Uluslararasılaşma; uluslar ve kültürler arasında karşılıklı alışveriş, ilişki ve etkileşimin yoğunluğunu ifade eden bir kavram olup sosyal, ekonomik, kültürel, pedagojik vd. yönlerden farklı anlamlar yüklenerek tanımlanır. Eğitim açısından daha çok ülkeler arasında öğrenci ve öğretim elemanı hareketliliğini ifade eder. Eğitim, uluslarasılaşmanın en belirgin olduğu alanlardan biri olup bu alanda da yükseköğretim, uluslarasılaşmanın en yoğun şekilde gündeme geldiği eğitim kademesidir. Uluslararasılaşmaya eşlik eden diğer bir kavram da küreselleşmedir. Küresel olan tek kurum olarak da tanımlanan üniversiteler, küresel boyuta evrensel bilginin üretimi, öğrenci ve akademisyen hareketliliği gibi yollarla ulaşmıştır.
Üniversitelerin küreselleşme ve uluslararasılaşma düzeyi, her dönemin imkan ve şartlarına göre farklılık arz eder. Ancak 21. yüzyıla gelindiğinde küreselleşme, yükseköğretim alanında artan rekabet ve teknolojideki gelişmelerle birlikte farklı bir boyut kazanmıştır. Bu süreç, genel olarak "yurt içinde" uluslararasılaşma ve "yurt dışında" uluslararasılaşma şeklinde iki ana boyutu kapsamaktadır. Eğitim açısından uluslararasılaşmanın bir başka tanımı da küreselleşme ile karşılaştırılarak yapılmaktadır. Uluslararasılaşma ile küreselleşme arasındaki farkın temelinde kontrol mekanizmasının olduğu ileri sürülerek eğitim açısından uluslararasılaşma, küreselleşme ile başa çıkmak için ulus devletlerin, hükûmetlerin, akademik sistemlerin, eğitim kurumlarının ve bunlar içindeki bölümlerin uygulamaya koyduğu belirli politika ve programlar şeklinde de tanımlanmaktadır. Uluslararasılaşmanın yükseköğretime kontrollü bir şekilde entegrasyonu söz konusudur. Bu entegrasyon çabaları kapsamında ulusal ve kurumsal stratejilerin geliştirilmesi, ilgili mevzuat düzenlemelerinin yapılması ve gerekli kurumsallaşma adımlarının atılmasıyla başta öğrenci ve akademisyen hareketliliği olmak üzere ülkeler arasında kredi hareketliliği, uluslararası ortak programlar, farklı dilde eğitim gibi çeşitli başlıklarda politikalar geliştirilmeye başlanmıştır. Bu bağlamda, yükseköğretime erişim, kurumsal kapasite, akademik işbirliği ve dijitalleşme başta olmak üzere birçok alanda uluslararası normlar oluşturulmuştur. Örneğin Avrupa yükseköğretim alanının yeniden yapılandırılmasıyla ilgili olarak 1999'da Bologna'da düzenlenen toplantı sonunda imzalanan bildirgeyle başlayan ve Türkiye'nin de 2001'de dahil olduğu "Bologna Süreci" ve burada atılan adımlar, söz konusu normların oluşturulmasında öncü ve etkin bir rol oynamıştır.
Yükseköğretimde uluslararasılaşma kapsamında önde gelen kavramlardan biri uluslararası öğrencidir. UNESCO'nun tanımına göre uluslararası öğrenci, "eğitim amacıyla ulusal ya da bölgesel sınırların dışına çıkan ve uyruğunda bulunduğu ülke dışında öğrenci olarak kayıtlı olan kişi"dir. OECD'nin tanımına göre de uluslararası öğrenci, "ülkesini terk eden ve eğitim amacıyla başka bir ülkeye taşınan öğrenci"dir. Dünya çapında öğrenci hareketliliğine bakıldığında yükseköğretim programlarına devam eden uluslararası öğrenci sayısı son yirmi yılda hızla artmıştır. 1998'de 2 milyon olan bu sayı, OECD ülkeleri arasında yıllık ortalama %5 ve OECD üyesi olmayanlar arasında %6 artarak 2017'de 5,3 milyona yükselmiştir. Yükseköğretimde uluslararasılaşmanın, uluslararası öğretim elemanı ve öğrenci barındıran ülke açısından yararı çoktur. Akademik ve bilimsel etkileşim aracı olma, dış politika, kamu diplomasisi ve kalkınmada iş birliği aracı olma, ülkeler ve kültürler arası etkileşim aracı olma ve ekonomik fayda sağlama biçiminde gruplanabilecek bu yararlar, diğerlerine göre daha fazla ön plana çıkmaktadır.
Az gelişmiş veya gelişmekte olan ülkelerin, gelişmiş ülkelerin bilgi birikiminden, teknolojik imkanlarından yararlanabilmesinin en önemli ve etkili yolunun, yükseköğretimde uluslararasılaşma olduğu söylenebilir. Bu bağlamda özellikle ortak lisansüstü programlarla akademik değişim programları ve akademik kadrolarda yabancı öğretim elemanı istihdamı şeklinde gelişen uluslararasılaşma, daha önemli bir nitelik kazanmaktadır. Akademik kadrolarda uluslararasılaşma, bir yandan öğrenci odaklı uluslararasılaşmanın itici gücünü oluştururken, diğer yandan da ileri teknoloji ve bilgi paylaşımının zeminini hazırlamaktadır.
Uluslararası düzeyde ekip çalışmaları, ortak projeler, ortak yayınlar, yükseköğretim kurumlarının uluslararası ölçekte tanınırlığına katkı sağlamakta; kurumların uluslararası olma vasfının geleceğini sağlam bir temele oturtmaktadır. Yükseköğretimde uluslararasılaşma, ülke tanınırlığına ve kamu diplomasisine de önemli katkılar sağlamaktadır. Uluslararası öğrencilerin, öğrenim gördükleri ülkeyle olan duygusal bağlarının hayat boyu sürdüğü, iki ülke (kendi ülkesi ve eğitim aldığı ülke) menfaatini gözetmeye meyilli oldukları olgusu, genel kabul görmektedir. Dolayısıyla bir ülke, bir başka ülkenin nitelikli insan kaynağını yetiştirmekle aslında hem kendi ülkesinin hem de diğer ülkenin kalkınmasına katkı sağlayacak bireyler yetiştirmiş olmaktadır.
Türkiye yükseköğretim sistemi son yıllarda uluslararasılaşma bağlamında büyük bir ilerleme göstermiştir. 2014'te 40 binli rakamlarda olan Türkiye'deki yükseköğretim kurumlarında okuyan uluslararası öğrenci sayısı, YÖK tarafından Yeni YÖK başlığı altında başlatılan bir dizi proje ile birlikte başlatılan hedef odaklı Uluslararasılaşma Projesiyle kısa bir süre içinde 2021 yılı başında 201 bini aşmıştır. UNESCO verilerine göre Türkiye, 2018 yılı itibarıyla dünyada en fazla uluslararası öğrenci çeken 10. ülke durumundadır. Uluslararası öğretim elemanı sayısı da benzer şekilde artarak 3.200'ün üstüne çıkmıştır. Üniversitelerde uluslararası öğretim elemanının sayısının fazlalığı, oraya uluslararası öğrenci çekmede önemli bir etkiye sahiptir. Üniversitelerin, Yükseköğretim Kurulu'nun stratejileri ve hedefleriyle uyumlu faaliyet göstermeleri, uluslararası öğrenciler için barınma kapasitesinin artırılması, Türkiye burslarının uygulamadaki başarıları, sistemden mezun olan uluslararası öğrencilerin memnuniyet düzeyi gibi çeşitli etkenler, Türkiye'nin sağlık ve mühendislik alanları başta olmak üzere pek çok alanda küresel ölçekte gelişmesini sağlamıştır.
YAZAR
Rahmi Er