Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Stil Resmi İlanlar

Avrupa Parlamentosu seçimlerinde tamam aşırı sağ mevzi kazandı ama "iyi haber, aralarında geçimsizlik var" demiştik; şimdi AP’de ideolojik ortaklıklara göre grup kurma faslına geçilince geçimsizlik pratiğe döküldü. Hangi parti, hangi partiyle hangi grupta yer alacak, gruplarda kilit görevleri kim ele geçirecek - post kavgası ve ego rekabetiyle kaotik bir durum ortaya çıktı.

Seçim öncesi hayallerinde uluslararası milliyetçilik ekseninde bir süper grupta birleşmek, AB politikalarına hükmetmek veya en azından baskı gücü olmak vardı ama büyük egoların çarpışması düşleri suya düşürdü. Bir yanda Marine Le Pen, diğer yanda Giorgia Meloni ve bir de Viktor Orban. İktidar savaşında mesele sadece gruplar içindeki hiyerarşi değil, Avrupa Birliği içinde egemen güç hangisi olacak, aşırı sağın Führer/Führerin rolünü kim üstlenecek? Avrupalı popülist ve aşırı sağcıların hakim ideolojisi şu sıra Paris’te zafer anıtı diken LePenizm mi olacak, yoksa Melonizm’in hükmü mü sürecek, veya Orbanizm’in de bir şansı olacak mı?

Orban ve Meloni, Rusya politikasında ayrışıyor
Orban ve Meloni, Rusya politikasında ayrışıyor

Milliyetçi cephenin üç başat figürü ilk bakışta tek ortak noktada birleşiyor: AB içindeki sol, progresif ve anti-milliyetçi odaklara karşı besledikleri nefret. Bunun dışında tamamen kendilerine özgü farklı çıkarların peşindeler. Rusya taraftarlığı ve Putin karşıtlığı aşırı sağı önemli ölçüde ayrıştırıyor. Orban, Putin’in Avrupa’daki bir numaralı müttefiki ama 1 Temmuz’da AB dönem başkanlığını üstlendikten hemen sonra “barış adına” Kiev’e gitti. Le Pen AB’ye karşı şüpheci tarafta ve Ukrayna’ya verilen desteği eleştiriyor. Meloni ise direkt Kiev’i destekliyor.

Macaristan Başbakanı Orban, Avrupa Halk Partisi (EPP) grubunu terk ettikten sonra bağlantısız kalmıştı, şimdi iddialı bir üçlü gruplaşmaya girişti; Eski Çekya Başbakanı ve popülist Ano partisinin milyarder lideri Andrej Babis ile aşırı sağcı Avusturya Özgürlük Partisi (FPÖ) lideri Herbert Kickl’i yanına alıp “Avrupa için Vatanseverler” grubunu kurduklarını ilan etti ve diğer partilere ittifaka katılma çağrısı yaptı. AP’de taşıyıcı güç olacağını iddia eden grubun hedefi, Brüksel’in “Yeşil Mutabakat”ı ve göç politikasından memnun olmayan liberal ve muhafazakar sıralardan müttefik devşirmek. Muhafazakarların yeni gruba katılması halinde “daha merkezde ve zararsız” görüneceklerini düşünüyorlar.

Orban'ın Avrupa için Vatanseverler grubu
Orban'ın Avrupa için Vatanseverler grubu

Aslında İtalya Başbakanı Meloni de post-faşist ideolojisine rağmen ılımlı ve NATO dostu politikasıyla Brüksel nezdinde “normalleştiği” için, kendi grubunu ana akım muhafazakarlarla pekiştirmek istiyordu. Bu bakımdan Orban’ın rakip çıkması rahatsız etti. Meloni’nin “Avrupa Muhafazakârlar ve Reformcular” (ECR) grubu, AP’deki en büyük üçüncü ittifak olmakla övünüyordu ama Orban’ın grubuna ilticalar olursa, ECR bu ünvanını kaybedebilir.

Marine Le Pen ve Viktor Orban aynı gruba sığacak mı?
Marine Le Pen ve Viktor Orban aynı gruba sığacak mı?

Güç dengesi Marine Le Pen’in nasıl bir tutum alacağına da bağlı; partisi Ulusal Birlik, “Kimlik ve Demokrasi” (ID) grubunda. Eğer Le Pen, Orban ve Vatanseverlerine katılırsa Meloni deklase olacak. Aslında Orban’ın yeni grubu Le Pen’i rahatsız edecek nitelikte, çünkü FPÖ daha düne kadar ID grubundaydı; buradan Orban’a yeni katılımlar olursa ID iyice eriyecek. İtalya Başbakan Yardımcısı Matteo Salvini’nin de partisi Liga’yla ID’den firar edeceği konuşuluyor.

MELONI’NİN YENİLGİSİ – MEZARI ÜZERİNDE DANS

Gruplar arası rekabetin yanı sıra, “Avrupa Muhafazakârlar ve Reformcular” (ECR) grubunun kendi içinde de çatışma patlak verdi; İtalya Başbakanı Meloni’nin partisi İtalya’nın Kardeşleri ile Polonya’nın PiS partisi arasında tansiyon yükseldi. Meloni’nin 24, diğerinin 20 üyesi vardı ve gruptaki üst pozisyonların dağılımında anlaşamıyorlardı. Parlamento ile AB Komisyonu ve konseyde İtalya adına top görev elde edemeyen Meloni güç kaybetmişti. Bunu fırsat bilen PiS taviz peşindeydi.

Bu arada Orban’ın partisi Fidesz, PiS’e olta atmış kendi yanına çekmeye çalışıyordu. PiS ise grubun genişletilmesi için Fidesz ile Le Pen’in Ulusal Birlik partisinin ECR’ye katılmasını istiyordu. Meloni ve Le Pen aynı grupta! Analistlerin “iki kraliçe arı aynı kovanda barınamaz” dediği iki kadın.

Küçük partilerin de dahil olduğu ECR grubu çöktü çökecek derken, uzun tartışmalar sonunda anlaşmaya varıldı, Meloni’nin sırdaşı Nicola Procaccini grup başkanı seçildi, Polonya iki başkan yardımcılığından birini ve zaten elinde bulunan postları aldı. İtalyan heyetine göre PiS’in niyeti en baştan beri grubun genişletilmesi filan değil, Meloni’nin uğradığı zaaftan yararlanıp Polonya’nın gruptaki nüfuzunu artırmaktı; bir İtalyan vekilin deyişiyle “Polonyalılar, Meloni’nin mezarı üzerinde dans ediyordu.”

AŞIRI SAĞA BRÜKSEL’DE GÖREV YOK

Meloni, AP seçimlerindeki başarının ardından haziran ortası G7 Zenginler zirvesinin ev sahibi sıfatıyla süksenin doruğundaydı. Ancak yüksekten uçuş kısa sürdü; geçen hafta AB’nin önümüzdeki beş yıllık yöneticileri belirlenirken Meloni Brüksel siyasetinden tamamen dışlandı, seçim zaferi anlamını yitirdi. Çünkü iç siyasette “İtalya’nın Avrupa’yı dönüştürücü gücünden” dem vuruyor, milliyetçi sağ dalganın AB’ye hakimiyeti sonucu kendisini kilit pozisyonda görüyordu; Scholz ve Macron kaybedenler kulübündeydi.

G7 zirvesinde ev sahibi Meloni'nin havası yerindeydi
G7 zirvesinde ev sahibi Meloni'nin havası yerindeydi

Ancak AB zirvesinde liderler Komisyon başkanlığı için yine “Avrupa Halk Partisi” (EPP) grubundan Ursula von der Leyen’i aday gösterdi ki – Meloni ve Orban onay vermedi. AB dış politika temsilcisi olarak “Liberaller” grubundan eski Estonya Başbakanı Kaja Kallas ve Avrupa Konseyi başkanlığı için de “Sosyal Demokratlar”dan eski Portekiz Başbakanı Antonio Costa önerildi. Adayların Avrupa Parlamentosu’ndan onay sürecinde gruplar arası pazarlık işliyor.

Zirvede eli boş kalan Meloni’nin içeride izahat vermek zorunda olduğu için İtalya’ya çok öfkeli döndüğü söyleniyor. Yardımcısı Salvini ise AB liderlerinin Von der Leyen’e ayarlı paket programla “darbe” yaptığı görüşünde. Dış sahada Von der Leyen’le gülüp şakalaşan, iç siyasette ise AB’ye çemkiren Meloni’nin ikili stratejisi artık işlevsiz görünüyor. Von der Leyen 18 Temmuz’daki AP oylamasında Meloni’nin partisinden de destek arıyor. Bu bakımdan Meloni, İtalya’ya ödül mahiyetinde Komisyon’da başkan yardımcılığı kapabilir.

Meloni ve Von der Leyen samimi görüntü veriyor ama...
Meloni ve Von der Leyen samimi görüntü veriyor ama...

Kaldı ki, Ursula von der Leyen’in AP’de yeniden seçilmeyi garantilemek için, medyaya yönelik baskıları nedeniyle İtalya’yı hukuk devleti ihlaliyle eleştiren raporu sümen altı ettiğine dair dedikodular dolaştı Brüksel’de. Ancak Komisyon çevreleri kesin bir dille yalanladı.

Aşırı sağda kaotik tablo bu merkezde, geriye kaldı Almanya için Alternatif (AfD) partisinin akıbeti. Yabancı düşmanlığının yanı sıra Holokost’u bile sıradanlaştıran AfD’nin aşırılığı takımın geri kalanına bile aşırı geldiği için ne Meloni, ne Orban ne de Le Pen kendi sıralarında görmek istiyor. Zaten AfD’nin liste başı adayı Maximilian Krah SS’Leri savunduğu için Le Pen ipleri koparmış ve parti ID grubundan atılmıştı. Şimdi “Egemenlikçiler” adı altında yeni bir grup kurmak için Doğu Avrupa’nın küçük partileriyle görüşmeler yürütüyor. Grup şart, aksi takdirde alacağı fonların yarısını kaybedecek.

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar