Kitle imha silahları yüksek patlayıcıların birçok defa kullanımı ile yaratılan tahribatın tek kullanımda oluşmasına neden olan ve konvansiyonel silahlardan çok daha geniş bir alanı ve çok daha fazla sayıda canlıyı etkileyen silahlardır. Biyolojik, kimyasal, radyolojik ve nükleer olmak üzere dörde ayrılırlar. Terim ilk kez 1937 yılında Canterbury Arşidükü William Cosmo Gordon Lang tarafından kullanılmıştır. 1946 yılında BM Genel Kurulu'nun ilk kararında yer almış ve 1948 yılında hukuki tanımı yapılmıştır. Biyolojik ve kimyasal silahların antik çağlardan beri kullanıldığı bilinse de ilk büyük ölçekli kullanımlar 1. Dünya Savaşı ile başlamıştır. Radyolojik ve nükleer silahlar ise ilk defa 1938 yılında Alman kimyacılar tarafından teorize edilmiş ve 1942 yılında ABD'de başlayan Manhattan Projesi kapsamında geliştirilmiştir. Savaş sırasında ilk ve tek kullanımı ABD'nin 6 ve 9 Ağustos 1945'te Japonya'nın Hiroşima ve Nagazaki şehirlerine gerçekleştirdiği saldırılarda olmuştur. Kitle imha silahlarının caydırıcı özellikleri sayesinde bulundukları ülkelerin ulusal güvenliğini arttırdığı ve savaşı önlediği savunulur. Bununla birlikte, yüksek tahrip gücü, ekosisteme olan etkileri ve devlet-dışı aktörlerin ve terörist grupların eline geçmesi durumunda ortaya çıkabilecek güvenlik problemleri nedeniyle geliştirilmeleri ve yaygınlaşmaları uluslararası anlaşmalar ile kontrol altına alınmaya çalışılmaktadır.
YAZAR
Doğu Durgun