Akkuyu'ya Almanya freni!
Uzun bir süredir Akkuyu Nükleer Güç Santrali (NGS) projesinde Rusya – Ukrayna savaşı nedeniyle Batı’nın uyguladığı yaptırımlar sebebiyle gecikme olacağını yazıyorum. Detaylı bilgileri ilgili kaynaklardan alarak, Akkuyu’da ilk nükleer ünitenin 29 Ekim 2024’e yetişmeyeceğini bu köşede gündeme getirmiştim. Sebeplerini üzerine yorumlar yapmıştım. Önemli makamlardan itiraz edenler ve “neden yazıyorsun” şeklinde eleştirenler olmuştu.
Halbuki 2023’e, Türkiye’nin 100’üncü yılına da yetişmeyeceğini yine bu köşede yazmıştım. Hatta böylesine büyük ve önemli projelerde zaman baskısının doğru sonuç vermeyeceğini de birkaç kez not etmiştim. Nitekim Akkuyu NGS’de ilk üniteden elektrik üretiminin bu seneye yetişmeyeceğini en yetkili isim, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alpaslan Bayraktar da Anadolu Ajansı’na açıkladı.
Görünürde gecikmenin iki önemli sebebi var: Birincisi, Ukrayna’daki savaş nedeniyle Batı’nın Rusya’ya yaptırım uygulaması ve Almanya şirketi Siemens’ten Akkuyu NGS için kritik malzeme tedarik edilememesi. İkincisi ise COVID-19 salgının etkileri ve mücbir sebep olarak anılan dönemdeki aksaklıklar.
Bir de görünmeyen sebepler var.
Akkuyu NGS’deki Rus yetkililerin Türk ortaklarla yaşadığı sorunlar, üst perdeden hareket etmeleri, Rus ve Türk alt yüklenicilerin alacaklarının ödenmesi için bir yol haritasının bulunmaması, inşa süresinin gecikmesine neden oluyor. Ayrıca Akkuyu NGS ile Türkiye’de ilgili makamlarla koordinasyon sağlayacak bir ismin veya mekanizmanın olmaması da gecikmelerde etkili. Bir başka önemli husus, bir ROSATOM yetkilisinin Akkuyu NGS’deki işler nedeniyle rüşvetten hapiste olması ve Türkiye’deki Rus yönetiminde tepe isimlerin (önceki kadın CEO) dostane olmayan tavırlarının da gecikmelere neden olduğu belirtiliyor.
Ancak kısa süre önce Akkuyu NGS’de tepe yönetimini Rusya değiştirdiği için yönetim açısından işlerin yoluna gireceği yönünde bir beklenti var. Ama Alman Hükümeti’nin Rusya’ya yaptırımlar nedeniyle Siemens’e baskı yaparak ürün tedarikini engellemesi yüzünden Akkuyu NGS’de ilk üniteden elektrik üretiminin 2026’ya sarkacağına vurgu yapılıyor. Tam anlamıyla tüm testlerin yapılıp, elektrik üretimine geçilmesinin ise kesinlikle 2025’e yetişmeyeceğine dikkat çekiliyor. Bir ihtimal olarak, 2025’in son çeyreğinde ilk ünitenin hizmete hazır hale geldiğini göstermek için bir tören yapılabileceği de belirtiliyor.
Netice itibariyle, Türkiye’de bir Rus yatırım için Almanya Hükümeti’nin gösterdiği tavır ve yaptırım kararı, Akkuyu NGS’nin gecikmesindeki en önemli neden olarak öne çıkıyor. Siemens’in ülkemizde önemli satışları ve yatırımları var. Bazı Türk şirketleri, Rusya’yı devreden çıkarıp bu parçaları Türkiye adına satın alma teklifini Siemens’e götürmüş, ancak Alman Hükümeti engeli aşılamamış.
Daha önce önemli bir husus da ilk defa burada yazmıştım: Rusya’nın Siemens’ten alamadığı nükleer santralin elektrik iletiminde kullanılacak malzemelerini Çin’den tedarik etmek için adım attığını kaydetmiştim. Çin’den bu ürünlerin tedarik edilmesi de zaman alacağı için ilk ünitenin devreye alınması gecikecek. Ancak ilk ünite, tüm testler yapılıp hizmete alındıktan sonra diğer ünitelerde herhangi bir aksaklık olmayacağına da yine kaynaklarım özellikle vurgu yapıyor.
Bir başka önemli not daha.
Akkuyu NGS’nin geç devreye girmesinin Türkiye’nin lehine olacağı ifade ediliyor. Çünkü elektrik alım garantisi Akkuyu NGS’de 12 cent civarında. Ekonomide çarkların yavaş döndüğü Türkiye’de şu an elektriğin kilovatsaat başına ortalama 8 cent olduğu düşünülürse, Akkuyu NGS’nin ilk ünitesi devreye alındığında kilovatsaat başına 4 cent Türkiye’ye zarar yazacak demektir. Bu zarar rakamının da yıllık yaklaşık 250 milyon dolara tekabül edeceğine dair hesaplar yapılıyor.
Netice itibariyle 30 binin üzerinde çalışanla Akkuyu NGS yolunda ilerliyor. Her büyük projede olabilecek sorunlara ilave olarak bölgemizdeki sıcak gelişmelerin ve dünyanın yeniden kutuplaşmasının da gecikmedeki izlerini ve etkilerini görmek gerekiyor.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alpaslan Bayraktar’ın da Siemens kaynaklı gecikme ve sorunlarla ilgili açıklaması şöyle:
“Elektriğin iletimini sağlayan, şaft sahasında kullanılan ekipmanların inşaatı yavaşlatma etkisi var maalesef. Birkaç ay geciktirme etkisi olabilecek bir şey. Hiçbir hukuki temeli olmayan, uluslararası yaptırım konusu olmayan bir konuda maalesef böyle bir siyasi tutumla alınmış bir karar var. Konu en üst düzeyde dile getirildi.”
Bakan Bayraktar’ın Siemens’e kızgınlığı da var. Onu da şu sözleriyle ifade ediyor:
“Söz konusu firmanın bu konuda mutlaka bir bedel ödemesi lazım. Özellikle Türkiye piyasasında bu kadar güçlü bir varlığı olan bir firmanın, yani burada amaç Rusya’ya yaptırım uygulamaksa, bundan etkilenen ciddi anlamda Türkiye de var. Buradan Türkiye zarar görüyor. Türkiye’deki proje zarar görüyor. Bu ekipmanın Türkiye’de kullanılacağına dair her türlü garanti verilmiş durumda. Bunun çok izahı yok.”
Görüldüğü üzere, Almanya ile savunma sanayinde yaşadığımız benzer bir sorun, enerji tarafında da daha karmaşık olarak karşımıza çıkmış durumda. Ancak Enerji Bakanı, doğrudan Siemens’i eleştiriyor; ama öğrenebildiğim kadarıyla şirket yetkilileri de Alman Hükümeti’nin baskısını aşamadığı için Türkiye’den devreye giren ilgili firmalara gerekli ürünlerin tedarikini sağlayamamış.
Bakalım Enerji Bakanı Bayraktar’ın bu eleştirilerinin Türkiye’deki Siemens’in faaliyetlerine nasıl bir yansıması olacak?
- SOCAR 'Master Planı'nı açıklayacak mı?2 gün önce
- Arka koltuktaki 5 sorunlu yolcu4 gün önce
- Sisi Türkiye'de HÜRJET Mısır'da!1 hafta önce
- Denizlerde gaz ve petrol arama noktasına nasıl geldik?2 hafta önce
- Deniz enerji filomuz olmasaydı!1 ay önce
- TUSAŞ'tan 6'ncı nesil savaş uçağı atağı…1 ay önce
- En iyi internet sunan havayolları…1 ay önce
- Türksat 6A bizi nereye götürecek?2 ay önce
- Çukurova Havalimanı Sabiha Gökçen pistine benzemesin!2 ay önce
- Akkuyu NGS 2025'e yetişmeyebilir!2 ay önce