Kitap dünyasında ne var ne yok?
Yazın daha çok zamanı olur mu insanın okumaya? Geç batan güneş, deniz kıyısı tembellikleri, öğlen sıcağından korunmak için saklanılan gölgelikler... Hem okul da kapanıyor. Yetişkinlerin değilse de çocukların daha çok vakti olacağı kesin. Dırdır etmeyen, içinde umut barındıran, ufkunu açacak kitaplar yaz tatilinin bir parçası olduysa ne mutlu... Hem çocuklara hem de büyüklere birkaç okuma önerim var
**********
ÇOCUKLARA
DÖRT YAVRU
URSULA K. Le Guin okumayı çok severim. Neredeyse her kitabını. Bilimkurguları, düzyazıları, şiirleri ve çocuk kitaplarını da. Çok fazla bilinmese de Le Guin’in 11 tane de çocuk kitabı var. Bu hafta onlardan birini önermek istiyorum: ‘Kanatlı Kediler Masalı’.
‘Kanatlı Kediler Masalı’ dört kitaplık bir seri: ‘Dört Yavru’, ‘Yuvaya Dönüş’, ‘Yeni Arkadaş’ ve ‘Kentte Tek Başına’.
Ortalama 40 sayfalık kitaplardan oluşan bu seri, beton deryası bir kentte, çöplüklerin arasında doğan dört minik kedi yavrusunun hikâyesini anlatıyor. Bildiğiniz kedilerden farklı yavrular bunlar çünkü kanatları var. Her ne kadar uçmada güvercinler kadar mahir değillerse de kendilerini azgın köpeklerden kurtarmaya yetiyor kanatları. Ve hatta onları şehirden çıkarıp baykuşla, sincaplarla ve diğer kuşlarla tanışmalarına vesile olan ormana taşımaya da.
Le Guin, ilk kitabın başında bu hikâyeleri sevmiş olduğu tüm kedilere ithaf ediyor... Bir kere bir kediyle arkadaş olduysanız onların ne kadar edebi yaratıkları olduğunu bilirsiniz hem...
Büyük fontları, S.D. Schindler tarafından oluşturulan desenleriyle yeni okumaya başlayanlar için uygun bir mizanpajı var bu mırıl mırıl hikâyenin...
3-12 yaş arasında keyifle okunur diye düşünüyorum.
Yayıncısı: Günışığı Kitaplığı
HAYIR
BU, bir ev köpeğinin hikâyesi. Hayatından ve bunun içindeki kendi etkinliklerinden çok memnun olan ve hatta bunları gururla anlatan köpek kendi ismini ‘Hayır’ sanmaktadır. Etkinlikler derken mesela bahçeyi kazmak, sofrayı dağıtmak, çamur içinde yataklara girmek, gazeteleri dağıtmak ya da asılmış çamaşırlara dadanmak gibi... Şimdi anladınız mı bu minik, şapşal köpek adını neden ‘Hayır’ sanıyor ve tasmasında ‘Susam’ yazmasına şaşırıyor...
Martha Altes’in yazdığı ve resimlediği kitap, birçok ödül almış. Bolca resim ve çok az yazıdan oluşan kitaba okul öncesi çocuklar tarafından keyifle bakılabilir.
Final Kültür Sanat Yayınları
ERKEK ÇOCUK HAKLARI BİLDİRGESİ KIZ ÇOCUK HAKLARI BİLDİRGESİ
KİTAPLARIN isimlerine bakıp da “Erkek çocuğun ya da kız çocuğun ayrı ayrı hakları mı olurmuş? Bu ne biçim şey? Ayrımcılık yapılıyor” diye heyecanlanmayın hemen. Düşündüğünüzün tam tersi bu kitaplar.
Bakın şöyle:
“Erkek çocuklar da kız çocukları gibi mızmızlanabilir, ağlayabilir” diyor mesela. Ya da “Kız çocuklarının da dikiş dikmeyi, örgü örmeyi, temizlik yapmayı bilmeme hakkı vardır.”
Şunları da söylüyor:
“Kızların da saçlarını kısacık kestirme hakkı vardır”, bunun erkek çocuklar için karşılığı da “Erkeklerin de saçını uzatma, atkuyruğu yapma, örme hakkı vardır.”
Hatta şunu da söylüyor her ikisi için de:
“İstedikleri kişiyi sevme hakkı vardır: Kız ya da erkek (ya da her ikisini de).”
Bu bildirgeler kız çocuklarının istedikleri gibi, erkek çocuklarının da istedikleri gibi yaşama hakları olduğunu anlatıyor. Kim ne der, düşünmeden hem de. Toplumsal cinsiyet rollerinin hayatımıza etkisinin farklı disiplinler tarafından sorgulanmaya başladığı günümüzde çocuklara daha küçücük yaştan itibaren yüklediğimiz, üzerine pek de düşünmediğimiz “Kızlar şöyle yapar, erkekler böyle yapar” zorlamalarından sıyrılmayı öneriyor kitap. İç ferahlatıyor. İnsanı insan olarak kabul eden; kadınlık erkeklik, pembelik mavilik, cinsel yönelim farklarına bölmeyen nesiller yetişebilmesi umudu yavay yavaş yeşeriyor.
Yazan: Elizabeth Brami
Resimleyen: Estelle Billon- Spagnol
Yapı Kredi Yayınları
**********
BÜYÜKLERE
SEVGİYLE YÜKSELMEK
‘AİLE dizimi’ diye bir terapi yöntemi duydunuz mu? Hani insanlar gruplar halinde toplanıyor, bir terapistin yönlendirmesiyle hayatlarındaki bazı olayların canlandırmasını yapıyorlar. Bu yöntemi icat eden kişinin adı Bert Hellinger. 1925 doğumlu Hellinger, 40 yaşından sonra psikoterapi eğitimi almış.
Sevgi düzeni diye adlandırdığı bir kuramı var. Buna göre tüm aileler ve akraba grupları birbirlerine şaşmayacak bir düzenle bağlılar. İkili ilişkilerde alma-verme dengesi, akrabalık ilişkilerindeyse ait olma hakkı üzerinden tanımlanan bu düzen farklı travmatik yaşantılar sonucu oluşan etkilerle dengesinden sapabiliyor. Hellinger, düzen bilinçli bir şekilde tesis edilmezse yaşanan sorunun ileriki nesilleri etkileyeceğini, onların da bundan bihaber kendilerine ait olmayan bir kadere mahkûm olarak yaşayacaklarını ifade ediyor. Kardeşlerden biri ölünce diğerlerinin onun ardından ölmek istemesi, hasta çocuğunun yerine ölmek isteyen bir anne ya da ailenin bir üyesinin işlediği suçu kendi hayatında üstlenmek isteyen bir küçük çocuk, bu düzensizliğin örnekleri sayılıyor.
Aslında bu kadar kısaca özetlenecek bir kuram değil bu. Merak edenleri kitabı okumaya davet ediyorum çünkü Hellinger bunu şahane bir şekilde anlatmış. Uzun zamandır sonuna kadar okumak istediğim ilk kitap bu. Hellinger’in kuramı herkese hitap etmese de hakkaniyet, adalet, masumun suçlunun günahını bilinçsizce üstlenmesi, büyüğün küçüğe, güçlünün zayıfa vermesi, evlilikte karşılıklı alma-verme dengesi gibi konular üzerine hakikatli fikirler var. Konuya azıcık ilgi duyan herkese öneririm.
Kaknüs Yayınları
HEMEN HAFİFLE
“FAZLA ya da eksik kiloların mutlaka bir sebebi var ve gerçek hafifleme için o sebebi keşfetmen gerek. Vücudunla gerçekten tanışman ve onu dinlemeyi öğrenmen gerek, vücudunun şifrelerini çözmen gerek...” diye başlıyor Burçak Avcı ve Özlem Kunduracı tarafından yazılan kitap. 21 gün içinde hafiflemeyi vaat ediyor. Beslenme, motivasyon, egzersiz, uyku, 7 günlük alışveriş listelerinden sonra yemek tariflerine geçiyor. Yaz başı aklını kilolarına takanlara ya da sağlıklı yaşam meraklılarına tavsiye olunur.
Yayıncı: Alfa