Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Yüksek enflasyon dönemlerinde kaybedenin kim olduğunu biliyoruz. Gelirlerini, maaşlarını, ücretlerini enflasyon kadar artıramayan geniş kitleler ile emekliler yani sabit gelirliler kaybeder.

        Maliyetleri yükselen ve bunu gerektiği kadar sattığı malın fiyatına yansıtamayan çiftçiler de kayıplı tarafta yer alır.

        Kaybedenler sınıfına faizin düzeyine göre finansal varlık sahiplerini eklemek gerekiyor. Aynen günümüzde olduğu gibi, yüksek negatif faizler sonucu yüksek kayıplı bir dönem yaşayabilirler.

        Peki yüksek enflasyon ortamında kim kazanır?

        İLK KAZANAN DEVLET

        ➔ Kazançlı çıkanların başında devlet geliyor. Özellikle dolaylı vergilerin yüksek olduğu ülkelerde yükselen enflasyon devletin gelirlerini otomatikman artırır. Türkiye’de hem enflasyon yüksek hem de dolaylı vergilerin toplam vergi gelirleri içindeki payı yüzde 70 ile çok yüksek.

        ➔ Yine devlet ulusal parayla yaptığı borçlanmalar nedeniyle enflasyonist süreçlerden kârlı çıkar. Yüksek enflasyon borç stokunu reel olarak eritir. Bunun için devletin sabit faizli ve TL bazında borçlanması şarttır. Borç verenler süreçten kayıplı çıkar.

        ➔ Bu nedenlerle yükselen ve son olarak tüketicide yüzde 70’e, üreticide yüzde 122’ye çıkan enflasyonun ilk kazananı devlet oluyor. Devletin vergi gelirleri otomatikman artıyor.

        REKLAM

        ➔ Dün açıklanan nisan ayı bütçe verileri bunu bir kez daha ortaya koydu. Vergi gelirleri nisan ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 78.6, dört aylık dönemde yüzde 78.5 arttı. Devletin vergi geliri, yüzde 70’e varan yıllık enflasyonun üzerinde arttı.

        ➔ Gerçi bu ekstra artıştan daha fazlası harcandı. Bu nedenle bütçe açık verdi. Ama bu hükümetin tercihi. Faiz dışı harcamaların nisan ayı artışı yüzde 112’ye, dört aylık artışı da yüzde 87.1’e vardı.

        İKİNCİ KAZANAN ŞİRKETLER

        ➔ Yüksek enflasyon döneminin ikinci kazananı maliyet artışlarını fiyatlarına yansıtabilen şirketler oluyor. 2020 ve 2021 yıllarında şirketlerin kar artışı enflasyonun üzerinde ve gayet yüksekti. Hatta özvarlık karlılığı açısından 2000’li yılların en yükseğine ulaştılar.

        ➔ Bankalar da bu yıl yüksek kar dönemine girdi. Şirketlerin yüksek kârı da devam ediyor.

        ➔ Elimizde geçen yılın son çeyreği ile bu yılın ilk çeyreğine ait borsa şirketlerinin kârları var. Ziraat Yatırım tarafından derlenen kar rakamlarına göre geçen yılın son çeyreğinde 395 borsa şirketinin toplam kârı yüzde 152.7 oranında arttı.

        ➔ 2020 yılı dördüncü çeyreğinde 44.6 milyar lira olan net kâr toplamı aynı şirketler için 2021 yılı son çeyrekte 117.7 milyar liraya yükseldi. Yüzde 152.7’lik kâr artışına karşılık aynı dönemin enflasyonu yüzde 36.1. Kârlarda enflasyonun üç katından fazla artış meydana geldi.

        ➔ 2022’nin ilk çeyreğinde de 400 borsa şirketi bilanço açıkladı. 2021’in ilk çeyreğinde 45.3 milyar lira olan toplam kâr bu yılın ilk çeyreğinde 111.2 milyar liraya yükseldi. Çeyrekten çeyreği bir yıllık kâr artışı yüzde 145.7’ye vardı. Mart sonunda yüzde 61.1 olan yıllık enflasyonun iki katını geçen bir kâr artışı söz konusu.

        REKLAM

        ➔ Yılın ilk çeyreğinde kâr artışına en çok katkıyı bankalar, holdingler, demir çelik, kimyasal maddeler ile petrokimya sektörleri yaptı. Geçen yılın son çeyreğindeki kâr artışlarına katkıda bulanan sektörler de gayrimenkul yatırım ortaklıkları, bankalar, holdingler, girişim sermayesi yatırım ortaklıkları ile otomotiv sanayi oldu.

        KUR KORUMAYA 16.3 MİLYAR LİRA

        ➔ Sonuçta yüksek enflasyon ortamında şirketlerin kârı yükseldi. Çünkü maliyet artışlarını fiyatlara yansıtabildiler. Üretici fiyatları bu nedenle yüzde 112 arttı ve tüketici enflasyonu ile arasında rekor bir fark meydana geldi.

        ➔ Yine bu dönemde kredi kullanan şirketler finansman maliyetlerini görece olarak düşürdüler. Sattıkları malın fiyatı yüzde 122 artarken yüzde 20-30 faizle kredi kullandılar.

        Enflasyon ile kredi faizleri arasındaki büyük farkın yükünü ise kur korumalı mevduat garantisiyle devlet ile bankaya parasını yatıran tasarruf sahipleri yüklendi.

        ➔ Nitekim dün açıklanan nisan ayı bütçesinde kur korumalı mevduat gideri kalemi altında iki ayda 16.3 milyar lira ödeme yapıldığı yer aldı. Veri iki aylık çünkü en kısa vadeli olarak 3 aylık açılabilen kur korumalı mevduat uygulaması 20 Aralık’ta başladı, ilk kur farkları mart ayında ödendi.

        Yüksek enflasyondan devlet beslendi, şirketler beslendi. Geriye geniş halk kitleleri ile çalışanlar kaldı. Seçim veya seçime hazırlık yılında sıra artık onlarda.

        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00
        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar