Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Londra dünyanın finans merkezi. Bu nedenle de TL’nin yabancı paralarla daha doğrusu dolarla değişimini yapan swap piyasası da burada oluşmuş. TL’nin matbaası, kökü ve ana piyasası Türkiye’de ama bu ana piyasayı destekleyen yavru piyasa da Londra’da işliyor. Londra’da derken de öyle fiziki bir mekan ortada yok. Uluslararası bankaların TL-döviz takas işlemleri yapmasından kaynaklı tezgahüstü bir piyasa. Öyle merkezi bir kayıt, resmi veriler üretilmiyor ve düzenli işlemler yapılmıyor. Farklı vadelerde, farklı faiz oranlarıyla paralar takas ediliyor. İşte bu piyasadan yüzde 300, yüzde 400’lük TL faiz oranları duymaya başladık. 2001 krizini yeniden hatırladık.

        - Ancak bu oranların Türkiye’ye doğrudan bir etkisi yok. Türkiye sınırları dışındaki bir piyasada para kazanmak uğruna risk alan yabancı yatırımcıların, zararlı pozisyonlarından kurtulmak için “kol kesmelerinden” ibaret. Piyasalarda kol kesmek büyük zararla pozisyondan çıkmak anlamına geliyor.

        - Onlar kol kestiği için, bizim TL de kurtuldu. Dövizde çıkan ani yangın şimdilik kontrol altına alındı. Dolar/TL kuru cuma öncesindeki seviyelerine geri döndü.

        YANGIN NEYİN KARŞILIĞINDA SÖNDÜ?

        - Neyin karşılığında denirse, Türk Lirası piyasasının uydusu olarak tanımlayacağımız Londra’daki swap piyasasının kurutulması ve bir süreliğine işlemez hale gelmesi pahasına.

        - Katılımcılarının önemli kısmı yüksek zararlara uğradığından dolayı bu piyasa artık bir süre işleyemeyecek. Türk bankaları da döviz tevdiat hesaplarıyla topladıkları dövizi, pozisyon açmamak için, bu piyasada TL’ye çevirip dönüp yurtiçinde yerli parayla kredi veremeyecek. Yani dövizle kredi kullanılmayacaksa, bankaların kredi kullanma kabiliyeti biraz sınırlanacak.

        - Ağustos ayında ve geçen cuma TL’ye karşı spekülatif atak yapan Londra swap piyasasının bu negatif özelliği yanında Türkiye için pozitif yönleri daha çok.

        - Ancak elbette bir uydu piyasanın ana piyasayı yönlendirmesine kimse izin vermez. En azından orta ve uzun vadeli olarak. Türkiye’nin de yaptığı bu. Belki yapılış şekli ve yöntemi farklı olabilirdi, o kadar.

        SWAP PİYASASININ YARARI DAHA ÇOK

        - TL’nin likiditesini artırması, bankaların ellerindeki döviz fazlasını satarak karşılığında bu piyasadan TL alması, Türk Lirası konvertibilitesini desteklemesi ve Türk menkul kıymetlerine talep yaratması gibi fonksiyonları Londra swap piyasasının yararlı yönleri. Orta ve uzun vadede uydu piyasanın TL’nin ana piyasasına ve Türkiye’ye yararı daha çok.

        - Böyle bir piyasanın ana piyasaya zarar vermesini kısa vadede dahi istemedik. Son operasyonla bu piyasayı dağıtarak dövizdeki yangını söndürdük ve spekülatif atağı kestik. Kısa süreliğine TL’yi yangından kurtardık ancak orta ve uzun vadede de TL’yi destekleyen uydu piyasayı kuruttuk ve bazı şeyleri yıktık.

        - Nitekim BDDK ve TCMB’nin aldığı önlemlerle bu piyasanın dağıtılması üzerine hem Hazine kağıtlarına hem de hisse senetlerine güçlü satışlar geldi. Bu satışlarla Hazine faizleri 2 puana yakın yükseldi ve borsada yüzde 10’a yakın geriledi.

        BORSAYI VE TAHVİL PİYASASINI BOZDU

        - Borsada yabancı yatırımcı payı yüzde 65 oranıyla yüksektir. Yabancıların payını azaltması bizim piyasanın değerini düşürür ve vadesini kısaltır. 2018 yılında yerlilerin borsada hisse senetlerini elde tutma süresi 35 gün iken, yabancı yatırımcıların ki 142 gündür. Sonuçta yabancıların çıkması hisse senedi piyasasını talep yönüyle vurur ve talebin kalitesini düşürür, piyasayı zayıflatıcı etki yaratır.

        HAZİNE’YE CİDDİ MALİYET YAZAR

        - Devlet iç borçlanma senetlerinde ise yabancı payı yüzde 12’ye kadar düştü. Son satışlarla bu oran biraz daha aşağı gelmiş olmalı. Son faiz artışları da zaten yabancı satışlarından kaynaklanıyor. Son üç işlem gününde yabancıların daha ağırlıkta olduğu 10 yıllık Hazine tahvili faizi yüzde 15.95’ten yüzde 18.06’ya kadar çıktı. Faizde 2 puanı aşkın artış da Hazine’ye ciddi maliyet çıkartır.

        - Merkez Bankası uzmanlarının da aralarında bulunduğu farklı araştırmacıların yaptıkları araştırmalar, devlet iç borçlanma senetleri piyasasında yabancı yatırımcıların varlığının vadeyi uzattığını ve faiz oranlarını uzun vadede düşürücü etki yaptığını ortaya koyuyor.

        - Biz de çeşitli zamanlarda yatırım araçlarının getirilerini ve yerli ile yabancı yatırımcıların portföylerini hesaplarken bu durumu net biçimde gözlemliyoruz. Yabancının razı olduğu faiz oranına yerli razı değil. Çünkü hesabını enflasyona göre yapan yerli yatırımcı tahvilden reel reel bir getiri elde edemiyor.

        YABANCI VARLIĞI FAİZİ DÜŞÜRÜR, VADEYİ UZATIR

        - Yabancı ise reel kazancını faiz geliri yanında bir de kur değişimi ile yapıyor. Kur farkına göre zaman zaman kar ediyor ama zarar ettiği dönemler de var. Küresel kriz sonrası için denilebilir ki, yabancıların devlet iç borçlanma senetlerinden doğru dürüst bir kazancı olamadı. Kazanç için geldiler ama elleri boş döndü. Asıl kazandıkları dönem küresel kriz öncesi dönemdi.

        - Ama devlet iç borçlanma senetlerindeki payları 2013 sonunda yüzde 25’e kadar çıktı. Aynı yıl Hazine faizleri tarihinin en dip seviyesine indi. Kısaca yabancıların varlığı tahvil piyasasında faizleri düşürüyor ve vadeyi uzatıyor. Yerli kısa vadeli gidiyor, yabancı ise uzun vadeli.

        - Dövizde yangını söndürme operasyonu ile verdiğimiz kayıplardan biri de bu.

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar