Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Keşfet Resmi İlanlar

Ulaştırma Bakanlığı’nda ilginç hatta beklenmeyen, tahmin dahi edilmeyen gelişmeler yaşanıyor. Adil Karaismailoğlu bakanlık koltuğuna oturmasından bu yana epeyce gelişme yaşandı, ama ben iki güzel gelişmeden bahsedeceğim.

Birincisi; İki gün önce Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı da ‘Kıyı Tesislerinde Verilen Hizmet Kalemleri ile Bu Hizmete Kalemlerinin Taban ve Tavan Ücretlerinin Belirlenmesi ve Uygulanmasına İlişkin Tebliğ’ yayınladı. Daha önceki yazılarımda da vurgu yaptığım üzere ithal ürünü çekmek isteyenden alınmaması gereken ücretler hem de tarifesiz şekilde fahiş fiyatlarla tahsil ediliyordu. Parayı ödemeyene da malı verilmiyordu. Gümrüklerde bu işler tamamen serbest bırakılmıştı. Denetimi, kontrolü yoktu. Anlayabildiğim kadarıyla Ulaştırma Bakanlığı bu boşluğu görmüş ve bir tebliğ ile Ticaret Bakanlığı’ndan yetkileri devralmış. Bence iyi de yapmış. Çünkü devlet adına bir kurumun liman gümrüklerinde olması, otoritesini göstermesi ve denetlemesi gerekir.

İkinci konu ise çok daha vizyoner ve Türkiye için önem arz ediyor.

Bu ay içinde Gaziantep'ten Çorlu'ya plastik ham madde taşıyan yük treni, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu'nun katılımıyla Marmaray'dan geçmişti. Ama bu öylesine sıradan bir geçiş değildi.

İkinci yurtiçi nakliye ise Ankara-Beypazarı ile Tekirdağ arasında gerçekleşecek. Ve öyle görünüyor ki Marmaray’ı artık çok daha yoğun ve olması gereken şekilde kullanacağız.

Bakan Adil Karaismailoğlu’nun yük treninin ilk geçişine tanıklık etmesi de sıradan bir hadise değil. Devamın geleceği anlamında önemliydi. Tren 16 vagonda, 32 konteyner içinde plastik ham maddesi taşımıştı. Bu yükün karayolunda TIR’larla taşındığını bir düşünün.

Anadolu'dan alınan yükün Asya ve Avrupa arasında kesintisiz olarak havayı kirletmeden ve her açıdan çevreye duyarlı bir şekilde demiryoluyla taşınması ve yaygınlaşmaya başlaması Türkiye’nin kazancı. İthal akaryakıt, ithal TIR, ithal lastik, ithal asfalt malzemesi sarfiyatından tasarruf ediliyor. Trafikte yoğunluk azaltılıyor ve milyarlara mal olan demiryolu yatırımı verimli bir şekilde kullanılıyor.

Peki bu yükler önceden nasıl taşınıyordu?

Anadolu'dan Tekirdağ'a götürülen yükler önce trenle Derince'ye, Derince'den feribotla Avrupa yakasına, Tekirdağ'a getiriliyordu. Ankara-Beypazarı’ndan yola çıkan yüklerde aynı güzergahı takip ediyordu, ama artık trenle direkt Tekirdağ’a gelecekler. Buradan da ihraç edilecek ülkeye gemilerle gönderilecek.

Peki şimdiye kadar neden yurt içi yük taşımacılığında Marmaray kullanılmıyordu? Derince-Tekirdağ arasında çalışan feribotların bu işin gecikmesinde rolü olabilir mi? Neyse bu tartışmayı yapmak isteyen, yapar. Ama neticede engel yeni Ulaştırma Bakanı sayesinde aşıldı ve demiryollarında devrim gibi yük taşıma sistemi kuruluyor. Hayırlı olsun.

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar