Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Anasayfa Özel İçerikler Ayşe Özek Karasu Utanç Tepesi'nden Gazze seyri

        Gündem kuzeyinden güneyine, doğusundan batısına Suriye. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan Ankara’nın mesajlarını direkt Şam’dan verdi: PKK/YPG bir an önce kendisini feshetmeli, DEAŞ’la mücadele sürmeli, mevcut ortamdan faydalanan İsrail’in hukuksuz bir eylemle Suriye topraklarını gasp etmesine uluslararası toplum somut tepki göstermeli. İsrail’in “hukuksuz” eylemi, işgal ettiği Golan Tepeleri’nin Suriye yönündeki tampon bölgeyi geçerek tank-top-tüfekle işgali genişletmesi. İsrail ordusu en az kış sonuna kadar orada işgali sürdürecek şekilde hazırlığını yaptı.

        Peki kış sonuna kadar Gazze ne olacak?

        İsrail, Beşar Esad’ın devrilmesinin ardından tampon bölge işgalinin yanı sıra, 1967 savaşında önce işgal, sonraları ilhak ettiği Golan Tepeleri’ndeki yerleşimleri iki katına çıkaracağını açıkladı.

        Resmen açıklanmıyor ama Gazze planları da Golan’a paralel. Yüzyılın soykırımına girişen İsrail ordusu Filistinlilerden boşalan Gazze’nin kuzeyinde alt ve üst yapıyı, okulundan hastanesine, kültürel değerlerinden su şebekesi ve çeşmesine kadar yaşam izi olan her şeyi sistematik olarak imha ediyor. Hedef: Kuzeyde Filistin varlığını tamamen ortadan kaldırarak önce işgal, ardından Akdeniz’e nazır yeni yerleşimler kurmak.

        Ve kana bulanmış toprakların müstakbel sakinleri, yıkık dökük sahayı dümdüz eden bombardımanı tepelik bir yerden çerez ve meşrubat eşliğinde veya piknik yaparak keyif nargilesi içerek seyrediyor. Radikal yerleşimcilerin sosyal medya paylaşımlarında, aynı lokasyondan savaşı izleyen gazetecilerin haberlerinde açık açık görünüyor. Google yorumlarında oturma banklarını, Gazze’ye karşı seyir salıncağını ve 5 şekele (yaklaşık 50 TL) çalışan seyir dürbününü övenler, kredi kartı geçtiğini yazanlar, bombardımanla gökyüzüne yükselen kara dumanlara “doyumsuz güzellik” diye bayılanlar var.

        Seyir salıncağı
        Seyir salıncağı

        Yerin adı Paraş Tepesi. İsrail’in Sderot kenti hemen yamacında. Filistinlilere göre yerin adı yıllardır “Utanç Tepesi”, çünkü İsrail ordusunun her Gazze operasyonunda dürbününü alan, çoluk çocuk tepeye çıkıp Akdeniz’in maviliğine uzanan manzaranın bağrındaki çatışmaları izliyor, videolar çekiliyor. 2009 ve 2014’teki Hamas-İsrail savaşlarından aşina olduğumuz bir aktivite. Fakat bu seferki, az sayıda kalan Filistinlileri de kuzeyden tamamen sürerek yerleşmeyi hedefleyen bir etnik temizlik.

        2009 savaşındaki Gazze seyri
        2009 savaşındaki Gazze seyri

        Tepeye birkaç kilometre mesafedeki Gazze kentleri Beyt Lahiya ve Beyt Hanun’da kuş bile uçmayacağı ve havuzlu villalara yerleşecekleri günü özlemle beklediğini yazıyor, söylüyor “seyirciler”. Bir yıl sonra Beyt Hanun’da yükselecek (!) yerleşime şimdiden isim de koymuşlar; “Tanrının armağanı” anlamına gelen İbranice bir kelime.

        Bu arada Hamas’ın 7 Ekim saldırısını “Tanrının lütfu” sayan bir damar da var, o sayede önlerinde yeni ufuklar açıldığına kanaat getirmişler. Çünkü savaş başlar başlamaz, Gazze’de yeniden Yahudi yerleşimleri kurulması için hareket başlatıldı. Gazze’deki Guş Katif yerleşimi 2005’te direnişe rağmen boşaltılmıştı ve Gazze’ye dönüş konusu tabuydu. Fakat artık Netanyahu hükümetinin aşırı dinci kanadından İtamar Ben-Gvir, Bezalel Smotriç ve Amihay Eliyahu’nun ultra sağcı yerleşimcilerle birlikte başı çektiği hareket Büyük İsrail hedefine doğru yürüyor; bağışlar toplanıyor, inşaat sahaları için şantiye konteynerleri, vinçler, jeneratörler alınıyor. Gazze’ye yerleşmek üzere 750 ailenin kayıt yaptırdığı söyleniyor.

        Sderot'tan görünen haliyle Gazze
        Sderot'tan görünen haliyle Gazze

        Anketlere göre İsrail halkının sadece yüzde 20’si Gazze’de yerleşime destek veriyor. Savaşın başında Gazze’de yeni yerleşimleri gerçekçi bulmadığını söyleyen Netanyahu cephesinden artık hiç itiraz gelmiyor, çünkü neticede partisi Likud da yerleşimcilerle yandaşlarının hakimiyetinde.

        Yüzde 20’lik kesimi temsilen Utanç Tepesi’nde bombardıman seyredenler, 45 bin canın yok olduğuna, güneye sürülenlerin açlık ve sefaletine hiç mi üzülmüyor? Hayır. Birkaç görüş aktarayım:

        “Bu kadar çok bomba düşen bir yerde yaşamakta neden ısrar ediyorlar? Çoktan kaçmalıydılar.”

        “Avrupa, Kanada veya Mısır alabilir Filistinlileri. Dünyanın herhangi bir yerinde daha iyi bir yaşamları olur…”

        “Kadınlarla çocukların ölmesi üzücü ama büyüyünce nasıl olsa terörist olacaklardı! İsrail nefreti öğretiliyor…” (Nefret mi, acaba neden)

        Seyir dürbünü, parasıyla
        Seyir dürbünü, parasıyla

        Gazze Şeridi şu an yedi kilometre genişliğindeki bir alan tarafından ikiye bölünmüş durumda. Gazze Şeridi yüzölçümünün yaklaşık yüzde 10’unu kapsayan bu bölgedeki binalarla tarım arazilerinin tamamı imha edildi. Bir zamanlar burada bulunan ve 2005’te boşaltılan yerleşimin adıyla “Nezarim Koridoru” diye anılan bölgede İsrail ordusu sadece yakıp yıkmıyor, inşaat faaliyeti de yürütüyor. New York Times’ın uydu fotoğraflarından tespit ettiği üzere Nezarim Koridoru’nda 19 askeri üs oluşturuldu; yüksek duvarlarla çevrili komplekslerde sinagog, yaşam konteynerleri, duş ve tuvaletler, hatta askerler için mangal sahası bile var. İnternet öyle iyi çekiyor ki, askerler boş zamanlarında film seyrediyor.

        ADLİ MİMARLIK: SOYKIRIMIN HARİTASI

        Yardım kuruluşu temsilcilerinden askeri uzmanlara Gazze tanığı birçok kişi aynı görüşü dile getiriyor: İsrail’in savaştaki öncelikli hedefi rehineleri kurtarmak ve Hamas’ı çökertmek değil, Gazze Şeridi’ni işgal etmek, Filistinlilerin yaşam alanını iyice daraltmak ve kuzey ahalisini topyekûn sürmek. Eski Genelkurmay Başkanı ve Savunma Bakanı Moşe Ya’alon bile bu ayın başlarında bir TV yayınında İsrail’in Gazze’nin kuzeyinde etnik temizlik yürüttüğünü söyleyince ülkede büyük şok yaşandı. Ya’alon’a göre “İsrail liberal bir demokrasi olarak kimliğini kaybetmiş, yolsuz ve cüzamlı faşist bir devlete dönüşmüştü.” Beyt Lahiya ve Beyt Hanun bitirilmiş, “fetih, ilhak ve temizlik” Cibaliye’de devam etmekteydi.

        Moşe Ya’alon barış aktivisti sayılmaz; kendisi Netanyahu’nun ordu komutanı ve savunma bakanıydı ve görev dönemine denk düşen 2014 Gazze savaşında iki bin kişi ölmüştü.

        Fakat İsrail’in sağlam barış aktivistleri de var. Mesela Goldsmiths Londra Üniversitesi’nde görevli mimar Eyal Weizman. Üniversite bünyesinde kurduğu “Adli Mimarlık” (Forensic Architecture) grubu, mimari teknik ve teknolojileri kullanarak dünya çapındaki devlet şiddeti ve insan hakları ihlallerini araştırıyor. Uydu görüntüleri, veri setleri ve saha fotoğrafları üzerinden analiz edilen savaş bölgelerindeki mekânsal değişimlere göre çarpışan tarafların strateji ve hedefleri gözlemleniyor.

        Weizman ve ekibi 7 Ekim 2023’ten bu yana İsrail ordusunun Gazze Şeridi’nin coğrafyasını nasıl değiştirdiğini de tespit etmiş, grubun internet sitesinde "Soykırımın Kartografisi" başlığı altında interaktif haritadan organize kıyımın adım adım seyrini görmek mümkün.

        Weizman’a göre genel kural olarak savaşlarda yıkım plansız ve rastlantısaldır, saha yapboz tahtasına döner, hasar gören yapılar dağınıktır. Oysa Gazze’deki tahribat bir modele dayanıyor, sistemli ve organize bir şekilde tarım arazileri ve su kaynakları, sağlık altyapısı, okullar, dini yapılar, kamu binaları topyekûn ortadan kaldırılarak sivil yaşam imha ediliyor. Amaç Filistinlilerin geri dönüşünü engellemek. Aynı 1948’de yüz binlerce Filistinlinin, bugün İsrail olan bölgeden zorla sürüldüğü gibi. O dönemde Gazze’den ayrılanlar, giderek şehirlere dönüşen mülteci kamplarında çadırlara mahkum oldular. Şimdi ise onların çocukları, torunları ve torun çocukları sürülüyor.