Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Afetler tüm dünyada milyonlarca insanın refahını tehdit ediyor. İklim değişikliği, zayıf yönetim, insanların ve varlıkların doğal afetlere maruz kalan alanlarda yoğunlaşmasının artması, özellikle yoksul ve kırılgan ülkelerde afet riskini artırıyor.

        Son on yılda 1,5 milyardan fazla insan, büyük maddi kayıplara mal olan afetlerden etkilendi. Yaşama veda edenlerin geride kalanlara bıraktıkları acılar, yaralılar ve engelli hale gelenlerle tablo daha da zorlaşıyor. Afete hazırlık önlemleri ve planlama, afetlerin etkilerini azaltıyor, ama dünya bu açıdan iyi sınav veremiyor.

        Afet bölgelerine yardımların zamanında ulaşmasını sağlamak için havalimanları ve havacılık sektörü ise şu an en hayati önem taşıyan ulaşım sistemi olarak dikkat çekiyor. Bu sebeple havalimanlarının gerekli hallerde insani yardım akışını iyi sağlayabilmeleri için hazırlık ve tedbir gerekiyor. Otoritelerin personeli yönetme becerisi, insani yardım kalitesi ve zamanında teslim en önemli husus. Maalesef bu üçünü de bu depremde beceremedik, fakat depremden günler sonra sahada iyi gösteri yapanlar oldu.

        Türkiye bu depremde yardımların zamanında ve gerekli olan yerlere ulaştırılmasında lojistik planlama sorunu yaşadı. Sahip olduğumuz sivil, kamu ve askere ait uçak ve helikopterlerin böyle bir felakete hazır olmadığını tecrübe ettik.

        Yurtiçinden ve yurtdışından deprem bölgesine gelen yardım malzemelerini, yardım ekiplerini, uçakları yönetmenin zorluğunu da bu afetle yaşamış olduk. Türkiye’de faaliyet gösteren Alman DHL firmasının yardımların ihtiyaç sahiplerine ulaşmasında, uçakların ve ekiplerin planlamasında önemli bir katkı sağladığını havacılık sektöründeki isimlerden öğrendim. Sadece havalimanımız, uçaklarımız ve helikopterlerimizin olması yetmiyor. Bunları koordine etmek, yönetmek ve zamanla yarışarak lazım olduğu an hedefe ulaştırmak için de liyakatli insan gücüne, plana ve programa da ihtiyacımız var. Maalesef AFAD ve diğer kurumlarımız bu işi de organize edememiş.

        Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP), çerçevesinde Havalimanları Afete Hazırlığı / Get Airports Ready for Disaster (GARD) programı var. Almanya Posta kurumunun iştiraki “Deutsche Post DHL” (DP DHL) de bu programın önemli bir ortağı ve tecrübeli bir kurum. Ayrıca dünyadaki havalimanlarının çatı örgütü Türkiye’den TAV ve İGA’nın üyesi olduğu Airports Council International (ACI) de acil durumlara müdahalede kamu özel-sektör iş birliği modelleri üzerinde kafa yormuş bir kurum. Ellerinde GARD için çeşitli modeller bulunuyor. Afetlere müdahalede insani yardım ve personel akışını yönetmek için havalimanı kapasitelerini değerlendirerek, havalimanlarını afet durumunda lojistik merkezler olarak kullanmak için üzerinde çalışmış ellerinde eylem planları var.

        GARD programı kurulduğu 2009 yılından bu yana 28 ülkede 61’den fazla havalimanında uygulanmış. Havalimanı yöneticileri ve operasyon personeli, sivil havacılık yetkilileri ve ulusal afet yönetimi yetkilileri dahil olmak üzere çok sayıda profesyonele eğitim verilmiş. Bu tarz programlar deprem kuşağındaki Türkiye için önemli. Devlet Hava Meydanları İşletmesi (DHMİ) ve diğer özel sektör işletmecilerinin de GARD’ın tecrübesinden faydalanması gerekir.

        Ülke olarak elimizdeki imkanların acil durumlarda en iyi şekilde kullanılabilmesi için önceden plan, program sahibi olmamız ve özellikle lojistik tarafımızı güçlendirmemiz gerekiyor. THY’nin iştiraki Turkish Cargo gibi şirketlerimizin kabiliyetlerini DHL gibi güçlü hale getirmek için de bir şeyler yapmak icap ediyor.

        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00
        Yazı Boyutu

        Afet bölgesine yolculuk tedbir gerektirir!

        Afet bölgesine yolculuk tedbir gerektirir!
        0:00 / 0:00

        Ülke olarak büyük bir felaket yaşadık. 11 ili kapsayan depremin sebebi olduğu yıkımda Hatay Havalimanı hariç tüm havalimanları ilk günden itibaren yardımlar için adeta merkez oldu. Başta THY ve Pegasus olmak üzere ülkemizin tüm havayolları deprem bölgesine adeta havadan köprü kurdular.

        Depremler havadaki uçakları etkilemiyor, ama varış noktaları deprem bölgesindeki bir havalimanıysa bazı hususlara uçuş mürettebatlarının ve yolcuların da dikkat etmesi gerekir. Çünkü deprem bölgesindeki bazı havalimanlarının altyapıları etkilenirken, etkilenmeyenler de depremzedelerin sığınak noktası oluyor. Başta yaralılar olmak üzere bölgeden tahliyeler de havalimanlarından yapıldığı için buralarda yoğunluklar yaşanıyor. Kargaşa olabiliyor.

        Eğer felaketin yaşandığı veya depreme eğilimli bölgelere seyahat edecekseniz öncelikle panik durumunun gözden geçirilmesi lazım. Görevli personeli endişelere sevk edecek sohbetlerden, anılardan uzak tutulması şart. Artçı deprem başladığında veya yeni bir hadiseye anında hazırlıksız yakalanmamak için gerekli güvenlik önlemleri mutlaka önceden planlanmış olmalı. Acil durumlarda düşmemek, korunmak ve bir yere tutunmak önemlidir.

        Ayrıca deprem esnasında eğer yolcu olarak uçakta bulunuyorsanız, endişe etmenize gerek yok. Uçaklar deprem anında en güvenli yerlerden birisidir.

        Pistler çevresinde bina olmadığı için de güvenlidir. Ama deprem bölgesine yapılacak seyahatlerde mutlaka çantanızda ilave malzemeler olmalıdır.

        Acil durumlarda havalimanlarında kalanlar için 6 uyarı!

        Acil durumlarda havalimanlarında kalanlar için 6 uyarı!
        0:00 / 0:00

        COVİD-19 sonrası havalimanlarında yaşanan kaos ciddi sıkıntılara sebep oldu. Geçen yıl yapılamayan seferler sebebiyle havalimanında gecelemek zorunda kalan çok sayıda yolcu oldu. Benzer durum havacılık sektöründe deprem ve sair gibi acil durum hallerinde de karşımıza çıkıyor. Eğer tedbirli olunursa acil durumlar daha az sorunla atlatılabilir.

        Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü (ICAO) bu yıl yolcu talebinin 2019’dan yaklaşık yüzde 3 daha yüksek olacağını söylüyor. Ancak bu olumlu havaya sektörün tüm paydaşlarının ne kadar hazır olduğu tam kestirilemiyor. Personel, ekipman ve uçak sorunu devam eder, üzerine bir de deprem veya Rusya-Ukrayna savaşı gibi yeni acil durum vakaları eklenirse yolcular için problemler katlanır. Kısacası yolcu sayısının artacağını dair beklentilerin sektöre nasıl yansıyacağı bilinmezliğini koruyor.

        Artan yolcu talebi, geçen yaz sezonu gibi sıkıntıları da beraberinde getirebilir. Daha fazla uçuş iptal olabilir, rötarlar artabilir, güvenlik kuyrukları uzayabilir hatta havalimanlarında daha çok yolcu sabahlamak zorunda kalabilir. Böyle bir risk var.

        Eğer herhangi bir sorun sebebiyle havalimanlarında mahsur kalırsanız en önemli meseleniz uyumak olacaktır. Bunun için hangi formülleri deneyebileceğinizi araştırdım.

        • 1) Rahat kıyafetlerle yola çıkın

        Kuşkusuz uçuşun her evresinde rahat kıyafetler seçmeniz daha konforlu seyahat yapmanızı sağlayacaktır. Ancak sıkıntılı dönemlerde bu husus daha önemli hale gelir. Özellikle kat kat giyinmeye dikkat etmenizi tavsiye ederim. Uçuşunuz iptal olduğu, rötar yaptığı veya genel olarak uzun süre havalimanında geçirmeniz gerektiğinde önleminizi almış olursunuz. Her havalimanın sıcaklık veya soğukluk dereceleri aynı olmadığı için kat kat giyinerek ortamın sıcaklığına göre üstünüzü çıkarabilir ya da giyebilirsiniz. Gece terminalde uyumak zorunda kaldığınızda terminalin hangi bölgesinde yer bulacağınızı bilemediğiniz için rahat kıyafetler tercih etmek kurtarıcı olacaktır.

        REKLAM
        • 2) Doğru yeri bulmaya çalışın

        Havalimanında uzun süre vakit geçireceğinizi fark ettiğinizde kendinize havalimanının en rahat koltuklarını bulmaya çalışın. Rahat uyuyabileceğiniz koltukları keşfe çıkın. Havalimanlarında hiç bilinmeyen yerlerde dinlenmek için rahat koltuklar olabileceğini unutmayın. Mesela İstanbul Havalimanı’nda bu tarz alanlar oluşturuldu. Yoğunluğun az olduğu alanlara yönelin böylece daha iyi dinlenme imkânınız olabilir.

        • 3) Aklınız eşyalarınızda kalmasın

        Dinleneceğiniz alanda eşyalarınızı koruyacak tedbir alın. Elinize, kolunuza bağlayın veya imkân varsa koltuğa kilitleyin. Aklınız ne kadar az eşyalarınızla meşgul olursa o kadar iyi dinlenirsiniz. Bunun için tedbiri önden alın, çok sessiz yer ararken kuytu mekanların cazibesine kapılmayın. Kameraların gördüğü, personelin bulunduğu yerlerde dinlenin. Yan yana üç koltuk var ve uzanarak uyuyabileceğiniz bir alan bulduysanız eşyalarınız bir arada, elle uzanacak seviyede ve başınıza yakın olsun.

        • 4) Lounge seçeneklerini değerlendirin

        Uçuşların iptal olduğu zamanlarda özel yolcu salonları da (lounge) kalabalık olur. Ancak daha uzakta farklı lounge olabilir. Mutlaka araştırın. Havalimanlarında farklı lounge konseptleri olabiliyor, şansınızı mutlaka deneyin. Ayrıca imkanlarınız dahilinde havalimanı oteli veya uyku kabinleri de imdadınıza yetişebilir. İstanbul Havalimanı ve Sabiha Gökçen Havalimanı’nda bu imkanlar olduğu gibi çeşitli meydanlarda da bulunuyor.

        • 5) Uyku için tedbirli olun

        Uçak seyahatlerinde her duruma karşı hazırlıklı olarak havalimanlarında uzun süre kalacakmış gibi seyahatinize başlarsanız daha az sorun yaşarsınız. Seyahatlerde kullanabileceğiniz seyahat boyun yastığı, göz bandı, kulak tıkacı ve küçük bir battaniye almanız iyi olur.

        • 6) Havayolunuzla irtibata geçin

        Herhangi bir sebepten uçuşunuz aksadığında havayolunuz bulunduğunuz şehirde otel ücretinizi karşılayamasa bile en azından size yönlendirebilir veya önemli bir bilgi verebilir. Belki size anlaşmalı bir oteline uygun fiyatla yönlendirebilir ya da eşyalarınızı daha güvenli olarak saklayabileceğiniz bir yer gösterebilir. Ayrıca havayolları gecikme süresine göre yiyecek/içecek için destek olmak durumundalar. Bunun için havalimanındaki anlaşmalı yerlerden size avantaj sağlayacak ödeme kuponları verebilirler. Önce havayolunuzla görüşün sonra diğer planlarınıza geçin.

        Diğer Yazılar