Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        TÜRKİYE’nin önemli kararlarında hep hukuku öncelediler; siyasal ve maddi beklentilerden arınmış vicdanlarını ortaya koydular…

        İçlerinden biri bununla da kalmadı CHP milletvekili Enis Berberoğlu’nun mahkeme sürecinde yaşanan aksaklıklara vurgu yaparak, önceki TBMM Başkanı Binali Yıldırım’a hukuki görüş bildirdi:

        “Enis Berberoğlu’nun milletvekilliğinin düşürülmesi doğru değil, Bireysel Başvuru süreci beklenmeli. Anayasa Mahkemesi’nden oy birliği ile iptal kararı çıkabilir, dönülmez yola girilmemeli…”

        Yıldırım, diğer hukukçulardan da gelen görüşe bağlı kaldı ve mahkeme kararını bekletme yoluna gitti…

        Ancak TBMM Başkanı Mustafa Şentop beklemedi, tartışmalar arasında mahkeme kararını TBMM Genel Kurulu’na okuttu.

        Bu durum Berberoğlu için iki sonuç doğurdu; milletvekilliğinin düşmesiyle kalmadı, bir de dokunulmazlığı kalktığı için yeniden hapis yatmasının önü açıldı…

        YENİDEN SEÇİLİNCE KALKAR

        Oysa yeniden seçilmesi halinde milletvekillerinin dokunulmazlık hakkını otomatik olarak yeniden kazandığına ilişkin görüş daha önce Anayasa Komisyonu’nda dile getirilmişti…

        Ancak olan oldu, Berberoğlu’nun vekilliği düştü ve hapse girdi.

        REKLAM

        Koronavirüs salgını nedeniyle yarı açık cezaevlerinde kalanların evlerinde mahkumiyetlerini geçirmelerine karar verildiği için Berberoğlu bir nebze olsun sıkıntıdan kurtuldu.

        Ancak mahkum adı dahi bir insan için psikolojik ne denli yük getirdiği ortadaydı.

        Berberoğlu, Anayasa Mahkemesi’ne Bireysel başvuruda bulunup hak ihlalinin belirlenmesini istedi.

        “DÜZELTMESİ GEREKEN KARARI ALANLARDIR…”

        Tam da Berberoğlu’nun başvurusunu yaptığı günlerdi…

        Anayasa Mahkemesi Üyeliğine atanan Basri Bağcı için düzenlenen tören öncesi sohbet ederken Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan’a o gün aynen şu soruyu yönelttim:

        “Bireysel’den Berberoğlu için hak ihlal kararı çıkması halinde milletvekilliğinin düşmesiyle mi kalacak? Bu sorunun düzeltilmesi nasıl sağlanacak?”

        O gün de aktardım Arslan’ın yanıtı yasama organını, yani TBMM’yi işaret ederek aynen şöyle oldu:

        “Onu düzeltmesi gerekenler o kararı alanlar; kararlara göre aksaklık varsa onu da onlar düzeltecek…”

        Bireysel’den dün karar çıktı, “Berberoğlu’nun seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakkı ile kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğine oy birliği ile hükmetti…”

        Burada sorun kararın bu şekilde çıkması değil, karar geriye doğru işlemediği için düşen milletvekilliğinin yeniden verilmeyecek olmasında.

        İşin ilginç yanı ise milletvekilliğinin düşmesine neden olan mahkeme kararının da Anayasa Mahkemesi Bireysel kararı ile yok hükmünde olması.

        Yani, Berberoğlu’nun milletvekilliği TBMM Genel Kurulu’nda bir oylama ile değil, mahkemenin yok hükmünde olan kararının okunmasıyla düşmüş bulunuyor…

        REKLAM

        YOK HÜKMÜNDEKİ KARARIN YARATTIĞI SONUÇ DA YOKTUR…

        Tartışma da burada başlıyor.

        Yok hükmünde olan bir kararın neden olduğu eylem de yok hükmünde değil midir?

        O günkü TBMM Başkanı’na, bugün Anayasa Mahkemesi’nin aldığı kararla aynı yönde hukuki mütalaada bulunan Anayasa Hukukçusu Doç. Dr. Ozan Ergül’ü arayıp sordum.

        “Olmayan bir işlemin yarattığı sonuç devam ediyor” deyip ekledi:

        “Milletvekilliğinin düşmesine sebep olan mahkeme kararı kalktı, yok hükmüne dönüştü. Bu durumda milletvekilliğinin düşmesini gerektiren bir hukuki dayanak kalmadığına göre eylemin de yok hükmünde kabul edilmesi gerekir. TBMM Başkanı aynı yolla Berberoğlu’na milletvekilliğini iade edilmesini sağlamalıdır…”

        Bunun için Bireysel kararının yayınlanması ve Berberoğlu’nun da TBMM Başkanı’na iade talebinde bulunması gerekiyor.

        ANAYASA’YA DA EKLENMELİ

        Ancak bir daha benzer sürecin yaşanmaması için de Anayasa’nın milletvekilliğinin düşmesini düzenleyen maddesinde düzenleme yapılması gerektiği gerçeği de bir kez daha ortaya çıkmış bulunuyor.

        Doç. Dr. Ozan Ergül’ün önerisi Bireysel Başvuru mekanizmasının kurulmasından önce düzenlenen Anayasa’nın ilgili maddesine “Anayasa Mahkemesi Bireysel Başvuru’nun kararının da sonuçlanması” konulması yönünde.

        Bunun için Bireysel’in böyle 1,5 yıl beklettikten sonra değil, 60 gün içinde karar alması gerektiğine de vurgu yapılmalı ki hukukun yarattığı kayıp, hukuk yoluyla doldurulamaz hale gelmesin…

        Başkan Arslan’ın o günkü sözünü anımsatarak tamamlayayım…

        “Hak kaybını düzeltmesi gerekenler o kararı alanlardır…”

        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00
        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar