Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Sizin Şener Şen’iniz kim?

        Funkucu Badi Ekrem mi uyanık Banker Maho mu? Tellioğlu Lütfü mü kumandan Hüsamettin mi? Israrcı aşık Vecihi mi Kibar Feyzo’nun belalısı Maho Ağa mı? Sultan’ın Bahtiyar’ı mı zabıta Şakir mi? Az biraz abartmayı seven Ziya mı bitirim minibüsçü Şakir mi? Mutemet Ali Razı mı Mesudiyeli Mesut mu? Kaymakam Hilmi mi arabeskçi Şener mi?Eşkıya Baran mı aşk filmlerinin unutulmaz yönetmeni Haşmet Asilkan mı? Öğretmen Nazım mı kabadayı Ali Osman mı?

        Geçen hafta DasDas’ın Ataşehir’deki yeni mekanında ‘Zengin Mutfağı’ oyununun prömiyerine giderken yukarıdaki bütün karakterler ve daha fazlası sonsuza doğru giden uzun bir masanın etrafına toplanmış sohbet ediyorlardı...

        "Benim Şener Şen’im hangisi acaba?" diye düşünürken uzun pardösüsü, fötr şapkasıyla Muhsin Kanadıkırık’la göz göze geldim. Badi Ekrem ve Vecihi’ye selam verip minibüsçü Şakir’in iki sandalye ilerisinde eşkıya Baran’ın tam karşısında şaşkın gözlerle etrafındaki onlarca karakteri süzen Muhsin Bey’in yanına oturdum...

        Şener Şen-Uğur Yücel 'Muhsin Bey' filminde...
        Şener Şen-Uğur Yücel 'Muhsin Bey' filminde...

        40 YIL SONRA YENİDEN

        Uzun süredir bir oyuna gittiğim için bu kadar heyecanlandığımı hatırlamıyorum! Vasıf Öngeren’in 1960’ların sonunda yazdığı ve Türkiye’de tiyatro denince hemen akla gelen oyunlardan biri olan Zengin Mutfağı’nın ilk sahnelendiği 1977’den 40 yıl sonra ‘Aşçıbaşı Lüfü Pehlivan’ olarak seyirci karşısına çıkacak olan Şener Şen’i sahnede görecek olmanın heyecanıydı bu. Şen, 1987’de beyazperdede de canlandırdığı Lütfü Pehlivan önlüğünü yıllar sonra yeniden takacaktı...

        Zengin işadamı Kerim Bey’in yanında aşçılık yapan, evin hizmetçisinin manevi babası olan Lütfü Pehlivan’ın gözünden, bir zenginin mutfağından dönemin Türkiye’sine, işçi hareketlerine, sınıf çatışmasına, sağ-sol olaylarına, kontrgerillaya bakan oyunda ne göreceğimi üç aşağı beş yukarı biliyordum. Bilmediğim hayatım boyunca beyaz bir perde ya da cam bir ekranın ardından hayranlıkla izlediğim büyük usta Şener Şen’in oyunculuğunun büyüklüğünün geldiği noktaydı...

        Elinde valizi kafasında kasketiyle sahnede belirdiği ilk andan itibaren seyirciyi avucunun içine alan Şen, oyunun sonuna kadar da kimseyi bir yere bırakmadı.

        Ve genç oyuncular Kutay Sandıkçı, Gizem Ergün, Onay Kaya ve Uğur Arda Başkan’ın yanında, bizim gözümüzün önünde canlandırdığı bütün o karakterleri unutturup Lütfü Pehlivan oluverdi Şener Şen...

        Şener Şen, yönetmenliğini Başar Sabuncu'nun yaptığı Zengin Mutfağı filminde (1988)
        Şener Şen, yönetmenliğini Başar Sabuncu'nun yaptığı Zengin Mutfağı filminde (1988)

        İLK GÜN GİBİ HEYECANLI

        “Aşçıysak eşek değiliz ya!” diye diye oyun boyunca, ne yüzünü gördüğümüz ne sessini duyduğumuz ama kendisinden tiksindiğimiz, zengin fabrikatör Kerim Bey’e hizmet eden, tek derdi mesai saati bitişini bilmek ve ardından iki tek atmak olan Lüftü Usta’nın, o güne kadar hiç düşünmediği bir adama dönüşmesini Şener Şen’den izlemek muazzamdı doğrusu.

        Yaşadıkları olayların etkisiyle oyun boyunca tüm karakterler (Ahmet hariç) yavaş yavaş dönüşürken Şener Şen, seyirciyi Lütfü Pehlivan’la el ele tutuşturup sahnenin ortasına getirdi ve finaldeki o soruyu birlikte sordurdu: “Ayrılmak mı daha zor bu mutfakta hizmet etmek mi?”

        Oyunun sonunda seyirci onu ayakta alkışlarken sanki 50 yıldır o tozu yutmuyormuş, ilk kez sahneye çıkıyormuş gibi heyecandan sesi titreyen, “Tiyatro bir ekip işidir diyerek” arkadaşlarının adını tek tek okuyup teşekkür eden Şener Şen’e bakarken onunla ilgili en çok yapılan eleştiriyi düşündüm. Belki de 40 yıldır tiyatroda iki üç oyunda sahneye çıkan, neredeyse 20 yıldır bir elin parmaklarını geçmeyecek sayıda filmde rol alan, televizyonda ‘İkinci Bahar’dan beri neredeyse hiç görmediğimiz Şener Şen’in kendisini seyirciden bu kadar esirgemesi doğru mu?

        SEYİRCİ ŞEN’İ ÇOK ÖZLEMİŞ

        Zengin Mutfağı’nın şubat ayına kadar tüm biletleri satılmış. Sonrası için de yoğun bir talep var. Bu bile seyircinin bu büyük ustayı ne kadar özlediğini göstermesi açısında yeter de artar bile.

        Oyunun sonunda, gece boyunca benimle birlikte olan ‘Muhsin Kanadıkırık’a sarılıp tiyatrodan ayrıldım...

        Siz de bu güzel oyunu kendi Şener Şen’inizle birlikte izleyin...

        Funkucu Badi Ekrem, Tellioğlu Lütfü, kumandan Hüsamettin, ısrarcı aşık Vecihi, abartmayı seven Ziya, Mesudiyeli Mesut, Eşkıya Baran, aşk filmlerinin unutulmaz yönetmeni Haşmet Asilkan öğretmen Nazım, kabadayı Ali Osman hepsi Zengin Mutfağı’nda size bekliyor...

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar