Başkanlık gerilimi
"KALLEŞ... Alçak... Korkak... Beceriksiz... Katil... Nekrofili..."
Bunlar nemi?
TBMM kürsüsünden siyasi parti liderlerinin dün karşı partilere söylediği kelimelerden bazıları...
Aslında yeni de değil.
Uzun süredir Meclis'te bu üslup devam ediyor; gerilim giderek yükseliyor.
Oysa Anayasa Mahkemesi'nin kararı bir yana bırakılırsa, ufukta bir seçim de gözükmüyor.
Ortada bir Anayasa çalışması varken, daha yumuşak bir üslup yerine bu kadar gerilime de kimse anlam veremiyor.
Bu durumu dün ziyaretime gelen AK Parti'yi ve Başbakan Erdoğan'ı çok yakından tanıyan konuğuma açtığımda gülümseyerek şu yanıtı verdi:
"Bunlar başkanlık sancısı..."
Bunun Anayasa Mahkemesi'nden farklı bir kararın çıkıp ağustosta Cumhurbaşkanlığı seçimi yapılacağı anlamına gelip gelmediğini sorduğumda, "Hayır o başkan değil" deyip devam etti:
"Benim söylediğim, asıl başkanın belirlenmesinin önseçimi gibi olacak belediye başkanlığı seçimi... "
İKİ SEÇİM ARASI
Sözünü ettiği normalde 2014 Mart'ında yapılması öngörülen yerel yönetimler seçimi.
Hükümet bir süredir bu seçimi öne almak istiyor.
Mart ayının son yıllarda çetin kış koşullarında geçtiğini belirterek, seçimin sonbahar aylarında yapılmasını istiyor.
Ancak bunun için de Anayasa değişikliğine gidilmesi zorunlu.
Tek yolu ise 2015'te yapılacak genel seçimi 1 veya 2 yıl öne çekmek.
Çünkü Anayasa'nın 127'nci maddesi, "Milletvekili genel veya ara seçiminden bir yıl önce veya sonra yapılacak mahalli idareler seçimi birlikte yapılır" hükmünü taşıyor.
Bu durumda 2015 milletvekili seçimlerinin ya 2013 veya 2014 sonbaharına çekilmesi lazım. Bir yıl içinde milletvekili seçimi yapılacağı için, mahalli idareler seçiminin birlikte yapılması zorunluluğu bulunuyor.
Ben bu hesapları yapınca konuğum kararlı ses tonuyla, "Belediye seçimi Cumhurbaşkanlığı seçiminin ardına düşürülmez" dedi.
Hükümetin yerel seçimi 2014 Mart'ından önce gerçekleştirmesi gerektiğini vurguladı.
Nedenini de Erdoğan'ın tavrına dayandırarak açıkladı:
"Yerel seçim Cumhurbaşkanlığı seçiminin provası olacak. Orada alacağımız oylar durumumuzu görmemizi, nasıl bir politikayla yola devam edeceğimizi belirleyecek. Eğer mahalli seçimde il genel meclisinde yüzde 60-70'e varırsak elimiz rahatlar. Altında kalırsak da politikayı ona göre üretmemiz gerekir."
MUSTAZAF-DER KARARI
Bu aşamada sözü kapatılan Mustazaf Der'e getirdi.
"Birileri çok yukarıdan yine bir şeyleri planlıyor" iddiasını dile getirip devam etti:
"Mustazaf Der, Doğu-Güneydoğu'da ciddi anlamda güçlü. Meydanlara on binlerce kişiyi toplamayı başaran bir örgütlenme yapıları var. PKK ile araları hiç iyi olmadı, o tarafa onlardan oy gitmedi. Kapatıldılar şimdi partileşiyorlar; bu bölgede bize sıkıntı verir."
Bütün bunlar gösteriyor ki gelecek yıl sonbaharından itibaren 2020 yılına kadar devam edecek "kesintisiz seçimler" döneminin planları bugünden yapılıyor.
Sıkıntısı bugünden bastığı için de politika zemini bu kadar ısınmış ve gerilmiş durumda.
- Güçlenen göçmenler, zayıflamış liderler…1 gün önce
- Avrupa'da karşıtların konsalidisyonu...3 gün önce
- Ticarete sınır mı, yoksa vergi mi?6 gün önce
- Tropikleştik…1 hafta önce
- Orta Doğu'nun sinir uçları…2 hafta önce
- Trajik zihin…2 hafta önce
- Dünyanın konsültasyon raporu...2 hafta önce
- Fetvasını arayan İran…3 hafta önce
- Gençleşemiyoruz...3 hafta önce
- Mr. Fico…4 hafta önce