Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        ÖNCELİKLE şunu söylemeliyim maçı izlerken karışık duygular içerisine girdim. Bir yandan yıldızlar topluluğu olan Beşiktaş'ın Avrupa'da oynamasını bir yandan da İstanbul BŞB'nin ilk kez çıktığı bir kupa finalini kazanmasını istedim. İki takımın 120 dakika boyunca yaptığı mücadele üst düzeydeydi. İki takım da kaybetmek istemedi.

        Beşiktaş maçın genelinde yıldızlarıyla çok net pozisyonlar buldu. Ama belki Türkiye'ye geldiğinden bu yana Hasagic'i hiç bu kadar iyi oynarken görmedim. Müthiş toplar çıkardı. İstanbul BŞB adına Cihan'la birlikte maçın kahramanı oldu.

        Guti'nin oynadığı bir orta sahayla Beşiktaş sıkıntı çekiyor. Çünkü Guti yürüyor. Önceki maçlarda top almaya çıkıyordu. Fiziksel olarak düştüğü için artık top almaya da çıkmıyor. Beşiktaş, gelecek sezon için Guti'yle oynayıp oynamayacağını tekrar düşünmek zorunda. Çünkü bu oyuncuyla orta sahanın üstünlüğünü elinize alamıyorsunuz. Necip'le Fernandes sırf Guti'nin açığını kapatabilmek için herhalde 15'er kilometre koştular. Necip, Fernandes ve Quaresma, Beşiktaş'ın bu kupayı kazanmasındaki en önemli 3 oyuncuydu. Hele ki Necip'e ' bayıldım. Toplu topsuz oyunda ve her kademede vardı. Onu seyrederken ben yoruldum. Artık tüm taraftarlarının kendi Türk oyuncularına daha fazla sahip çıkması gerekir. Önemli olan bir maçta Guti'den bekleyeceğiniz 2-3 ara pası değildir. 120 dakika sahada takımı için ölen, ısıran, mücadele eden bir futbolcuyu alkışlamak daha doğru bir davranıştır. "I love you Guti" yerine "I love you Necip" demeleri bence daha doğru.

        Elindeki kadroya göre Tayfur hoca en iyi 11 'i çıkardı. Ancak oyuncu değişikliğinde Bobo'yu alıp Almeida'yı sokması hiçbir fark yaratmadı. Çünkü iki oyuncunun da fizik kalitesi düşük. Hilbert, Guti'nin yerine 2. yarının ortalarında girmiş olsaydı Beşiktaş maçı uzatmaya bile bırakmazdı.

        Eğer sakatlanmamış veya çok yorulmamışsa İbrahim Akın'ın oyundan alınması da maçın kırılma anlarından biriydi. Çünkü bu oyuncu ileride top tutabilen, rakip savunmayı rahatsız eden bir oyuncu. İbrahim'in çıkmasından sonra İstanbul BŞB'nin atakları cılızlaştı. Etkili hücum geliştirmekte zorlandı. Ancak Tum-Gökhan değişikliği çok yerindeydi.

        Maçın geneline bakarsak ortada bir maç oldu. Bir final maçı için iki takım da çok hata yaptı. Hem Beşiktaş hem İstanbul BŞB gerek son paslarda hata yaptı gerekse orta sahada fazlasıyla top kaptırdı. Bu da bence Kayseri'nin saha zeminiyle alakalı bir durum. Futbolcular 120 dakika boyunca ayakta durmakta zorlandı. Böylesine güzel bir stadının zemininin de aynı güzellikte olması lazım. Penaltılara söylenecek çok şey yok. Düşünün ki 5 penaltıdan birini Q7 atmadı bile. Beşiktaş'ın usta ayakları kupayı müzeye götürdü.

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar