Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Türkiye çapında kredi kartlarıyla yapılan harcamaları kapsayan Ette Tüketim Endeksi haziran ayında yüzde 3'lük reel azalma saptadı. Bu azalma 2011 sonundaki gerilemenin ardından en derin aylık azalmayı oluşturuyor. Reel olarak bakınca yıla ocak ayında yüzde 6 artışla başlamayan tüketimin her ay azalarak mayısta yüzde 1.8'e kadar gerilediğini görüyoruz.

        Tüketimde yılın ilk aylarında yakalanan canlanmanın giderek ivme kaybetmesinin ardından haziranda yüzde 3'lük azalma göstermesinin iki ana nedeni olabilir.

        ■ Birinci neden olarak haziranda Türkiye'den güçlü sermaye çıkışı, bağlı olarak kur artışı, faiz yükselişi gösterilebilir. FED Başkanı Bernanke'nin 22 Mayıs'ta yaptığı açıklamanın tetiklediği süreçte finansal piyasalarda ciddi düşüşler meydana geldi, para anavatanına yöneldi. Sermaye çıkışı ve finansal piyasalarda karışıklık, özellikle kurda yükselme beklentiler yoluyla tüketimi frenlemiş olabilir.

        ■ Haziran ayında tüketimi frenleyen bir başka gelişme olarak Taksim Gezi Parkı olayları gösterilebilir.

        ■ Tüketimin geçen ay daha fazla düşmesini ise taşıt araçlarındaki satış artışı önledi.

        Taşıtlardaki satış reel olarak yüzde 14.6 arttı. Bu artışta da kurun yükselmesinin etkisi olduğunu düşünüyoruz. Çünkü kalıcı olması halinde kur artışı ithal taşıt aracı fiyatlarına yansıtılıyor. Düşük kurla ithal edilmiş otomobil ve taşıt araçlarını kaçırmamak isteği de, alıcıların taleplerini öne çekmesine yol açmış olabilir.

        ■ Aylık yüzde 3'lük düşüşte en çok rolü gıda dışı tüketim gösterdi. Gıda tüketimi yüzde 0.7 azalırken gıda dışı yüzde 4.3 azalma gösterdi. Taşıt araçları harcamalarının yüzde 14.6 artışı ise ortalamayı veya toplamı eksi yüzde 3'e indiren en önemli katkıyı yaptı.

        ■ Harcama grupları arasında en çok artış yüzde 21 ile mobilya, yüzde 15 ile beyaz eşya ve bilgisayar, yüzde 19 ile sigorta, yüzde 17 ile taşıtta gerçekleşti. Bu da konut edinmenin, yeni ev döşemenin, evliliklerin ve yeni evlere çıkmanın arttığına işaret ediyor. Sigortadaki artış da otomobil, konut ve eşyalarla yakından ilgili.

        İKİNCİ YARIDA TOPARLANMANIN ÖNEMİ NEREDE?

        Haziranda tüketimde yaşanan daralma önemli. Yılın ikinci çeyrek büyümesini etkileyecek ve aşağı çekecektir. Daha da önemlisi tüketimin temmuzdan sonra nasıl seyrettiği, kendini toparlayıp toparlamadığıdır. Eğer yılın ikinci yarısında iç tüketimde toparlanma sağlanamazsa ihracat da durgunluk yaşadığından dolayı yine düşük büyümeyle karşı karşıya kalabiliriz. Geçen yıl iç tüketim düşük seyrederken ihracat büyümeyi pozitife döndürmüştü. Bu yıl ise net ihracatın büyümeye katkısının olması beklenmiyor. Büyüme gelecekse bu iç tüketim artışıyla gelecek.

        Eğer iç tüketimin hız kesmesinde ve sonunda daralmasında küresel risk alma ıştahındaki azalma sonucu sermaye çıkışı, kur artışı, faiz artışı etkiliyse, Gezi olaylarının da bazı olumsuz etkileri olduysa bu iki faktördeki düzelmenin tüketime pozitif yansımasını beklemek gerekir. Temmuz ayı ile birlikte FED'den gelen açıklamalar yumuşatıldı, sermaye çıkışları hız kesti ve piyasalarda da belli toparlanmalar sağlandı. Son olarak da G-20 toplantısından büyümeye azami önemin gösterilmesi vurgusu yapıldı. Gezi olayları ve beraberindeki gerginliğin de etkisini kaybetmiş olması gerekir.

        Tersi durumda ise siyasi takvime paralel beklentilerin bozulması, kredi kartları ve tüketici kredilerinde batık oranının yükselmesi sonucu bir kısım hanehalkının tüketim gücünü kaybetmesi, konut yatırımları ve yeni konutlara yerleşimlerin artmasının finansmanı nedeniyle başka alanlardaki harcamaları frenlemesi etkisini yaşıyor olabiliriz. Bu da konjonktürel sorunlarla karşı karşıyayız

        demektir. Durum buysa beklemekten öte yapacak fazla bir şey de pek yoktur.

        SONUÇ: "Örs demir, balyoz demir, arada ezilen yine demir."Türk atasözü

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar