Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Anasayfa Özel İçerikler Ayşe Özek Karasu Elon Musk da trollenirse!

        Her şey Trump’a yönelik suikast girişimiyle başladı ve durup dururken… X’in patronu Elon Musk, kendi platformu üzerinden Almanya Başbakanı Olaf Scholz’a bir soru sordu: “Was ist das?” dedi. Kaç gün geçti, yanıt alamadı. Alamayabilir de, çünkü “was ist das” pencereler bile Musk’ın sorusunun perde arkasındaki olaydan daha anlamlı, hayatta daha önemli yer tutuyor.

        Olay, aşırı sağcı Alman “influencer” Naomi Seibt’ın “Trump’la birlikte Elon Musk’ın da öldürülmesini isteyen ve hükümet fonlarından beslenen bir Alman komedyeni ifşası”ndan ibaret. Tahmin edileceği üzere sadece Almanları güldürebilen bu komedyenin adı Sebastian Hotz; El Hotzo lakabıyla tanınıyor. Trump’a suikast girişiminin ardından X paylaşımında, son otobüs ile Trump’ın ortak yanını “Ne yazık ki, ikisi de son dakikada kaçar” şeklinde özetliyor. Büyük tepki alıyor. Naomi Seibt ise sonradan silinen bu esprinin içine Elon Musk’ı çekerek bambaşka bir kurgu inşa ediyor.

        El Hotzo ve sildiği postların ekran görüntüsü
        El Hotzo ve sildiği postların ekran görüntüsü

        Aslen YouTuber ama üzerini kazıyınca altından trol çıkan kızın ilginç bir profili var. Annesi Karoline Seibt ırkçı, yabancı düşmanı ve özellikle İslamofobik Almanya için Alternatif (AfD) partisinin avukatı. Naomi de Yeni Sağ ve partinin fedailerinden ama aynı zamanda Trump’ın iş ve düşünce dünyasına da hitap ediyor; öyle ki, 2020 seçim kampanyası sırasında muhafazakar damarın toplandığı Washington’daki siyasi konferansa (CPAC) konuşmacı olarak davet edilmişti. Dönemin ABD Başkan Yardımcısı Pence de oradaydı.

        Almanya’da Eski Sağ’ın Nazi gömleğinden sıyrılıp Yeni Sağ adı altında örgütlenen faşist hareketin kullanışlı aygıtlarından biri Naomi Seibt. Toplumda etnik çeşitliliğe, liberalizme ve parlamenter sisteme karşı çıkan Yeni Sağ akımın komplo teorilerini YouTube kanalı üzerinden yayan bir karakter. İklim krizinin bir sosyalist palavrası olduğu görüşüyle önce Anti-Greta olarak piyasaya sürülüyor, ardından artık ezberlediğimiz koronavirüs komplo teorilerini de bolca ortalığa saçıyor. Almanya’da sosyal psikolojiyle uğraşanlar, aşırı sağ zeminde genç kitleleri en olumsuz etkileyen figürlerden biri olarak gösteriyor Naomi’yi. Bu arada kızın X’teki takipçi sayısı pek kabarık değil, 145 bin.

        AMERİKAN RÜYASI TEHLİKEDEYMİŞ!

        Şimdi X patronu Musk’ı paratoner gibi çeken Naomi Seibt etkileşim almak için ayağına gelen fırsatı iyi değerlendirmiş görünüyor. Olay, Trump’ın kulağından yaralandığı saldırıyla başlıyor. Alman komedyen El Hotzo şu tatsız “kaçan otobüs” benzetmesini yapınca Almanya’da büyük gürültü kopuyor. Takip eden diğer postunda “Faşistlerin ölmesini kesinlikle muhteşem buluyorum” diye yazıyor. Bunun üzerine Berlin-Brandenburg Radyosu (RBB) Hotz’un belli aralıklarla yayınlanan “Theoretisch cool” programına son veriyor. Siyasetten gelen eleştiriler ve savcıları göreve çağıran açıklamalar üzerine mesajları siliyor komedyen.

        Bu noktada Naomi Seibt devreye giriyor, kendisini uluslararası siyaset yorumcusu olarak tanıttığı İngilizce bir video çekip, “Trump’ın ölümünü isteyen 700 bin takipçili El Hotzo’nun çok geniş bir kitleye hitap ettiğini, açık seçik Marksist fikirleriyle bütün bir kuşağı etkilediğini, fazla ileri gittiğini, Amerikan rüyasını tehdit ettiğini” filan söylüyor. Amerikan rüyası bu tehlikeden ne kadar haberdar, meçhul! Ama Trump ve Musk’ın ölümünü isteyen komedyene dair ifşaat 64 milyona yakın görüntüleniyor.

        Çünkü sadece Trump’ın ölümü kesmemiş, El Hotzo’nun iki yıl önceki bir tweetini kanıt gösterip, “Vatandaşın vergisiyle Alman devletinin fonladığı komedyen Elon Musk’ın da ölmesini istiyor” diyor Naomi. Musk, X’in halen Twitter adını taşıdığı o dönemde kendi olası esrarengiz ölümü üzerine spekülasyon yapmış, El Hotzo da altına “Bugüne kadar hiçbir tweet beni bu kadar umutlandırmadı” diye yorumda bulunmuş.

        El Hotzo tehdidinin ABD’de ciddiye alınması pek olası değil. Nitekim Amerikan siyaseti bağlamında sadece, Trump taraftarlarının en ateşlisi aşırı sağcı Kongre üyesi Marjorie Taylor Greene adına bir parodi hesabından gelen yorum var; “Bu adamı derhal hapse atmalı” şeklinde.

        Ancak Elon Musk, kendi ölümüne dair Melih Gökçek tarzı kapital harflerle verilen alarma duyarsız kalmadı. Naomi’nin videosunu repost ederek, @Bundeskanzler diye Başbakan Scholz’u etiketledi ve “Önde giden ABD başkan adayıyla benim ölümümü isteyen biri bunun için Alman hükümetinden para alıyormuş? Was ist das?” diye sordu.

        Bundeskanzler’den açıklayıcı bir “Das ist…” yanıtı henüz gelmedi. Hükümetin fonladığı komedyen iddiası ise kamu yayıncısı RBB El Hotzo’nun işine son verdiği için açığa düştü. Komedyen iptal kültürüne kurban gitti. İşin ilginç yanı, El Hotzo’nun gelecek ay piyasaya çıkacak kitabı “Yes we cancel” adını taşıyor; kültür savaşının demokrasiyi nasıl tehlikeye attığını anlatıyormuş.

        SOSYAL MEDYA ABD SEÇİMİNİ NASIL ETKİLER

        Elon Musk’ın X platformunda trollenmek pahasına Trump’a sahip çıkması “was ist das”tan daha önemli bir soruyu gündeme getiriyor: Sosyal medya Amerikan başkanlık seçimini nasıl etkileyecek?

        Dört yıl önce, Twitter’ın o dönem CEO’su olan Jack Dorsey, Meta’dan Mark Zuckerberg ve Google’ın CEO’su Sundar Pichai Kongre’de ifadeye çağrılmış, şirketlerinin 2020 seçimindeki uygulamalarıyla ilgili sorguya çekilmişlerdi. Cumhuriyetçi senatörler, muhafazakar kanada karşı önyargılı oldukları iddiasıyla sosyal medya şeflerini sıkıştırmış, onlar da kesin bir dille yalanlamışlardı.

        Jack Dorsey, Sundar Pichai ve Mark Zuckerberg
        Jack Dorsey, Sundar Pichai ve Mark Zuckerberg

        Artık Dorsey yok,Twitter’ın adı da X ve yeni sahibi Elon Musk tarafsızlık ilkesi gibi bir kaygı taşımıyor, “Başkan Trump’ı sonuna kadar destekliyorum” diyor, kampanyaya 45 milyon dolarlık yüklü bir bağışta bulunacağı söyleniyor. Musk’ın Twitter’ı satın almasında, içerik denetleme politikasına karşı çıkması önemli rol oynamıştı. Trump, X’e tam kapasite dönerse denetimden muaf tutulacağı anlamına geliyor. Oysa ana akım sosyal medya şirketlerinin kurallarını defalarca ihlal ettiği için hesapları kapatılmış veya askıya alınmıştı. Şimdi ise Meta, YouTube ve X platformlarına geri dönmüş bulunuyor. Meta, kural ihlalleri konusunda Trump’ın hesabını yakın takibe almayacağını açıklayarak, tam yol ileri rotası çizdi.

        Aslında Trump’ın X hesabı yeniden açılalı iki yıl oldu ama o günden bu yana sadece bir kez göründü, seçim sonuçlarına müdahale davası nedeniyle çekilen sabıka fotoğrafını paylaştı.

        Sosyal medyadan sürgün edilince “Truth Social” adıyla kendi sosyal ağını kuran Trump’ın bu platformu sekteye uğratmamak için şimdilik X’ten uzak durduğu söyleniyor. Zaten Elon Musk komplo teorileri de içeren postlarıyla Trump’ı aratmıyor, ana akım medyaya Trump’ın “fake news” retoriğiyle yaklaşıyor. Suikast girişiminin ardından kullanıcılara “propaganda makinesi eski medyaya bakmayın” diyerek gerçek haber kaynağı olarak kendi platformunu adres gösterirken, Gizli Servis’in Trump’ın güvenliğini boşladığı tartışmasının yükselmesine katkıda bulundu. 2020 seçiminde Arizona’da ABD vatandaşı olmayanların oy kullandığı gibi yanlış bilgileri sürekli paylaşıyor Musk ve seçime kadar muhtelif dezenformasyon da bekleniyor kendisinden.

        Trump’ın X’e Twitter günlerindeki kadar aktif dönüp dönmeyeceği meçhul ama Biden’a karşı sosyal medyaya da pek ihtiyacı yok gibi.