Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Son dönemde döviz de faiz de yükseldi. Para dövize yatırımdan kazanıldı, TL yatırım araçlarından ise kaybedildi. Çünkü faizler yükseliyordu. Yükselen faiz ortamında bankaların para kazanması da, banka hisselerinin prim yapması da zor. Yine yükselen faiz ortamında TL enstrümanlardan oluşan portföylerin, yatırım fonlarının ve emeklilik yatırım fonlarının para kazanması da zor. İçindeki varlıklar değer kaybediyor.

        - Türkiye’nin kredi notunun düşmesi, siyasi konjonktür ve seçimler, gelişmekte olan ülkelerden sermaye çıkışlarının olması, enflasyonun yükselmesi, cari açığın artması, bütçe açığıyla iç borçlanmanın büyümesi, TL’nin ve TL varlıkların değer kaybetmesi, döviz kurunun artması, faizin yükselmesi, borsanın değer kaybetmesi, gayrimenkul fiyatlarının düşmesi, değer kayıplarının veya kötüleşmenin başlıca nedenleri.

        - Bu çerçevede dolar kuru Eylül 2017’den Temmuz 2018’e kadar tırmanıştaydı. Seçim sonrası Türkiye’nin yeni yönetim sistemi 9 Temmuz’da devreye girdi. Bu sisteme verilen tepkiyle dolar kuru 11 Temmuz’da 4.9796 TL seviyesine kadar yükseldi. 11 Eylül 2017’de 3.3835’ten başlayan tırmanış 11 Temmuz 2018’de yüzde 47.2’e vararak son buldu. Bu tırmanma döneminde TL’nin dolar karşılığı 29.55 sentten 20.08 sente indi. 10 ayda TL’nin değer kaybı yüzde 32’ye vardı. Ciddi bir kayıp. 2001 ve 1994 krizlerinde yaşadığımız devalüasyonun oranı yüzde 50-55 idi.

        - Reel Efektif Döviz Kuru ile TL’nin değeri zaten 2003 yılı 100 iken Haziran 2018’de 77’ye indi. Bugün TL reel anlamda 2003 yılı değerinin bile yüzde 23 altında bulunuyor.

        - Bütün bunlar bize TL’nin yeterince, hatta aşırı değer kaybettiğini gösteriyor. Hem bu nedenden hem de içine girdiğimiz siyasi ve ekonomik süreçten dolayı 4.97 düzeyi bir süre tepe noktası olarak kalmaya aday. Hatta bu dönem biraz uzayabilir ve orta vadeye de dönebilir. Bu birinci tespit.

        - TL faizleri ise geçen haftayı yüzde 20.44’ten kapattı. Bu oran, 2004 yılından beri en yüksek düzeyde.

        Dolar da yüksek ve faiz de yüksek. Önümüzdeki dönem ve yıllarda enflasyon daha yükselmeyecek ve gevşeyecekse ki, ana beklentim bu yönde, burada iyi bir kâr potansiyeli var. Dövizden faizli enstrümanlara geçiş, dolardan TL’ye dönüş enflasyonun düşüş göstereceği bir süreçte iyi kazanç getirebilir.

        - Bu fırsatı piyasalar da gördü gibi. Bir yerde satışların hız kesmesi ve alımlarına yeniden canlanması bunun net bir işareti. Ama bunu sadece sözle yapmak istemiyor, icraat ve reformları, yol haritasını, hükümetin yapacaklarını görmek istiyor.

        - Yeni sistem ve yeni hükümetin kurulmasının ardından ortalıkta bir toz dumandır gitti, ilk hafta finansal piyasalar açısından yüksek türbülansla geçti. Geçen hafta ise taşlar yerine oturmaya başladı. Bunda Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın Türkiye Bankalar Birliği’ni ziyaret etmesi ve burada yeni dönemin çok önemli bir mesajını vermesi kritik rol oynadı. Hazine, yeni dönemde itfasından daha fazla borçlanmayacak. Borç çevirme oranı yüzde 100’ü geçmeyecek. Yani piyasalardan ekstra borçlanmaya gitmeyecek. Bu aynı zamanda bütçe disiplinine geri dönüş demek. Albayrak’ın Bankalar Birliği'ni ziyaretinden sonra piyasalarda pozitif yönlü meydana gelen kırılmanın nedeni bu.

        - Bütçe açığı konusunda verilen bu mesaja piyasalar kredi açtı. Bu kredi aynı zamanda yeni bakana, yeni hükümete ve yeni sisteme de. İcraatlar geldikçe, doğru işler yapıldıkça piyasalar tarafından pozitif şekilde ödüllendirileceğini söylemek mümkün. Ortaya konulacak yeni bir ekonomik pakete, yeni yol haritasına ve reform programına aynı şekilde yeni krediler açılabilir. Kredi açmaya istekli bir piyasa görüntüsü algılıyorum.

        - Bu çerçevede tetikleyici haber akışına ihtiyaç var. Bu tetiklemeyi yarınki TCMB’nin toplantısı da yapabilir, yeni paket veya reform duyurusu da.

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar