Son yazım...
Sevgili okuyucularım, bir yılı aşkın köşemde yazdığım yazılarıma işlerimin yoğunluğundan dolayı son vermek istiyorum. Sizlerle bu zaman içinde paylaştığım yazılarımda, kendi düşüncelerimi, sizlerin bana aktardığınız düşüncelerinizi, yaşanan sorunları, siyasi düşünce ve tecrübelerimle harman yapıp Habertürk Gazetesi’nin Egeli sayfalarındaki köşemde sizlerle paylaştım.
Ben gazeteci değilim, uzun yıllar politika ile haşır neşir oldum. 15 yıl belediye başkanlığı yaptım. Yazılarımda daha çok kentlerimizin sorunlarını ve çözümlerini yazarak anlatmaya çalıştım. Elbette eleştiride yaptım ama çözümünüde söyledim. Politika da dönen dolapları ve ayak oyunlarını, kendi mesleğim olan mimarlık ve kent yönetiminden bilgilerimi sizlere aktarmaya çalıştım. Bildiğim konuları kaleme aldım.
Gazetecilik bir meslektir. İster alaylı, ister mektepli olsun onurlu ve emek isteyen bir iştir. Derinliği olan, yalnız gördüğünü değil aynı zamanda arkasını araştıran, gerçeği ortaya çıkaran ve yazandır. Benim yaptığım, yaşadığımı ve tecrübelerimi kaleme almaktı. Herkes bildiği işi ve en iyisini yapmalıdır. Bu yüzden sizlerden, bir yılı aşkın işgal ettiğim köşemde bir kusur, bir hata ettiysek affola.
Bana bu imkanı sağlayan Habertürk Gazetesi ailesine ve sevgili Osman Gençer’e teşekkür ederim. İleri tarihte, zaman zaman konuk yazar olarak inşallah sizlerle birlikte olurum. Son yazımda, siyasetteki düşüncelerimi yazmak istiyorum.
Siyasetin hareketli günlerinde, siyasi malzeme bulmak çok kolaydır. Çünkü siyaset arenasında gladyatörler pek çoktur. Gazeteciler dahil pek çok kişi böyle bir pazarı beklerler. Bu pazarın bazı çakallarıda vardır. Ne gazetecidir, ne yazardır ne de radyocudur. Radyosunda programı kendi yapar kendi dinler. Bazıları internet sitelerinde kendileri yazar kendileri okur. Bazıları iki yaprak gazete adı altında, çıkardıkları müsfette yazılar ile aday adaylarına baskı kurmaya çalışırlar. Çaresiz aday adaylarından nemalanmak ve şantaj yaparak kendilerine imkan ve çıkar sağlamaya çalışırlar. Bu gibi şantajcı kişileri adam yerine koyan ve bu kişilerden medet uman, onlarla birlikte hareket eden sözde aday adayları..
Sizler halkın içinde, halkın gönlünde değilseniz, halk sizi tercih ve talep etmiyorsa, sizler düzmece dosyalar, yalanlar ve iftiralar ile bir yere gelmeniz mümkün değildir. Güneşi balçıkla sıvayamazsınız. Bu gibi alçakça ve şerefsizce hareketler sizleri yok eder. Bugüne kadar, bu yüzden hiçbir şey olamadınız ise bundan sonra olmanızda mümkün değildir. Yok olmayada mahkum olursunuz.... Sandıklar açıldığında bunu göreceksiniz. İşte o zaman da sizi sömüren şantajcı ve dalkavuklarınızı yanınızda göremeyeceksiniz. Bu gibi tiplere inanan bazı zavalılara, son defa ata sözleriyle sesleniyorum...
Bir kervanın haşmeti.. Ona havlayan köpeklerin sayısıyla ölçülür... Bir ata sözüde derki.. İt ürür, kervan yürür... Sonrasını siz düşünün, sizlere bu son nasihatım ve son sözüm. Sizlerle birlikte olmak çok güzeldi.
Hoşçakalın sevgili okurlarım....