Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Tubitak Ansiklopedi Siyer Nedir?

        Kelime anlamı "davranış, hal ve gidişat, bir kimsenin ahlakı ve hayat hikayesi (biyografi)" olan siyer, terim olarak "Hz. Peygamber'in (ö. 632) doğumundan vefatına kadar hayatını ve şahsiyetini, ahlak ve şemailini, tebliğ faaliyetlerini, siyasi ve askeri mücadelelerini konu alan ilim dalı ve bu alanda yazılan eserler" manasında kullanılır. Bu alanda yazılan eserlere "Siyer-i Nebi", "es-Siretü'n-Nebeviyye" veya kısaca "Siyer" adı verilir. Siyer bir taraftan tarihi bir şahsiyet olarak Hz. Peygamber'in doğumundan vefatına kadar biyografisini konu edindiği için İslam tarihinin, dolayısıyla da tarihin bir parçası iken diğer taraftan Hz. Peygamber'in söz, fiil ve takrirlerini (onayları) ihtiva ettiğinden hadis ilmi ile alakalıdır. Siyer, "megazi" kavramı ile de çok yakından ilgilidir. "Savaş, savaş meydanı ve savaş hikayeleri" anlamındaki "mağzat" kelimesinin çoğulu olan "megazi" bazen siyer ile aynı anlamda kullanıldığı gibi çoğu defa da Hz. Peygamber'in bizzat katıldığı askeri seferleri (gazve) ve gönderdiği askeri birlikleri (seriye) ifade eder. Bazan "Siyer ve Megazi" şeklinde birlikte de kullanılmaktadır. Fıkıhta ise "siyer" terimi devletler hukuku alanına giren konuların adıdır.

        Siyer, 7. yüzyıldan itibaren dünya tarihinin akışını değiştiren İslam'ın peygamberi Hz. Muhammed'in hayatını konu edinmesi dolayısıyla sadece Müslümanlar için değil bütün insanlık tarihi için önemlidir. Çünkü on beş asır gibi uzun bir zamandan beri Arap yarımadasından başlayıp batıda Atlas Okyanusu ve doğuda Çin Seddi'ne kadar geniş bir coğrafyaya hakim olmuş, bu coğrafyalarda kurulan çeşitli İslam devletleri döneminde ortaya çıkan mimari yapıları, sanat ve edebiyat eserleri; hukuki, siyasi, sosyo-kültürel, askeri ve iktisadi ürünleri ile kalıcı izler bırakmış olan İslam kültür ve medeniyeti, bu yönüyle dünya tarihinin çok önemli bir parçasıdır ve bu medeniyetin temelini de ilahi vahiy Kur'an ve Hz. Peygamber'in sünneti oluşturmaktadır. Bunun yanında siyerin Müslümanlar için özel bir önemi vardır. Çünkü Kur'an-ı Kerim'de Hz. Peygamber'in en güzel ahlak üzere (Kalem 68/4) ve alemlere rahmet olarak gönderildiği (Enbiya 21/107), Müslümanlar için en güzel örnek olduğu (Ahzab 33/21), ona itaat edip gösterdiği yoldan gitmenin Allah'a itaatın göstergesi olduğu (Nisa 4/80) ve Allah sevgisini kazanmanın yolunun ona tabi olmaktan geçtiği (Al-i İmran 3/31), onun diğer insanlardan farklı olarak vahiy alan bir kişi ve son peygamber olduğu (Ahzab 33/40), ilahi emir ve yasakları tebliğ edip insanları bireysel ve toplumsal olarak arındırmanın yanında kitap ve hikmeti öğretmekle görevlendirildiği vurgulanmaktadır (Al-i İmran 3/164). Hz. Peygamber'i tarihi kişiliğiyle yakından tanımak, hayatı ve faaliyetleri hakkında sistematik bilgi edinmek de siyerle mümkündür.

        Siyer ve megaziye, sahabe neslinden itibaren Müslümanlar tarafından büyük önem verilmiş ve bu konudaki rivayetler hadislerle birlikte sözlü veya bazen da yazılı olarak tespit edilip aktarılmıştır. İlk yazılı siyer malzemeleri arasında Hz. Peygamber'in Medine'de yaşayan gayrimüslimlerle imzaladığı ve birlikte yaşama temeline dayanan Medine Vesikası (Sözleşmesi), dönemin hükümdarlarına gönderdiği İslam'a davet mektupları, Mekke müşrikleri ile imzalanan Hudeybiye Antlaşması, bazı şahıs ve kabilelerle yapılan antlaşma metinleri, ikta ve ahidname gibi belgeler yer alır. Bu tür metinler sahabeler vasıtasıyla sonraki kuşaklara intikal etmiş, muhtevaları hadis ve siyer kitaplarında nakledilmiştir. Hulefa-yi Raşidin döneminde ortaya çıkan ihtilaf veya hukuki meseleler konusunda Hz. Peygamber'in hadislerinden ve sünnetinden deliller aranması, Hz. Ömer (ö. 644) zamanındaki takvim düzenlenmesinde hicretin tarih başlangıcı olarak kabul edilmesi, Divan teşkilatının kuruluş aşamasında sahabelerin İslam'a girişlerinin, başta Bedir Gazvesi olmak üzere kimlerin hangi savaşa katıldıklarının ve yaptıkları hizmetin bilinmesine ihtiyaç duyulması ve esasen Müslümanların Hz. Peygamber'e duydukları sevgi gibi hususlar siyere olan ilgiyi artırmıştır. Hadislerin naklinde, derlenmesi (tedvin) ve yazıya aktarılmasında büyük rol oynayan, sahabeden hemen sonraki tabiin neslinden Hz. Aişe'nin yeğeni ve Medineli yedi fakihten biri olan Urve b. Zübeyr, Hz. Osman'ın oğlu Eban b. Osman, Halife Ömer b. Abdülaziz'in (717-720) hadisleri derlemekle görevlendirdiği İbn Şihab ez-Zühri ve Yemenli hadis alimi Ma'mer b. Raşid aynı zamanda siyer ve megaziye dair eser veren önemli İslam alimleridir. Onların çalışmaları kendilerinden sonra aynı alanda kaleme alınan eserlere kaynak teşkil etmiştir.

        İslam tarihi boyunca siyerle ilgili müstakil eserler telif edildiği gibi muhtelif ilim dallarına ait eserlerde de çeşitli vesilelerle siyer konularına yer verilmiştir. Her şeyden önce siyerin temel kaynağı ilahi kitap Kur'an'dır. Kur'an-ı Kerim'de yukarıda işaret edilen ayetlerle Hz. Peygamber'in Allah katındaki yeri ve Müslümanlar için önemi vurgulandığı gibi çeşitli siyer konularıyla ilgili olup adeta siyerin planını çizen yüzlerce ayet yer alır. Hz. Peygamber'in doğup büyüdüğü Mekke şehri ve Kabe, Cahiliye döneminde Arapların dini, sosyo-ekonomik ve kültürel durumu; Hz. Peygamber'in çocukluğu, peygamberliği ve vahiy alması; Mekke dönemindeki tebliğ faaliyetleri, Habeşistan'a ve Medine'ye hicret, muhacirler ve ensar, hicret sonrası faaliyetler, Medine'de münafıklar, Müslümanların Hz. Peygamber'e bağlılıkları, Yahudi ve Hristiyanlarla ilişkiler, Mekke müşrikleri ile münasebetler, Bedir, Uhud ve Hendek gazveleri, Hudeybiye Antlaşması, Mekke'nin fethi, Huneyn Savaşı ve Tebük Seferi Kur'an'da yer verilen başlıca siyer konuları arasındadır. Kur'an'da Muhammed Sûresi adıyla müstakil bir sûre vardır (Sûre no. 47). Ayrıca Kur'an'daki 114 sûreden 40 civarındaki sûrenin adı ya doğrudan ya da dolaylı olarak Hz. Peygamber veya dönemi ile ilgilidir. Ayrıca dört yerde Muhammed (s.a.v.) (Al-i İmran 3/144; Ahzab 33/40; Muhammed 47/2; Fetih 48/29) bir yerde de Ahmed (s.a.v.) adı zikredilir (Saf 61/6). Kur'an'daki siyer konularına dair ayetlerin açıklaması için tefsir kaynaklarına da müracaat etmek gerekir. Taberi ve İbn Kesir gibi aynı zamanda tarihçi olan müelliflerin tefsirleri bu gruptandır. 

        Hadis eserleri siyerin en temel kaynaklarındandır. Hz. Peygamber'in söz, fiil ve takrirleri (onay) ile ahlak ve şemailini ihtiva eden bu eserler "Kitabü's-Siyer ve'l-Megazi" başlığıyla müstakil bölümler açarak Hz. Peygamber'in hayatından bazı kesitlere ve özellikle gazve ve seriyyelere yer verir. Bunlar arasında Kütüb-i Sitte adıyla bilinen Buhari ve Müslim'in el-Cami'u's-Sahih'leri ile Ebû Davûd, Tirmizi, Nesai ve İbn Mace'nin es-Sünen'leri zikredilebilir. Öte yandan hadislerde bahsedilen konuyu daha iyi anlamak için bu eserlere yazılan şerhlere de ilave bilgiler açısından başvurmak gerekir. Hadis şerhleri içinde Buhari şerhlerinden İbn Hacer el-Askalani'nin Fethu'l-Bari'si ve Müslim şerhlerinden Nevevi'nin el-Minhac'ı zikredilebilir.

        Sadece Hz. Peygamber'e tahsis edilmiş olan siyer ve megazi kitapları onun peygamberliği, hayatı ve bu arada gazve ve seriyyeleri gibi konuları sistematik ve kronolojik bir şekilde anlatması bakımından doğrudan siyer kaynaklarıdır. Günümüze ulaşan en eski ve önemli eserler: İbn İshak (ö. 768), İbn Hişam (ö. 833), Vakıdi (ö. 823), İbn Sa'd (ö. 845), Belazüri (ö. 892) ve Taberi'nin (ö. 922) eserleridir. Geç dönem hacimli siyer kitapları arasında Makrizi'nin (ö. 1442), Şemseddin eş-Şami'nin (ö. 1536) ve Nûreddin el-Halebi'nin (ö. 1635) eserleri yer alır. 

        Siyer kitapları yanında tabakat, ensab ve umumi tarih kitapları ile delailü'n-nübüvve (peygamberliğin delilleri) ve şemail (ahlak ve gündelik hayat) türü eserler de siyer kaynakları arasındadır. Mesela Tirmizi'nin (ö. 892) Şemail'i ve Kadı İyaz'ın (ö. 1149) eş-Şifa adlı eseri İslam kültüründe birçok şerhiyle birlikte meşhur olmuştur. 

        Hz. Peygamber'in hayatı ve şahsiyeti ile ilgili konulardan birini veya birkaçını ele alan müstakil eserler de vardır: Hz. Peygamber'in doğumu (mevlid-i Nebi), fiziki özellikleri (hilye), sadece ona mahsus özellikler (hasais), isra ve mirac gibi konularla ilgili eserler bunlardandır.

        İbnü'l-Kayyim el-Cevziyye'nin (ö. 1350) Hz. Peygamber'in hayatı, günlük yaşayışı ve uygulamalarından çıkarılan dini, ahlaki, hukuki vb. hükümlere yer veren Zadü'l-me'ad fi hedyi hayri'l-'ibad'ı ve Hz. Peygamber dönemindeki siyasi, idari, adli, askeri, iktisadi, ilmi ve içtimai hayat ve düzenlemelerle ilgili rivayetleri genişçe ele alan Kettani'nin et-Teratibü'l-idariyye'si de siyere dair önemli eserler arasındadır. 

        Siyer ilmi ve bu alanda yazılan eserler Kur'an-ı Kerim'i ve hadisleri daha iyi anlamak; Hz. Peygamberin hayatını derli toplu, kronolojik ve kendi bütünlüğü içinde kavramak, Hz. Peygamber ve Müslümanlar hakkındaki yanlış anlayış ve kanaatleri düzeltmek, Hz. Peygamber'in ferdi ve toplumsal problemler karşısındaki tutumunu anlamak; onun hayatı, şahsiyeti ve güzel ahlakı hakkında bilgi edinip hayata aktarmak ve nihayet tarih bilinci kazanmak bakımından çok önemlidir.

        YAZAR

        Casim Avcı

        Yazı Boyutu
        Habertürk Anasayfa