Öğretmen robotlara 5 kala...
Koç Üniversitesi Psikoloji Bölümü Dil, Zihin ve İletişim Araştırmaları Grubu, Avrupa Birliği destekli bir araştırma projesini sürdürüyor. L2TOR: Sosyal Robotları Kullanarak İkinci Dil Eğitimi Projesi’nin Türkiye ayağını yürüten grubun hedefi okul öncesi dönemde çocuklara robot ve tablet aracılığıyla İngilizce öğretmek.
Bunun için çocuklara yönelik bilimsel dayanaklı ders programları ve oyunlar tasarlıyorlar. Şimdiye kadar ulaşılan bulgular çok heyecan verici, yakın gelecekte robotların hayatımızın birçok farklı alanında aktif olacağı şimdiden görünüyor. Araştırmayı yürüten ekipten psikoloji doktora öğrencisi Cansu Oranç’la dün başladığım röportajın devamı bugün...
- Robotlarla öğrenme konusundan bahseder misiniz? Bunlar nasıl robotlar? Şeklini şemalini anlatın.
Robotlar çok heyecanlı. Bunlar insansı robot dediğimiz robotlar. İnsansı dememizin sebebi de tipik bir insan figürünü kopya ediyor olması. İki bacak, iki kol, iki göz, bir ağız-kulak. Dolayısıyla baktığınız zaman aşağı yukarı insan figürünü çağrıştıran robotlardan bahsediyoruz. Burada da biz Koç Üniversitesi Dil ve İletişim Çalışmaları Grubu olarak müthiş bir projenin içindeyiz. İngiltere’den, Hollanda’dan ve Almanya’dan üniversitelerle çalışıyoruz. Merak ettiğimiz şey şu: Yakın gelecekte insansı robotlar yabancı dil eğitiminde sınıfta öğretmene destek olarak kullanılabilir mi? Ve kullanabilirsek nasıl bir robot olmalı bu? Sosyal etkileşim becerileri nasıl olmalı? 3 yıllık bir proje bu, 2018’in sonunda bitirmiş olacağız. Biz bu proje için çok kapsamlı bir müfredat oluşturduk. Ve şu an Hollanda’da İngilizce öğrenen çocuklarla bizim yazdığımız müfredat test ediliyor. Matematik becerilerini ikinci dilde öğretebilir miyiz? Yani 1-2-3 saymayı öğrenebilirler mi? Altında, üstünde, yanında, sağında, solunda gibi uzamsal kavramları öğrenebilirler mi yabancı dilde buna bakıyoruz.
- Neden böyle bir proje oluştu?
Robotların çok ciddi avantajları var. Tabletler, telefonlar bunların hepsi sizi bir ekranda kısıtlı tutuyor. Robotlarlaysa üç boyutlu ve adeta arkadaşmışçasına bir bilgi paylaşılabiliyor.
- Amaç sosyal etkileşim yani?
Kesinlikle. Ekranlı aletlerden diğer farksa el, kol, jest hareketleri, vücut, baş hareketleri, göz kırpabilme. “Çocuk, sosyal etkileşimle öğreniyor” dedik. “Neden sosyal etkileşimle öğreniyor?” sorusuna bir cevap jestler ve hareketler. Yani siz bir çocukla konuşurken aynı zamanda parmakla gösterebiliyorsunuz. Bunu tablet yapamıyor ama bir robot yapabilir. “Bak, bu bir masa” diyebilir. Ayrıca robotların müthiş bir tekrar kabiliyeti var. Sıkılmıyor. Biz yetişkinler bir noktada “Şu an buna cevap veremeyeceğim” diyebiliyoruz ve fakat çocuk sıkılır, robot sıkılmaz.
- Bunun sonu robot bakıcılara gider mi ya?
Sağlık sektörü robotların kullanılmaya başlandığı bir alan. Japonya gibi ülkelerde hastanelerde bakıcı olmasa da yol gösterici, odadan odaya aktarma yardımcısı gibi kullanılıyor robotlar. Ya da restoranlarda yön göstermek için. Yani insanla birebir etkileşimde olan robotlar hızlıca artacak. Tabii bu maddi güce de bağlı, o yüzden her bölge için bunu söylemek zor. Özetle robotlar bizi heyecanlandırıyor. İkinci dil eğitimi de çok önemli bir alan. Bu sadece Türkiye’deki çocuklara İngilizce öğretmek olmayabilir; Hollanda’daki bir Türk çocuğa Hollandaca öğretmekte de kullanılabilir. Literatürde çocukların robotlardan yeni kelimeler öğrenebileceklerine dair pek çok bulgu var. Robot sosyal etkileşimde ne kadar başarılıysa o kadar iyi öğretiyor.
‘SOSYAL ETKİLEŞİM BECERİSİ ÇOK ÖNEMLİ’
- “Robotu ne kadar insansılaştırırsan çocuk o kadar iyi öğreniyor” diyebilir miyiz?
Robot hiç hareket etmeden dümdüz duruyorsa bunun bir faydası olmuyor. Sosyal etkileşim becerisi çok önemli. İkinci dil öğretiminin yanı sıra çocukların anlatım becerilerine de katkıda bulunabiliyor. Birlikte parkta dolaşıp gördüklerinden bahsedebilir ya da kitap okuyabilirler. Bunların içindeki sosyal etkileşim öğesi sayesinde çocukların öğrendiğine dair bulgular var.
‘HARİKA BULGULAR VAR’
- Başka hangi öğrenmeleri kolaylaştırıyor robotlar?
Özellikle atipik gelişim gösteren çocuklarla ilgili harika robot bulguları var. Örneğin otizm gibi insanlarla sosyal anlamda sıkıntı yaşayan çocukların robotlarla olan etkileşimde bir insana ya da bir tablete göre biraz daha rahat yeni kelimeler öğrenebildiğini gösteren bulgular var.
- Göz göze bakma meselesi yüzünden mi?
Aynen öyle; çünkü biz yetişkin olarak göz göze kilitlenerek iletişim kurarız. Vücudumuzu ona göre ayarlarız mesela. Ama bir robotta nasıl programlarsanız öyle olur. Ve bir anlamda aslında tüketici de robotu kendisine göre ayarlayabilir.