Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Tubitak Ansiklopedi Ritüeller Nedir?

        Çeşitli semboller içeren ve bu semboller üzerinden şekillenen, içinden çıktığı kültürün değerler ve inanç sistemine dayanan, uygulayıcılarının anlamlar dünyasında ortaklaşa bir karşılığı bulunan etkinlikler, fiiller, tutum ve davranışlar serisidir. Latince "ritus" kelimesine dayanan ritüel kavramı, dünyevi ve kutsal arasındaki ilişkinin somutlaştırılmış halidir. Ritüel, dinin toplumsal boyuttaki tezahürüdür. Doğaüstüyle ilişki kurma biçimi olan ritüel, sorunların çözümüne yönelik çok sayıda amaç için gerçekleştirilir. Yaşamsal gücü arttırma, toprağı bereketli kılma, bir doğa sorunuyla başa çıkma gibi nedenlerin dışında toplumsal, doğal, psikolojik ve inançsal kategorilerin kesiştiği bir alanı ifade eder. 

        Ritüel kavramının içeriğine, ortaya çıkış nedenlerine ve toplumsal karşılıklarına dair din, mit, inanç ve kutsal kavramlarıyla ilişkilendirilerek yapılan ilk açıklamalar, işlevselci antropolojik yaklaşım çerçevesinde olmuştur. Emile Durkheim da (ö. 1917) kutsal ve dünyevi arasında yaptığı ayrım üzerinden ritüellerin toplumsal dayanışmaya hizmet ettiği ve ritüel çerçevesinde şekillenen sosyalleşme örüntülerinin mitolojik bir boyut yarattığı düşüncesiyle işlevselci açıklamayı benimseyen isimlerin başında yer alır. 

        Max Gluckman (ö. 1975), Victor Turner (ö. 1983) gibi antropologlar ritüel kavramını simgeler üzerinden ele alır. Gluckman ritüellerin toplumsal çatışmanın zararsız bir şekilde sönümlenmesi için uygun bir model olduğu üzerinde dururken Turner, ritüelleri çok sesliliği ve karmaşık sembolleri üzerinden değerlendirir. Sembol ve anlama odaklanan Clifford Geertz (ö. 2006) ve E.E. Evans-Pritchard (ö. 1973) gibi antropologlar içinse ritüel, varoluşa dair kavramların ve duygu durumlarının gerçekçi bir zemine oturmasına hizmet eden semboller sisteminin dışavurumudur. 

        Sembolik mesajlarla şekillenen ritüeller, dış dünya ile hayal edilen gerçeklik arasında bir köprü işlevi görür. Kimi zaman da bu iki dünya arasında sınır oluşturur. Ritüel, sembollerin birleşiminden oluştuğu gibi sembollerin dönüşümünü de kapsar. Çeşitli yinelemelerle örülü olan semboller, ritüelin genel karakteristiklerinin başında gelir. Tekrara dayalı hareketler ve sözler, yeni bir deneyim alanı açar. Bu deneyim alanı içindeki tekrarlar ve ritmik hareketler gönderilen mesajın etkisini arttırarak duygusal açıdan yoğunlaşmayı sağlar. Ritüeller hem dahil olunan sosyal evrenle hem doğayla hem kişinin kendisiyle ilgilidir. Belli bir düzene bağlı bir hareketler serisi ile şekillenen ritüellerin ortak bir dinsel kavrayışla birebir ilişkili olması gerekmez.

        Ritüel sırasında, katılımcılar kendi varoluş hallerinden sıyrılarak çeşitli giysiler, aletler aracılığıyla ve temrinlerle başka bir gerçekliğe geçiş yapar ya da mesaj ilettiklerini düşünür. Ritüellerde kişinin bir başka role girebildiği, katılımcılarının ritüelin işleyişi içinde aktif olarak konumlandığı, kimi zaman abartılı hareketlerin yer aldığı bir yapı söz konusudur. Bu esnada kimlikler ve aidiyet biçimleri önemini yitirebilir. 

        Ritüellerde, Claude Levi-Strauss'un (ö. 2009) işaret ettiği gibi çok katmanlı ve karmaşık bir yapıya sahip bir zihinsel etkinliğin belirtilerini görürüz. Öte yandan ritüeller, oluşturdukları örüntü üzerinden tekrarlar üzerine kurulu bir iç ritme sahip olduğu gibi mevsimsel ve takvimsel döngüleri de takip eder. Ayın hareketleri, yıl ve mevsim dönümleri gibi doğanın ritimleri, ritüellerin de zamanını belirler. Bireyin hayatındaki dönüm ve geçiş noktaları da insan ömrünü belirleyen iç ritim ve toplumsal ritimle uyumlu olacak şekilde ritüel alanına dahildir. Din tarihçisi Mircea Eliade (ö. 1986), ritüeli kutsalın tezahürü bağlamında, yaratılışı tecrübe etme girişimi olarak görürken, mitolojiyle ilişkisine odaklanır. Buna göre ritüeller, hayat döngüsünü işaret eder. Örneğin evlilik ritüeli, kutsal evliliği yani gök ve yerin birleşimini yeniden üretmektedir. Her ritüel, tekrarlanabilirliği içeren ve bir başka gerçeklik fikrinin kapılarını aralayan bir yapıya sahiptir. Dolayısıyla ritüeller, amaç, işlev ve anlamsal içerikleri açısından bir ortaklık içindedir. Bu ortaklık, önceden belirlenmiş ve sınırları çizilmiş olan bir hareket alanını kapsar. 

        Ritüeller seküler toplumlarda da kimi zaman kutsalla kimi zaman da tamamen dünyevi düzlemle bağlantılı olarak yer bulmaktadır. Spor etkinlikleri, karnavallar ya da konser gibi duygudaşlık üreten ortamlar, gündelik hayat işleyişinden uzaklaşıp farklı bir atmosfere dahil olma, farklı performansların aktörü olma, yoğun ve taşkın bir duygu durumuna geçiş, çatışmalardan kaçınma ya da yeni çatışmalar üretme, sembollerin anlamlı bir biçimde kullanımı, tekrarlarla da ifade bulan bir iç düzene sahip olma gibi yönleriyle modern öncesi toplumların dünyevi-kutsal ilişkisi üzerine kurulu yapısını takip eder.

        YAZAR

        Gözde Aynur Mirza

        Yazı Boyutu
        Habertürk Anasayfa