Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Stil Resmi İlanlar

Son yılların en önemli konularından birisi tüm sektörleri etkileyen enerji ve enerji kaynaklarının dönüşümü. Bir yandan karbon ayak izi meselesi ülkeleri kıskaca alırken, diğer taraftan da yenilebilir enerji kaynaklarına dönüşüm için ciddi maddi kaynak ayrılması hükümetleri farklı model arayışlarına zorluyor. Türkiye de küresel ölçekte yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırım yaparak, dönüşümde önde olan ülkelerden birisi olarak dikkat çekiyor.

Bu hafta başında, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Al­parslan Bayraktar’ın davetiyle “Enerji Dönüşümü- Yenile­nebilir Enerji Stra­tejisi” başlığı altında düzenlenen programa katıldım. Türkiye’nin enerji meselesinin yerli kaynaklarla çözümünde ve birçok projenin hayata geçmesinde aktif rol oynayan Bakan Alparslan, bu defa 10 yıllık bir periyodu kapsayan dönemde 100 milyar dolardan fazla bir yatırımı öngören, 2035 vizyonunu iş dünyası ve basınla paylaştı.

Cumhurbaşkanlığı Dolmabahçe Çalışma Ofisi’nde gerçekleşen toplantıya enerji sektöründe faaliyet gösteren gurupların patronları da tam kadro halinde katılarak Enerji Bakanı’nın sunumu can kulağıyla dinleyip, not aldılar. Görüştüğüm önemli isimler, yeni vizyon projesiyle yatırımların önünü açacak düzenlemelerin yapılacağı ve ilave kolaylıkların sağlanacak olması sebebiyle toplantıdan mutlu ayrıldılar.

Şöyle ki; 10 yılda çok büyük rakamlara tekabül eden ve iş dünyasını bürokratik işlerle yormadan, direkt yatırımlara odaklanacakları bir yol haritası sunan Bakan Bayraktar, 2035 Rüzgâr Enerji Santrali (RES) ve Güneş Enerji Santrali (GES) kurulu güç hedefi­ni de dört kat artırarak, 120 bin MW’a çıkardıklarını söyledi. Hedefin bu kadar yükseltilmesini galiba enerji sektörün önemli yatırımcıları da beklemiyordu.

Bakan, her yeni yaklaşımı açıkladığında ise toplantıya katılan patronların tepkisini anlamaya çalıştım. Her göz attığımda Cemil Kazancı, Mehmet Nazif Günal, Ali Kibar, Hamdi Akın, Mehmet Cengiz, Nihat Özdemir, Fırat Çeçen, Ahmet Çalık gibi işi dünyasından isimlerle birlikte profesyonel yöneticileri ve STK temsilcilerini mobil telefonlarıyla sunumdan fotoğraf çekerken yakaladım.

Önümüzdeki 10 yıllık dönemde, enerji­de dönüşüm için takriben 108 milyar dolarlık yatırım öngörülüyor. Eylül 2024 itibarıyla da toplam kurulu güç içinde yüzde 59 paya sahip olan yenilenebilir enerjide yeni yatırımların önünü aç­mak için hazırlık yapılıyor. Şu an yatırım sürecindeki kapa­sitenin yaklaşık 70 bin MW olduğunun altını çizeyim. Bazı sorunlar sebebiyle yatırımcılar, bu kapasiteyi hizmete sokmada geç kalmışlar. En başta bu yatırımların hızla devreye alınması için çaba gösterilecek. Zaten yeni yatırım yol haritasında mevcut yatırımların yapılamamasının da etkisini görmek mümkün. Bunlardan önemli dersler çıkarılmış

Programa göre 10 yıllık dönemde hedefe ulaşmak için her yıl 7 bin 500- 8 bin MW seviyesinde kurulu güç devreye alınacak. Bu yıl hizmete alınacak 2 bin MW da bu hedefin başlangıcını oluşturacak.

Asıl önemli noktalara gelirsek….

Yeni dönemde RES ve GES lisansları için “Yeni­lenebilir Kaynak Alan” (YEKA) mode­li değiştirilmiş. Öncekilerden edinilen tecrübelerle YEKA ihalelerinde yarışma mode­line geçilecek. Her yıl güneş ve rüzgârda 2 bin megavatlık ihale gerçekleşecek. Önümüzdeki 28 Ekim’de bin 200 megavatlık 5 RES, akabinde 4 Kasım’da ise toplam 800 me­gavatlık 6 GES ihalesi ilan edilecek. Bunların ihaleleri ise gelecek yılın ilk aylarında yapılacak. Enerji ne kadar yerli olacak? Açıkçası ihale kriterlerinin şekilleneceği şartnameleri çok merak ediyorum.

- Yerli/milli teknoloji hangi ağırlıkta odak noktasına alınacak?

- Ne kadar rekabetçi olacak?

- Enerji Bakanlığı’nın 10 yıllık vizyon yatırımına ilgi bakanlıklar ve kuruluşlar nasıl destek verecek?

Bu soruların cevabı önemli. Zira Enerji Bakanlığı ile diğer bakanlıkların özellikle yer teknolojiyi destekleme noktasında ortak hareket etmesi halinde bir neticeye varılabilir. Enerji Bakanı Bayraktar, ihalelerde asgari yerlilik şartı konacağını söyledi. Bu önemli, ama mesela Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, bu devasa yatırım için ne yapacak? Çünkü yerlilik meselesi tek bir bakanlığın altından kalkacağı konu değil!

Enerji Bakanlığı, ihale duyurusu ile ihalenin yapılacağı takvim arasına belli bir süre koymuş. Umarım bu süre ilave talep, zeyil name ve düzenlemeler için yeterli olur. Diğer kamu kurumları da böylece yerlilik noktasında destek vermek için hazırlık zamanını bahane etmezler. İhale kriterleri için bu süreçte yerli ve milli ürün kullanım noktasında katkı da sunabilirler. Netice itibariyle diğer ilgili kamu otoritelerinin devasa enerji yatırımlarını dikkat almaları gerekiyor!

Bu yatırımlar, azami ölçüde ülkemizin teknolojik altyapı imkanlarıyla hizmete girerse katma değerleri faydası olur. Aksi halde başka ülkelerin enerji teknoloji şirketlerini, çalışanlarını ithalatla finanse etmiş oluruz. Yenilenebilir enerji üretim araçlarıyla kendi kaynaklarımızı kullandığımızı sanırken başka taraftan bağımlılığımız devam eder.

Bu devasa 108 milyar dolarlık yatırım hacmi iyi değerlendirilebilirse ülkemiz sadece RES ve GES değil, çok şey kazanabilir. Ayrıca ihalede taban fiyat garantisi de verilecek. Bu da yatırımlar için önemli detay. Böylece uluslararası finansmana erişim ve maliyeti açısından yatırımcı önünü görebilecek. İhale kriterlerinde uluslararası tahkimin olması da enerji sektöründen neredeyse tamamen çıkan yabancı yatırımcıların geri dönmesine katkı sunacaktır.

Enerji için “Süper İzin” düzenlemesi

Devasa yatırımların bürokrasi sebebiyle uzun zamana yayılıp, maliyetleri etkilememesi, yabancı yatırımcıyı çekebilmesi, yurtdışı kredilerine en uygun seviyelerden ulaşılabilmesi için ÇED gibi süreçler, “süper izin” mekanizmasıyla kısaltılacak. Bakan Albayrak, özellikle bu hususa vurgu yaparak, imar ve ruhsat sürelerinde de üç ay gibi bir süre öngördüklerini ve ‘acele kamulaştırma’ uygulamasını devreye alacaklarının altını çizdi.

Enerji Bakanlığının hedefi şu: Başta RES ve GES vizyon yatırım projeler olmak üzere petrol ve doğal alanındaki kaydedilen başarılı gelişmeler birlikte Türkiye’yi enerjide ithalatçı konumdan ihracat yapar hale getirmek. Enerjide dış açığı kapatmak, birçok gelişmenin önünü açacaktır. Hedef güzel. En kısa zamanda ulaşılması ümidiyle…

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar