Mal üretimini temel alan bir ekonomiden hizmetler ekonomisine geçiş doğrultusunda profesyonel ve teknik sınıfların üstünlüğüne dayalı yeni mesleki yapıların ortaya çıktığı, yeniliğin ve toplum için politika oluşturmanın kaynağı olarak kuramsal bilginin merkezi öneme kavuştuğu, karar alma sürecinde de gelecek yönelimli entelektüel teknolojilerin belirleyici rol üstlendiği enformasyonel, küresel ve ağ örgütlenmesine dayalı yeni bir sosyo-ekonomik sistemdir.
İlk olarak 20. yüzyılın başlarında İngiliz Lonca Sosyalisti Arthur Penty (ö. 1937) ve takipçilerinden William Morris (ö. 1896) tarafından kullanılan kavram, 1960'ların sonlarına kadar bir daha gündeme gelmemiştir. 20. yüzyılın üçüncü çeyreğinde Daniel Bell (ö. 2011) ile hem literatüre girmiş hem de popülerleşmiştir.
Yapısal dönüşümlerin şekillendirdiği toplumu tanımlamak için kullanılan kavramlar bağlamında oldukça kabarık bir liste ortaya çıkmıştır. Yeni toplumsal yapı "sanayi sonrası toplum", "modernlik sonrası çağ", "burjuva sonrası toplum", "ekonomi sonrası toplum", "kıtlık sonrası toplum", "uygarlık sonrası toplum", "kapitalizm sonrası toplum", "hizmet sınıflı toplum", "kişisel hizmet toplumu", "teknokratik çağ", "bilgi toplumu", "enformasyon toplumu" ve "network toplumu" olarak adlandırılmıştır. İlk dönemlerde bu kavramlardan "sanayi sonrası toplum" genel kabul görmesine rağmen, sonraları "enformasyon toplumu" ile "bilgi toplumu" da yaygın olarak kullanılmaya başlamıştır. Biraz daha geç dönemde, "post" ön-ekinin popüler olduğu post-modernizm, post-yapısalcılık, post-fordizm gibi kavram ve kuramların literatürde egemenliklerini ilan etmelerine paralel olarak, yakın dönemde modernlik sonrası yeni toplumsal yapıyı ifade etmek için post-modernizm ile birlikte ortak kullanıma dahil edilmiştir.
Epistemolojik açısından bu alandaki öncü çalışmalardan bir diğeri de, bilgi toplumu adının yaygınlaşmasında kilit rol oynayan ve bilginin hem üretilmesinin hem de dağıtılmasının büyük değer taşıdığını eserlerinde vurgulayan Fritz Machlup (ö. 1983) tarafından bilgi endüstrisi ile sektörüne ilişkin meslekler ele alınmıştır. Daha sonra, 1966'da Amerika Birleşik Devletleri'nde planlamacılara kılavuzluk etmesi için Japon Hükûmeti tarafından görevlendirilen bilim/ teknik ve ekonomi alanındaki bir çalışma grubu da "sanayi sonrası toplum" kavramını ilk defa resmi nitelikteki bir raporda kullanmıştır.
Sanayi sonrası toplumda, "teorik bilgi" öne çıkarak, üretim faktörleri açısından bilgi ve enformasyon stratejik kaynak haline dönüşürken; ekonomik yapı içindeki sektörel dağılımda da, bilgiye dayalı hizmet sektörü hem milli gelir hem de istihdam içindeki payı açısından ilk sıraya yerleşmiştir. Bir diğer önemli nokta da üretim faktörü olarak bilginin -tarım ve sanayi toplumlarındaki diğer üretim faktörleri gibi- kullanımı sırasında tükeniyor olmaması ve neredeyse sınırsız bir potansiyel içermesidir.
Dönüşüm, sadece teknoloji veya ekonomi alanlarıyla sınırlı kalmamıştır. Teknolojinin yadsınamaz nitelikteki belirleyici etkilerini göz ardı etmemek koşuluyla, toplumsal yapıyı tüm kurumları ve yeni yaşam tarzlarıyla her yönden içine almakta ve geri dönüşü olmayan bir biçimde sarmalamaktadır. Bu anlamda 'dönüşen'; kurumları, değer yapıları, kültürel alanları, ekonomik sistemi ve politik yapılanmasıyla, özel ve kamusal alan içindeki yaşam biçimleridir.
Yeni toplumsal yapıda mülkiyet ve maddi üretim, yerlerini "teknik bilgiye" bırakmıştır. Sınai makinelerin yerini enformasyon teknolojileri, sanayi ve imalat sektörlerinin yerini hizmet sektörü, çalışma yaşamında dominant bir role sahip olan mavi yakalı çalışanların yerini beyaz yakalılar ile teknokratlar almıştır. Bunun en ciddi sonuçlarından biri de, kas/kol gücüyle çalışan emekçi sınıf için emek piyasalarının dinamosu ve dinamizmi anlamına gelen toplu pazarlıklar ile sendikal hareketlerin eski gücünü kaybetmesi olmuştur. Bu kan kaybı, sosyal politika alanına bağlı olarak politik yaşamda da kendini göstermiştir. Bir taraftan sol ideolojiler ile sol orijinli partiler eski güçlerini kaybederken öte taraftan "emek", "sınıf çatışması", "sömürü" gibi sanayi toplumunu temsil eden unsurlara ilişkin kavramların yerini "kimlik", "çok kültürlülük", "dezavantajlı gruplar" gibi yeni toplumsal yapıya ait kavramlar almıştır.
Bu arada, "bilgi" ile "teorik bilgi" arasındaki ayrıma da değinmek gerekir. Artık bilgi ile kastedilen sadece entelektüel birikimler olmayıp, enformasyon teknolojileri sayesinde giderek metalaşan bilgiler de söz konusudur. Bilgi, artık ham madde veya üretim faktörü olmuş; veri tabanları haline getirilmesi de enformasyon biçimine dönüşmesine yol açmıştır.
Dünya ekonomisi de serbest piyasa ekonomisi içinde kalıp onun mevcut kurumlarını muhafaza etmesine rağmen, içeriği büyük ölçüde değişmiştir. Yapısal özellikleri açısından hala kapitalizm başat güç olduğundan, artık yaşanan enformasyon kapitalizmidir. Sermayesi yoğun üretime dayalı olarak yapılanmış sanayiler, artık teorik bilgi ile enformasyonun üretimi ve dağıtımı gibi alanlara yönelmektedirler. Bunlar, hem bilgisayar-yazılım programları gibi enformasyon işleme araçlarını üreten hem de bu enformasyonu dağıtan şebekelerle ve teorik bilginin üretimi/uygulamasıyla ilgilenen -eğitim ve sağlık hizmetleri alanındaki- kurumlardır.
Kısacası, tarım toplumunda üretime yönelik stratejik kaynak olan toprak ile emeğin yerini, sanayi toplumunda sermaye, günümüzdeyse enformasyon ve teorik bilgi almıştır. Ham maddelere bağımlı olan sanayi toplumu, üretim açısından makinelerin ve insanların koordinasyonuna dayanırken; yeni toplumun yapısı, enformasyon teknolojileri ile bilginin sunduğu imkanlar etrafında ve artık insana da ihtiyaç duymayacak şekilde örgütlenmektedir.
Sanayi toplumunda dinamo görevini buhar makinesi üstlenmişken sanayi sonrası toplumda bilişim/telekomünikasyon sistemleri başta olmak üzere yüksek teknoloji üstlenmiştir. Masuda, enformasyon şebekeleri, veri bankaları ve enformasyon üretiminin çekirdek örgütlenmesini oluşturan hizmet sektöründeki kurumların, "toplumsal simge olarak fabrikanın yerini alacağı"nı savunmaktadır. Hizmet sektörü içinde yer alan bu kurumlar, yeni toplumsal yapı için altyapı görevi üstlenecekler; ekonomik yapıda yaşanan dönüşümle, enformasyon sermayesi maddi sermaye karşısında üstünlük sağlayacaktır. Bu açıdan bilgisayar ağları, sanayi toplumunun demiryolları ile otoyollarına benzetilmiş; sanayi sonrası toplumun altyapısını, başta internet olmak üzere bunların oluşturacağı öngörülmüştür. Bunlar sayesinde, insanlık tarihinde eşi görülmemiş bir teknolojik yenilenme yaşanmış, ekonomik imkanlar/politik gelişmeler ve kültürel dönüşümler neredeyse sınır tanımaz bir hale gelmiştir. Bu teknolojiler, kendilerinden önceki teknolojilerden ayrılan bazı özelliklere sahiptir: İlk olarak, -robotlar, insansız üretim hatları ve telekomünikasyon sistemleri gibi- diğer teknolojilere uyarlanma kabiliyetleri çok yüksektir. İkinci olarak, eldeki mevcut makine/araçlara adapte edilerek, onların güncelleştirilmelerine imkan tanırlar. Üçüncü olarak da çok sayıda yüksek teknolojinin bir arada uygulanarak, yeni ürünler ve üretim teknolojileri ortaya koymasını sağlarlar.
Sonuç olarak, günümüz toplumu enformasyon ile teorik bilgiyi edinme/işlemden geçirme/dağıtma konusunda ortaya koyduğu metotlarla tanımlanmakta ve adlandırılmaktadır. Bu açıdan yaşadığımız çağ, her ne kadar sanayi sonrası toplum olarak anılsa da, aslında genel kanıya göre enformasyon çağıdır.
YAZAR
Uğur Dolgun