Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Anasayfa Özel İçerikler Ayşe Özek Karasu Vogue kapağında karizma çizdirmek

        Gelenektir, Amerikan başkanlarının eşleri Vogue kapağında mutlaka görünür. 1929’da Başkan Hoover’ın eşi Lou Henry’den başlayarak Eleanor Roosevelt’ten, Jackie Kennedy, Betty Ford ve Laura Bush’a, Hillary Clinton, Michelle Obama ve Jill Biden’a bütün first lady’ler Vogue’un kapağından veya iç sayfalarından geçti, son dönemlerde çoğu Annie Leibovitz’in kamerasından fotoğraflarla giyim kuşam stilleri dekorasyon zevkleri sergilendi. Listeden anlaşılacağı üzere Vogue kapağı partiler üstü; bütün Cumhuriyetçi ve Demokrat başkanların eşleri siyasetten bağımsız “vogue” oldu.

        Bir kişi hariç, o da eski first lady Melania Trump. Üstelik kadın eski model, üstelik anılarını da henüz yeni yayınladı ama belli ki Anna Wintour diktasının onayından geçemiyor. Üstüne üstlük derginin son sayısında Kamala Harris kapağa çıkmasın mı! Hem de ikinci kez. İlki, başkan yardımcısı seçildiğinde. Şimdi de yine “Başkan Yardımcısı” titri ve fakat “Çağımızın adayı” mini başlığının işaret ettiği açık destek tonuyla. Harris’in üzerinde alameti farikası pantolon ceket takımların koyu kahve versiyonu, içinde uyumlu renkte ipek gömlek, kulağında 800 dolarlık Tiffany’s inci küpeler. Fotoğraflar Leibovitz.

        Dergi çıkalı beri Trump taraftarları sosyal medyada köpürüyor: “Bütün zamanların en güzel first lady’si, dünyada fotoğrafları yayınlanan bir model dururken nasıl olur da bu çirkin, bu gudubet, bu külüstür ve yalancı kadın kapağa konulabilir...!” Harris’e hakaretler ağır. Yalancılık suçlaması, Başkan Biden’ın demansını halktan gizlediği iddiasına dayanıyor. Pamela Geller adlı aşırı sağcı blogcu ve yazar ağzı bozukluğun dozunu kaçırıyor; “Vogue, Amerika’nın en muhteşem kadınını asla kapağına taşımadı ama bu ağır fotoşoplanmış kevaşe aynı Jill Biden, Michelle Obama ve Hillary Clinton gibi seçim kapağı kapıyor” diye yazıyor. Donald Trump, Harris’in siyasi kariyerindeki yükselişi bel altı yakıştırmalara bağladığı için bu dil gayet uyumlu. ABD’nin azılı İslam düşmanlarından Pamela Geller, zamanında Obama’nın da Malcolm X’in “aşk çocuğu” olduğunu iddia etmişti.

        Seçime bir aydan az süre kala Harris-Walz kampanyası mutlaka daha iyi bilir ama Vogue kapağına çıkmak elma ile armutun karışmasına vesile olmuş gibi görünüyor. Kamala Harris belki başkan seçilebilir ama asla first lady olmayacak. Dolayısıyla Trump’ın seçimi kazanması halinde first lady’lik ünvanı cepte bir Melania Trump ile kıyaslanmak statüyü düşürüyor, kapaktaki kaliteli oturuşun raconu bozuluyor, Trumpperest kadınların sivri dili yüzünden güçlü ve havalı imaj sönüyor, karizma çiziliyor. Değmiyor.

        Diğer bir handikap ise Jill Biden’ın geçen ağustosta dergiye ikinci kez kapak olmasından sonra Biden’ın Trump’la düello felaketi nedeniyle baskılar sonucu adaylıktan çekilmiş olması. Ralph Lauren tasarımı kıyafetle görünen first lady’nin şu sözü yer alıyordu başlıkta: “Geleceğimize biz karar vereceğiz.” Öyle olamadı. Zamanlama kötü, tepki şiddetliydi. Harris nezdinde şimdi ikinci bir moda kazası yaşanmış oldu.

        Kamala Harris’in tek avantajı bu seferki kapağın daha usturuplu bulunması. Göreve başladığı 2021’de ayağında Convers Chuck Taylor’la sportif pozu makamın ağırlığına göre hafif diye eleştirilmişti.

        TASARIM KUTUPLAŞMASI

        Siyasi kutuplaşma moda sahasına da yansıyalı hayli zaman oldu.

        Biden’ın başkan seçildiği gece Kamala Harris’in, Carolina Herrera imzalı takımı çok beğenilmişti; hem yerli tasarım seçtiği için, hem de kırık beyaz tonuyla kadınlara oy hakkı mücadelesi vermiş süfrajetlere saygı selam diye algılandığı için. Yemin törenleri sırasında ise Sergio Hudson dahil üç siyah tasarımcının kıyafetlerini giymişti.

        Seçim galibiyeti gecesi Carolina Herrera tasarımı beyaz takım
        Seçim galibiyeti gecesi Carolina Herrera tasarımı beyaz takım

        Ancak sonraları fazlasıyla Dolce & Gabbana’larla görünmeye başladı; Biden’la öğle yemeğinde, Biden kararname imzalarken yanı başında Oval Ofis’te, Hazine Bakanı Janet Yellen’in yemin töreninde… Sosyal medyada Harris’in gardırobunu izleyen “Kamala’s Closet” hesabında homurdanmalar başladı; ilk siyah ve Hint kökenli kadın başkan yardımcısı Amerikalı tasarımcıları, özellikle de siyah tasarımcıları tercih etmek yerine Avrupalı lüks modaya düşkünlük gösteriyordu.

        Pahalı giyinmek bir yana Dolce & Gabbana ırkçı reklamlarından ötürü sabıkalıydı ve Melania Trump’la yakın ilişkisi de billiniyordu. Melania, Papa’nın huzuruna çıktığında tepeden tırnağa siyah D & G idi. Taraflar belli olmuştu. Amerika cephesinden Tom Ford ve Marc Jacobs, kadını asla giydirmeyeceklerini ilan etmişlerdi.

        Kamala Harris'in, Dolce ve Gabbana tasarımı takımı
        Kamala Harris'in, Dolce ve Gabbana tasarımı takımı

        Gardırop takipçilerine göre Kamala’nın seçimlerinde ekibi daha dikkatli davranmalıydı. Nitekim bu uyarılardan sonra kıyafetlerde Sergio Hudson imzası öne çıkmaya başladı. İlk heyecan geçtikten sonra ise Kamala Harris silikleşince ne giydiği, takıp takıştırdığı önemini kaybetti. Ta ki, Biden’ın çekilmesiyle başkan adaylığı menziline girinceye kadar.

        STİLİSTİNİ DEĞİŞTİRDİ

        Böylece yenilenme dönemi başladı. Moda yazarları dikkat çekiyordu; Kamala Harris tempolu kampanya koşuşturmasında bile Convers’leri atmış topuklu Manolo Blahnik’leri geçirmişti ayağına. Avrupalı tasarım merakı ise canlanmıştı. Nedeni stilist değişikliğiydi. Siyah tasarımcılardan seçtiği parçalarla Harris’in kimliğini vurgulamayı ön planda tutan Karla Welch’i bırakıp ünlülerin stilisti Leslie Fremar ile çalışmaya başlamıştı. Bir zamanlar Vogue’da Anna Wintour’un asistanı olan Fremar’ın yüksek profilli müşteri listesi Charlize Theron’dan, Julianne Moore ve Salma Hayek’e uzanıyordu, parolası ise “Ben elitim” diye bağırmayan lüks şıklık.

        Harris sahnede, pantolon ve ceket Chloe
        Harris sahnede, pantolon ve ceket Chloe

        Neticede Kamala Harris’in Chicago’da başkan adayı ilan edildiği Demokrat Ulusal Kongresi’nde giydiği lacivert takım Paris’ten Chloe imzalıydı. Washington Post’un moda yazarı Rachel Tashjian’ın aktardığına göre Kamala Harris, son bir yıldır Chloe’nin yeni kreatif direktörü Alman tasarımcı Chemena Kamali’nin yaratıcı kontrolü altındaydı. Pantolon ceket takımları ilk bakışta otoriter, ancak rahat ve feminen tasarımlardı; Beyaz Saray’da Kenya devlet başkanı onuruna verilen yemekte de Chloe giymişti. Japonlara devlet yemeğinde giydiği siyah payetli tuvalet ise Valentino eseriydi.

        Kamala Harris, Japonya başbakanı onuruna yemekte Valentino tuvaletle
        Kamala Harris, Japonya başbakanı onuruna yemekte Valentino tuvaletle

        Harris’in adaylığından bu yana yabancı modacı eleştirileri yeniden yükseliyor. Aynı Hillary Clinton’ın da yaşadığı gibi, kadın politikacıların ciddi görünmek adına pantolon ceket giymesi bile cinsiyetçi bakış açısını değiştirmiyor. Tamamı erkek Amerikan başkanlarının yabancı modacılardan giyinip giyinmediği hiç sorgulanmaz ama mesela Trump, lüks İtalyan markası Brioni’den giyinir ve omzu geniş kesimli ceketleriyle 1950’lerin gangsterlerini andırır; daha ince ve boylu görünsün diye kırmızı kravatının boyunu uzun tutarak bağlar.

        SİYAH ERKEKLER PROBLEMİ

        Vogue kapağı ve suya sabuna dokunmayan yazının Kamala Harris’e bir getirisinin olmayacağı ortada, anketlerdeki durum ise Demokratları telaş ve paniğe sürükleyecek kadar fena. Hatta medyada bazı yazarlar seçim korkusunu daha vurucu ifade etmek için Almanca “Angst” sözcüğünü kullanıyor. Biden yerine Harris adaylığının uyandırdığı ilk coşku geçtiği için kilit eyaletlerde Donald Trump ile arasındaki fark giderek azalıyor.

        Harris’in adaylığı Cumhuriyetçi cephede hafif panik havası estirdiğinde Trump’ın kampanya ekibinde anketleri yürüten Tony Fabrizio tecrübelerine dayanarak teskin edici rol üstlenmişti; “Demokratların aday değiştirmesi seçmenin enflasyon, konut maliyetleri ve artan suç oranlarıyla sınırların delinmesinden duyduğu memnuniyetsizliği değiştirmez. Devam eden iki savaşı saymıyorum bile. Harris’in anketlerdeki yüksek oy oranı geçicidir” demişti.

        Nitekim Fabrizio haklı çıktı. Gerçi ülke genelindeki anketlerde Harris iki-üç puan önde görünüyor, ancak Pennsylvania, Michigan ve Wisconsin gibi seçim sonucunu belirleyecek önemli salıncak eyaletlerde Harris’in üç-dört puanlık farkı eridi gitti. Bir ankete göre Pennsylvania’da şu an Harris ve Trump eşit görünüyor. Oysa Harris’in danışmanları 5 Kasım’da bu üç eyaleti de almak üzere strateji kurmuştu; böylece seçimi alabileceği 270 delege oyuna ulaşacak, güneydeki diğer dört salıncak eyaletin (Nevada, Georgia, Arizona, Kuzey Carolina) delege oylarına ihtiyaç kalmayacaktı. Ancak ilk üç eyaletten birini kaybederse, açığı güneyden kapatamadığı takdirde seçimin galibi Trump olacak.

        Bu bakımdan Hillary Clinton’ın Trump’a yenildiği 2016 seçiminin travması Demokrat zihinlerde yeniden canlandı. Clinton o dönem anketlerde Harris’in bugünkü durumundan daha iyi göründüğü halde üç eyaleti kaybetmiş, Trump başkan seçilmişti. Oysa halk oylarında Clinton rakibini geçmişti.

        Şimdi kampanya danışmanları negatif gidişi durdurmak için Kamala Harris’i medyada dolaştırmaya başladı. The View’dan Steven Colbert’e TV sohbetleri, podcast yayınları art arda geliyor. Önceleri Trump’a koz vermemesi için televizyon röportajlarından kaçırdıkları Harris’in artık konuşturulmasının şart olduğu anlaşıldı. Ayrıca kadınlardan Z Kuşağı temsilcilerine, Hispaniklerden yerlilere farklı kesimlerle buluşmalar ayarlanıyor. Trump taraftarları Kamala’yı sorulara kaçamak cevaplar vermekle suçluyor, ancak TV canlı yayınında seçmenlerle sorulu cevaplı oturumlar da planlanıyor. Bill Clinton’ın kampanya danışmanı James Carville’e göre Harris’in daha saldırgan bir kampanya yürütmesi gerekiyor.

        Kamala Harris, Arizona'daki bir yerli rezervasyonunda mitingde
        Kamala Harris, Arizona'daki bir yerli rezervasyonunda mitingde

        Diğer yanda eski Başkan Barack Obama da özellikle siyah oyları Harris’e çekmek için turluyor. Çünkü Demokrat stratejistler dehşet içinde fark etti ki, siyah erkek seçmenler arasında Harris’e oy vermeme eğilimi mevcut. Anketlerde Trump’a oy vereceğini veya hiç oy kullanmayacağını söyleyenler var. Obama bu yüzden geçen hafta Pittsburgh’da siyah işçi ağırlıklı kitleye hitap ederken ufak çaplı bir öfke patlaması yaşadı, “Öyle görünüyor ki, bazı kardeşlerimiz (brothers) Kamala Harris’e oy vermeye hevesli değil. Çünkü kadın başkan istemiyorsunuz” dedi. Konuşması anında internete düştü ve tartışma yarattı.

        Genel kanıya göre Obama’nın bu tavrı siyah erkek oylarını çekmek bir yana ters etki yaratacak nitelikteydi. New York Times anketine göre siyah erkeklerin yüzde 70’i Harris’e oy vereceğini söylüyor. Obama her iki seçimde siyah erkeklerden daha fazla oy almıştı, orası doğru ama mesele kadın başkan alerjisiyse beyaz ve Latin erkekler daha cinsiyetçi; bu iki grupta anketler sırasıyla yüzde 35 ve yüzde 55 sonuç veriyor.