Yaz sezonu ve turist denince Türkiye için iki önemli ülke var; Rusya ve Almanya. Her ikisi de Ağustos ayında ülkemize kapılarını açtı. 10 Ağustos'ta Antalya Havalimanı’na gelen Rus turistlerin sevinçleri yüzlerinden okunuyordu. Bir günde 80 uçuş yapıldı ve 20 binden fazla turist geldi. Sektör umutlandı. Ancak arka planda mutlu olmayanlar söz konusu. Üstelik bu durum Rusya’dan istenen oranda turist gelmesine de engel olabilir.
Rusya’dan ülkemize turizm organizasyonu yapan tur operatörleri şu an getirdikleri Rus turistlerden daha önce ücretlerini tahsil etmişlerdi. Diğer ifadeyle Covid-19 salgını sebebiyle sezonun başında gelemeyenler Ruslar, Antalya’da. Dolayısıyla kapılar açıldığı veya izin çıktığı için para ödeyerek tur satın alan çok az. Çoğunluk önceden parasını ödediği tatilini geç de olsa yapmak için tur operatörlerinin kapısını çalmış.
Ancak tur operatörleri de korona virüs salgın sürecinde turistlerden topladıkları paraları erittikleri için şu dönemde çok da gönüllü olarak bu organizasyonları yapma taraftarı değiller. Rusya Devlet Başkanı Putin’in de havayolları ve tur operatörlerinin topladıkları paraları iade etmeden 2021 sonuna kadar kullanmalarına imkan tanıyan yasal düzenlemeleri açıklamış olması sebebiyle karışık bir durum söz konusu. Anlayacağınız daha önceden toplanan müşterilerin paraları diğer ülkelerdeki ilgili sektörlerde olduğu gibi kısmen uçtu gitti, eridi.
REKLAM
Kısacası Rusya’daki tur operatörleri bir formül arayışı içindeler. Gelen tüm turistlerin neredeyse tamamına yakınının önceden parasını ödeyenler olmasını istemiyorlar. Kasaya sıcak para koyacak yeni müşteri bekliyorlar.
Diğer taraftan tüm dünyada olduğu gibi salgın sebebiyle gelirleri azalan, birikimleri eriyen ve tatili planını erteleyen Ruslar da söz konusu. Bu durumda Türkiye’ye ne kadar Rus turist geleceği işi merak uyandırıyor. Bizatihi tur operatörlerinin gönülsüz olması ise durumu daha da zorlaştırabilir. Bakalım nasıl bir formül bulunacak? Ağustos'taki turist trafiği Eylül ve diğer aylara nasıl yansıyacak?
Türkiye, bu yıl sıvılaştırılmış gaz (LNG) fiyatlarının aşağı inmesi sebebiyle boru hatlarıyla gelen gaz için önemli oranda frene bastı. Rusya ilk defa Türkiye pazarında liderlikten, üçüncülük seviyesine düştü. Üstelik bu gelişmeler tamda Rusya ile Türk Akım ve Mavi Akım kontratlarını müzakerelere başlayacağımız bir döneme denk geldi. Bu defa şans açıkçası her yönden Türkiye’den yana.
İran gazı için de Türkiye’nin eline ciddi bir pazarlık imkanı geçmiş görünüyor. Azerbaycan ile anlaşmamızın çerçevesi belli, ama kardeş gazının fiyatının iki ülkeden de yukarıda olması mutlak surette yeni bir adım atılmasını gerekli kılacaktır.
Rusya’nın boru hatlarıyla doğal gaz ihracatının miktarı ve fiyatları sadece Türkiye yönünde düşmedi. Küresel ölçekte gaza talepte düşüş var, ama boru gazı ile sıvılaştırılmış gazın da ciddi rekabeti, mücadelesi de söz konusu. Bu yıla adeta LNG damga vurdu dersek yanlış olmaz. Rusya’nın doğal gaz ihracatı Ocak-Haziran'da geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 17,8 oranında azalarak 91,1 milyar metreküpe düşmüş. Gazprom’un gaz ihracat geliri de yüzde 51,2 azalarak, 11,3 milyar dolar olmuş.
Rusya bu yıl gazda iki yönlü kaybetmiş durumda. LNG hem fiyatları dramatik düşürdü, hem de pazardan ciddi anlamda pay almaya başladı.
Bakalım bu gelişmeler Rus Gazprom ile Türk BOTAŞ’ın masada buluşmasına nasıl yansıyacak? Bin metreküp doğal gazı 90 ile 140 dolar aralığında Avrupa’ya satan Rusya, bu sene Türkiye’ye 280 dolar seviyelerinde gaz satmaya diretmesini nasıl açıklayacak?
Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) tahminlerine göre, küresel doğal gaz talebinin bu yıl yüzde 4 azalması beklenirken ve fiyatlarda aşağıya inmişken, Rusya boru gazında uzun vadeli anlaşmaları nasıl yapacak? Türkiye ile görüşmelere ne zaman başlayacak? Pazarlıklarda ne gibi detaylar olacak? Merak etmemek elde değil.
Uçak kaza yapar sorumlu pilot. Otobüs yoldan çıkar kabahatli şoför. Böyle bir anlayışla kazaların sonu gelir mi? Halbuki asıl suçu arayacağımız yerler belli. Taşıyıcıların, şirketlerin, denetleyici ve sektörü düzenleyicilerin rolüne bakmak gerekir.
Şoförü, pilotu kumandaya geçiren, lisans veren, çalıştıran, kontrol edenlerin yani sistemin halkalarının ne derece sağlıklı işlediğine bakılması şart. Bazı kazalar, hadisede rolü olan, etki eden unsurlarla birlikte etraflıca incelenebilse ciddi bir kazanım söz konusu olabilir. Kaza sayısı azalabilir. Böylece kaide ve kuralları yeniden gözden geçiren, dolaylı kusuru çok daha fazla olanlara müeyyideler uygulayan bir sisteme ihtiyaç var.
Mesela İstanbul’da Kuzey Marmara Otoyolu'nda meydana gelen ve 5 kişinin hayatını kaybettiği kazanın ilk raporunda yanlış manevra yaptığı belirtilen Metro Turizm şoförü kusurlu bulundu. Peki o şoförü çalıştıran şirketin kabahati yok mu? Şirketi ve şoförü denetlemesi gereken otoriteleri sorumluluğu bulunmuyor mu?
Bir de rapor yayınlandı. 2918 nolu Karayolları Kanunu'nun“Trafik kazalarında sürücü kusurlarının tespiti ve asli kusur sayılan halleri” düzenleyen 84’ncü maddesine göre şoför kabahatliymiş. Böyle bir raporla arka plana bakılma zahmeti de ortadan kalkıyor. Şirketlerin, kamu otoritelerinin sorumluluğu olmuyor.
Ayrıca Türkiye’de ciddi anlamda da yol yapım hataları, bakım, onarım sorunları ve işaretleme kusurları da söz konusu. Anlaşılan bu aşamaya geçebilmemiz ve sorgulama yapabilmemiz için daha çok kazalar geçirmemiz gerekiyor!
Sizlere daha iyi bir hizmet sunabilmek için sitemizde çerezlerden faydalanıyoruz. Sitemizi kullanmaya devam ederek çerezleri kullanmamıza izin vermiş oluyorsunuz. Detaylı bilgi almak için ‘Aydınlatma Metni’ ve ‘Aydınlatma Metnini’ inceleyebilirsiniz.