Kütüphane istiyoruz
1990’lı yılların başında Harvard Üniversitesi’nden Robert Putnam siyaset biliminde klasik haline gelen ve İtalya’nın kuzey ve güney kısımlarının gelişmişliklerini sosyal sermaye farklılıklarına bağlayan bir kitap yayınladı. Putnam’a göre karşılıklı tanışıklık ve güvenin sağlandığı sivil toplum oluşumlarının bir bölgede olması oranın kalkınmasını sağlayan önemli bir etken. Kısaca, sivil toplum etkileşimleri bir toplumun refah seviyesini arttırmakta ve demokrasinin kalitesi ve işleyişi için önem taşımaktadır.
İşte böyle bir bakış açısına sahipken geçen hafta Çeşme’de bir sivil girişimin kütüphane kurmak için yaptığı çağrıları sosyal medyada gördüm. İçinde bulunduğumuz dünya koşulları ve demokrasi tartışmalarını bir tarafa bırakmamı sağlayarak bana umut ışığı oldu. Bir taraftan sivil toplum, diğer taraftan da kentsel değişim ve dönüşüme katkı sağlayan kütüphaneler olunca, destek olmamak elde değil.
Günümüzün dijitalleşen dünyasında bir kütüphane ne işe yarar diye sormayın. Öncelikle, kütüphaneler sadece kitapları depolayan mekanlar değildir. Halka açık ve ücretsiz hizmet vererek güvenilir bir alan oluştururlar, birbirinden farklı bireylerin paylaşmasına ve tanışmasına vesile olurlar.
Yapılan araştırmalar kütüphanelerin kentsel dönüşümlerde çok önemli rol oynayabileceklerini göstermektedir. Kendi bölgesindeki emekli, yaşlı, işsiz veya iş arayanlara farklı sosyal hizmetler sunarak onların da sosyalleşmelerine imkan tanımakta ve dolayısıyla kitap ödünç vermek dışında da toplumsal yararları olduğunu ve bunun da bölgedeki kalkınmayı etkileyebileceğini kanıtlamaktadırlar. Sanat, kültür ve eğitim etkinliklerine destek vererek içinde bulundukları bölgeleri de kültürel yönden değiştirebilmektedirler. Bu sebeplerden dolayı son yıllarda farklı bölgelerden sürekli göç alarak büyüyen Çeşme için de böyle bir mekanın var olması bölgesel gelişim ve demokrasi için gerekli hale gelmiştir.
Anmadan geçemeyeceğim
Kütüphanelerden söz açılmışken geçen yıl kaybettiğimiz ülkemizin önde gelen kadın hakları savunucularından sevgili Şirin Tekeli’yi de anmadan geçemeyeceğim. 1990 yılında onun öncülüğünde İstanbul’da bulunan Kadın Eserleri Kütüphanesi ve Bilgi Merkezi “kadınların geçmişini tanımak, bu bilgileri bugünün araştırmalarına derli toplu bir şekilde sunmak ve bugünün yazılı belgelerini gelecek nesiller için saklamak” amacıyla kurulmuştur. Kadınların tarihini kadınların belgeleriyle yazmak ve tek taraflı temsil etmemek için özel çaba gösteren Kadın Eserleri Kütüphanesi Türkiye’de kadın hakları konusunda çalışan önemli kurumlarımızdan biridir.
Uzun lafın kısası sevgili okuyucularım, kütüphane deyip geçmeyin, her kentte gelişmişliğin anıtı olarak bir fıskiyeye harcanacak parayı toplumu bir araya getiren ve toplumsal barışa katkıda bulunan kütüphanelere harcayın... İşte bu sebeplerden dolayı Çeşme’de bir kütüphane kurulmasını istiyoruz, herkesin de katkılarını beklemekteyiz.