdi.

        Türkiye ile birlikte birçok ülke de bu kapsamda içten yanmalı motorla çalışan otomobillerden vazgeçip, elektrikli otomobillere yönelmek için adım attı.

        İKLİM VERGİSİ GELİYOR

        Ancak belirlenen ilkelere ulaşmak ağır koşullar ülkelere ağır ekonomik yükü de beraberinde getiriyor.

        Yale Üniversite’sinde yapılan araştırmaya göre, tüm bu etkilerin ülkelere yüklediği küresel maliyet 1,6 trilyon doları buluyor.

        Ülkeler de yüklendiği masrafı, çevreyi kirletenlere yükleme konusunda kararlı…

        Son günlerde kanun çıkarılması için hazırlıkların yapıldığı ileri sürülen İklim Vergisi de bunların arasında yer alıyor.

        Birçok ülkenin uzun yıllardır uygulamaya koyduğu herkesin kirlettiği kadar sorumlu olacağı sistemin getirilmesi hedefleniyor.

        100 KİLOMETREDE 3,7 LİTRE YAKIT SINIRI...

        Bu kapsamda ABD de İklim Değişikliğiyle Mücadele Stratejisi’nin bir parçası olan Araç Kilometre Kuralını sıkıştırma kararı almış…

        Buna göre otomobil üreticileri 2031 yılına kadar sattıkları tüm bek otomobil modelleri için galon (3,7 litre) başına 65 mil (104 km) yol yapması şartını getiriyor.

        Bununla da kalmıyor, New York Times’ta yer alan Mercan Davenport’un haberine göre, hafif kamyonlar için de bu oran 54,4 mil (87 km) standardına indirilecek…

        Bugün orta sınıf 1600 cc bir otomobilin 100 km’de yaktığı mazot miktarı 7,5 litre, benzinlide ise bu oran otomobilin teknolojisine göre 9-12 litreye kadar yükseliyor.

        ABD yönetimi, otomobillerin tamamen hibrit veya elektrikli olması için bu noktada da durmuyor, 2035 yılında tamamen elektrikli otomobile geçilmesini sağlamayı amaçlıyor.

        ÇİNLİ OTOMOBİLE YÜKSEK VERGİ

        Bu Çinli otomobillerin ülkelerde bir anda yükselmesine yol açtığı için Türkiye gibi ABD de yeni vergi oranları belirledi; yüzde yüz artırım yaptı.

        Çünkü Çin 16-17 bin Dolar civarında, yani bugünkü kurla 400-500 bin liraya otomobil satıyor; ucuz iş gücünün getirdiği avantajı kullanıyor…

        Küresel rakamlar da Çin’in bu alanda önemli bir yol aldığını gösteriyor.

        Buna göre 2023’te dünyada satılan her beş arabadan biri elektrikliydi ve neredeyse yarısından fazlası da Çin’de üretilmişti…

        İlginçtir buna Çin’de üretim yapan ABD markası Tesla da dahil…

        SINIRDA KARBON ENGELİ

        Uluslararası Enerji Ajansı’na göre 2018’de dünyada üretilen araçların sadece %2’lik gibi küçük bir oranına sahip elektrikli otomobiller, aradan geçen 5 yıl gibi bir sürede %18’ini oluşturmaya başladı.

        Bu yılın sonunda Avrupa Birliği’nin ithalatta uygulayacağını açıkladığı ve 2026’da tüm ürünler için hayata geçireceğini açıkladığı Karbon Vergisi de bütün ülkeleri buna zorunlu kılıyor.

        AB’nin başlattığı Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (SKDM) da işin bir diğer yönü.

        Yani bir ürünün üretimi sırasında ne kadar karbon çıkardığı bu yılın sonundan itibaren raporlanmaya başlanacak ve 2026’dan sonra gelen her ürün bu kapsamda işlem görerek ithalatında daha pahalıya gelecek maliyet bindirilecek.

        Bu da o ürünün fiyatını yükselteceği için satışını etkileyecek…

        AB’nin yöne gitmesinin nedeni de karbon vergileri dolayısıyla ülkeden kaçıp, az gelişmiş ülkelerde üretim yapma yoluna giden şirketlere engel getirmek.

        Yani bir taraftan içerde karbon vergileri ile firmalarının daha çevreci üretim yapmalarını sağlarken, Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizmasıyla da vergiden kaçıp diğer ülkelere giden şirketleri sınırlamak…

        ÜST SINIR TİCARETİ KİM BELİRLEYECEK?

        Elektrikli otomobil piyasasına hakim olan Çin de bundan kurtulmak için Üst Sınır Ticareti (Cap and Trade) adı verilen Emisyon Ticaret Sistemleri (ETS) için konulan üst sınırın altında üretim yapmak amacıyla otomobil ürettiği eyaletlerinin bazılarında pilot uygulamalara başladı.

        Sisteme göre daha temiz üretenler kazandıkları bu puanları ticari faaliyetinde de kullanabilecek…

        Üst Sınırı eşiğini geçebilmek için temiz üretim yapan firmalardan bunları satın alabilecek.

        Ancak üst sınır ticaret oranını kimin, neye göre belirleyeceğine dönük bir veri yok…

        ABD de her şeye rağmen elektrikli otomobilde öne çıkan Çin’in atağının önüne geçmek için firmalarına destek kararı almış...

        Aktarıldığına göre aralarında Tesla, General Motors, Ford ve Jeep’in sahibi Stellantis’in de bulunduğu otomobil üreticileri, yeni ürünlerini 25 bin Doların, bugünkü kurla 800-900 bin Liranın altına indirme planlarını açıklamış...

        Bu fiyata inmeleri durumunda dahi Çin’in otomobil fiyatlarının 8-10 bin Dolar üzerinde kalıyor.

        Beyaz Saray yönetimi de bunu vergilerle aşmaya çalışıyor…

        ELEKTRİK NASIL ÜRETİLİYOR?

        Asıl mesele ise şu soruda yatıyor:

        “Elektrikli otomobiller fosil yakıt üretenlerden daha mı çevreci?”

        Bu sorunun yanıtını Glosgow İklim Zirvesi’ne katılan, çevre uzmanı Dr. Baran Bozoğlu’nun karşılaştığı trajikomik tabloyu anlatımında bulmuştum:

        “Çevreci olarak getirilen elektrikli otomobilin pillerini doldurmak için büyük bir dizel jeneratör çalıştırıyorlardı!..”