Komplo teorileri böyle zamanlarda değil her zaman ilgi gördüğü için doğruların peşine pek düşen olmaz. Zaten halk da renkli komplo hikâyelerini sevdiğinden İran’daki kazada da benzer şeyler oluyor. Hem İran’da hem Ortadoğu’da komplo teorileri havalarda uçuşuyor. İlk haber yayıldığında İran Cumhurbaşkanı Reisi’nin bindiği helikopterin “acil iniş” yaptığı açıklandı. Bu garip bir durumun habercisiydi.
Bir defa helikopterler için “acil iniş” diye bir prosedür yok. Böyle bir açıklama gelince bunun kaza olduğunu düşündüm. Çünkü helikopterde bir hadise yaşadığı zaman pilotun veya pilotların karşısına iki kural çıkar: 1- Derhal in, 2- İlk müsait olduğun an in. Yani uçaklarda olduğu gibi “acil iniş” diye bir kavram söz konusu değil. Dışarıdan “acil iniş” diye yorumlanan gelişmeler aslında bir kazanın habercisidir.
Yaklaşık 44 yıldır Bell helikopteri kullanan pilot bir tanıdığıma Reisi’nin ölümüne sebep olan kazayı sordum. En yeni model helikopterini geçen hafta fabrikada teslim alan ve bu model için eğitimlerden geçen tecrübeli pilot, helikopterin uçtuğu güzergâhı, hava durumunu, uçuş şartlarını ve Bell 212 model olduğu belirtilen 1978 model helikopterin teknik özelliklerini de dikkate alıp şu cevabı verdi:
“Bu kesinlikle bir kaza. Uçulmaması gereken hava şartlarında uçulmuş. Bu uçuşa karar veren ve onaylayanların başka niyetleri varsa onu bilemeyiz, ama bu bir kaza! Tıpkı ABD’de basketbolcu Kobe Bryant’ın yaşamını kaybettiği, İtalya’da yine Türklerin içinde olduğu bir helikopterin düşmesi, Beylikdüzü’nde TV kulesine helikopterin çarpması gibi bir kaza. Olayın yaşandığı yer ve hava şartları kaza olması dışında başka bir yoruma gerek bırakmıyor.”
Tecrübeli helikopter pilotunun değerlendirmesi böyle. Ancak helikopterin yerinin tespiti, kurtarma çalışmaları, helikoptere aynı anda bu kadar önemli ismin binmesi gibi durumlar elbette yorumlanabilir. 3 bin yıllık devlet geleneği olduğu belirtilen İran’ın cumhurbaşkanını ve dışişleri bakanını böylesine elim bir kazada kaybetmesi de manidar bir durum. Ayrıca İran içinde bu kaza sebebiyle bolca komplo teorisi geliştirilecektir. Bu normal bir durum. Zira ülke liderini kaybetmiş. Siyasi çalkantılarla çeşitli haberler gündeme gelebilir. Biz TSK Kara Kuvvetlerinde görev yapan Baykar Akıncı TİHA’nın yerini keşfettiği helikopter kazasına dönelim.
Helikopter kazaları çok ilginç özellikler taşıyabilirler. Çünkü helikopterler çekirge gibidirler, diğer hava araçlarına benzemezler. Hatta her helikopter de birbirine benzemez, kendi içlerinde farklı özellikleriyle ayrılırlar. Dolayısıyla bir helikopter kazasını yorumlayacak, anlamaya çalışacak en iyi isim, o helikopteri en iyi bilen pilottur. Ama yeni model bir helikopterde uçuşlara başlamış, meslekte yeni sayılabilecek bir pilota İran Cumhurbaşkanı Reisi’nin hayatını kaybettiği, muhtemelen 1978 yapımı, iki palli (pervane), Bell 212 model helikopter sorulduğunda da temkinli olmak lazım. Yani her pilotun, her helikopter teknik hizmet görevlisinin yorumlayacağı bir hadise değildir.
İran Cumhurbaşkanı’nın helikopteri sadece ve sadece görerek şartlarda uçuş yapabilen bir hava aracıydı. Eski teknoloji helikopterlerde arazi (terrain), ağaç, direkt, kablo (obstcale) uyarısı yapan hiçbir sistem bulunmuyor. Helikopterdeki seyyar küresel konum belirleme cihazı GPS ise böylesine kötü hava şartlarında rehber olacak, yardım edecek bir sistem değil. Dolayısıyla görerek şartlarda uçulan bir helikopterle yola çıkarken gidilecek güzergâh ve hava şartları çok önemlidir.
Sisli, yağmurlu, fırtınalı bir havada kesinlikle uçulmaması gerekir. Rüzgârlı şartlar, yüksek vadiler, yoğun sıcak hava ortamlarına göre de kurallara harfiyen uymak gerekir. Hem yüksek dağların tepesinden uçacaksınız hem de hava çok sıcaksa helikopterin performansı düşer. Bu benzeri şartlara göre tedbirli olmak gerekir. Bir kural ihlal edildiğinde ise onun ne gibi neticeler doğuracağını hesap etmek ve gelişen krizi yönetmek zorlaşır. Kazalar da zaten uyulmayan kurallar sebebiyle gelişiyor.
Cumhurbaşkanı Reisi’yi taşıyan helikopterde, Dışişleri Bakanı Hüseyin Abdullahiyan ile Doğu Azerbaycan Eyaleti Valisi Malik Rahmeti ve Tebriz Cuma Camii İmamı Ayetullah Ali Haşim’in bulunduğu açıklandı. İran devletinin zirvesi, önemli isimler helikoptere bindikleri yerde hava açık, güzel ve uçuşa mani bir durum görülmüyordu. Fakat asıl mesele gidilecek güzergâhtaki hava şartlarıdır. İşte dikkate alınmayan, iyi değerlendirilmeyen hava şartları İran’daki helikopterin düşmesine sebep oldu.
Genelde helikopter pilotları veya bu uçuşları planlayanların, varılmak istenen yere doğru yol alırken değişecek hava şartlarını iyi hesap etmemeleri veya “falan bölgede hava bozuluyor gibi görünüyor, ama erken davranırsak, rotayı şöyle değiştirirsek, atlatırız” tarzı değerlendirmeleri yüzünden bu tür kazalar yaşanıyor. Ayrıca yolcular önemli isimler olduğu zaman da mürettebat üzerinde misafirlerini yerlerine ulaştırma anlamında ekstra bir baskı oluşuyor.
Olay Tahran’ın yaklaşık 600 kilometre kuzeybatısında, Azerbaycan sınırındaki Culfa kenti yakınlarında meydana geldi. Şöyle düşünün, hava şartları sebebiyle kurtarma ekipleri bile bölgeye ulaşmakta zorlandı. Kazanın sabahında bile bölgede kısa aralıklarla hava şartlarının değiştiği, görüş mesafesinin düştüğü oldu. Böyle ortamlar görerek şartlarda uçan helikopterler için risklidir. Helikopterin veya herhangi bir hava aracının eski olması gibi gerekçeler kazaya neden olarak gösterilemez. Devletin liderini taşıyorsa o helikopter bakımlıdır. Teknik anlamda sorunu yoktur. Hava araçları için de önemli olan bakımdır, yeni olması değildir.
Bu kazada bütün oklar dikkate alınmayan uçuş güzergâhındaki hava şartlarını gösteriyor. Bu sebeple helikopterin kalktığı yerdeki havaya bakıp, aldanmamak lazım. Tüm rotasındaki hava şartlarını araştırmak ve ona göre önlem almak gerekirken, bu yapılmamış.