Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Anasayfa Özel İçerikler Abdurrahman Yıldırım 2026: Küresel piyasaların 5 büyük kabusu
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Küresel piyasalar, art arda üçüncü yılı da şampiyonlar liginde kapatmanın rehavetini yaşarken, takvimler 2026'yı gösterdiğinde bu zafer sarhoşluğunun yerini soğuk bir duş alabilir. Yeni yılın eşiğinde, riskler kendilerini gizlemeye çalışmıyor aksine, perdenin önünde "gözden kaçırırsanız bedelini ödersiniz" dercesine dikiliyorlar.

        ➔Finansal sistemin yapı taşlarını yerinden oynatacak, hatta bir domino etkisiyle küresel çapta büyük kayıplara neden olabilecek bu beş ana kabus, önümüzdeki dönemde yatırımcıların uykularını kaçıracak gibi görünüyor.

        1-FED’İN SİYASİ REHİN OLMA RİSKİ

        ➔Listenin başında, ABD merkez bankası Fed’in başkanlığına yapılacak atama yer alıyor.

        ➔Geçen hafta Trump’ın ağzından Ulusal Ekonomik Konseyi Direktörü Kevin Hassett ismi potansiyel aday olarak çıktı.

        ➔Piyasalar da tahvilden başlayarak bozuldu ve faiz oranları yükseldi. Fed’in faiz indirmesine günler kala hazine tahvil faizleri farklı vadelerde 7-13 baz puan arttı.

        ➔Bu atama arzusu, sadece iç siyasi gündemle açıklanamaz, altında iki devasa stratejik neden yatıyor gibi:

        İlki ABD’nin yüksek borçlarının düşük faizle çevrilme zorunluluğu. ABD'nin 38 trilyon dolara çıkan devasa borcu, siyaset kurumunu Fed üzerinde baskı kurmaya iten temel dinamiktir.

        ➔Yüksek faiz oranları, borcun çevrilme maliyetini katlanılamaz seviyelere çıkarmaktadır.

        ➔Siyasetin istediği şey, borç yükünü hafifletmek için daha düşük faiz oranlarını sürdürecek, gerekirse enflasyon pahasına parayı bollaştıracak bir Fed yönetimidir.

        ➔Bu, Fed'in bağımsızlığından ödün verilerek ulusal borç krizinin finansallaştırılması anlamına gelir.

        Çin ile rekabette ABD de merkez bankası desteğini yanında istemesi ikinci stratejik hedeftir. Çin ile süren teknolojik ve ekonomik savaşa karşı, Fed’in de bir ulusal kalkınma ajansı gibi hareket etmesini arzuluyor.

        ➔Amaç, faizleri düşük tutarak kritik sektörlere ucuz sermaye akışını sağlamak, yatırımları teşvik etmek ve dolayısıyla Çin'e karşı rekabet avantajını korumaktır.

        ➔Bu iki stratejik baskı, Fed'in bağımsızlığını zedeleyerek, onu finansal yangını söndürmekle yükümlü son merci iken, siyasi bir rehineye dönüştürme riskini beraberinde getiriyor.

        ➔Güvenilirliğini yitiren ve iki ayrı kampa bölünmüş Fed muhtemelen krizde kurtarıcı da olmayacaktır.

        • HIZLANDIRILMIŞ FAİZ İNDİRİMİ TUZAĞI

        ➔İkinci büyük risk, matematiğe uymayan, hızlı faiz indirimleri senaryosudur. Piyasalar, bol ve ucuz paranın kısa süreli rahatlığını yaşayabilir; ancak bu rahatlık yanıltıcıdır, sadece kısa bir bahar havasıdır.

        ➔Çünkü faizler hesapsız kitapsız aşağıya çekilirken enflasyon yükselecektir. Fiyat istikrarının bozulduğu ve Fed’in bu kez daha sert, daha geç, daha maliyetli bir sıkılaştırmaya mecbur kaldığı dönem kaçınılmaz olabilir.

        ➔Bunun sonucunda da yeniden yüksek faiz, kemer sıkma politikaları ve piyasalarda büyük kayıplar izleyecektir.

        ➔Dayanağı olmayan faiz indirimleri, aslında gelecekteki daha şiddetli bir daralmanın tohumlarını ekmektedir.

        ➔Bu dengesizlik, ekonomiyi yüksek enflasyonda düşük büyümeye yani bir stagflasyon ortamına sürükleme potansiyeli taşıyor.

        • YAPAY ZEKA BALONUN SÖNMESİ VE EKONOMİK YAVAŞLAMA

        ➔ABD ekonomisinde meydana gelebilecek olası bir yavaşlama, diğer riskleri tetikleyen üçüncü ana başlığı oluşturuyor.

        ➔Özellikle teknoloji sektöründe son yıllara damga vuran yapay zeka (AI) balonunun sönmeye başlaması bu yavaşlamayı hızlandıracak kilit bir faktördür.

        ➔Piyasaların lokomotifi haline gelen "Muhteşem Yedili (M7)" hisselerinde meydana gelebilecek güçlü kayıplar, endeksleri aşağı çekecek ve genel bir ekonomik karamsarlığa yol açacaktır.

        ➔Bu dev şirketlerin değer kaybetmesi, yatırımcı güvenini sarsacak, sermaye akışını yavaşlatacak ve ABD ekonomisindeki yavaşlamayı ivmeleyecektir.

        • SEÇİMİ ALMA MANEVRASI: SAVAŞ RİSKİ

        ➔2026'da ABD ara seçimleri yapılacak. Başkan Trump'ın "altın bir çağ" vadiyle gelmesine rağmen, 1.2 milyon insanın işini kaybetmesi ve ekonomik vaatlerin yerine getirilememesi, siyasi baskıyı artırıyor.

        ➔Öne çıkmanın ve seçimi kurtarmanın en bilinen ve kestirme yolu ise dış düşman yaratmak ve bu düşmana savaş açmaktır.

        ➔Washington’daki hesaplara göre Venezuela hem petrol hem jeopolitik açıdan “uygun hedef” olarak değerlendirilmiş durumda.

        ➔Uyuşturucu ve güvenlik gerekçeleri ile çerçevelenecek bir operasyon, iç kamuoyunda “sert liderlik” algısını pekiştirebilir. "Uyuşturucu gelen ülkeden petrol gelecek" söylemi de seçmene satılacak versiyon.

        ➔Ancak sonucu ne olursa olsun gerçek şu: Bölgede bir savaş riski 2026’nın en ciddi belirsizliklerinden biri.

        ➔Küresel petrol fiyatları, enerji ticareti ve kırılgan ekonomiler için bu risk, yeni bir travmanın kapısını aralayabilir.

        ➔Bunun küresel piyasalar için anlamı, yeni bir jeopolitik istikrarsızlık, artan enerji fiyatları ve riskten kaçınma refleksiyle birlikte gelen büyük bir belirsizlik dalgasıdır.

        • BÜYÜK DALGADA SON KURTARICI YOKLUĞU

        ➔Son risk, tüm bu başlıkların yarattığı güvensizlik ortamında, Fed'in güvenilirliğini kaybetmesiyle birlikte finansal piyasalarda meydana gelebilecek bir krizde son kurtarıcının kalmamasıdır.

        ➔Fed'in Çin'le rekabet ve borç yönetimi için siyasi kararlar alması, paranın bolluğu ve maliye politikalarının kontrolsüzlüğü ile birleşince, küresel piyasalarda kaotik ve derin kayıpların yaşanabileceği bir döneme işaret etmektedir. Yangına bizzat Fed yol açmış olacaktır.

        RİSKLERİN EN BÜYÜĞÜ

        ➔2026, bir yandan "altın çağ" vaatlerinin sönmeye başladığı, diğer yandan finansal sistemin en kritik kurumu Fed’in siyasi hesaplaşmaların ortasına düştüğü bir yıl olabilir.

        Para politikasında siyasi gölge, matematik dışı faiz indirimi, yapay zekâ balonunun sönmesi, ABD ekonomisinde yavaşlama, jeopolitik gerilim ihtimali bir araya geldiğinde 2026 için tablo netleşiyor.

        ➔Yatırımcılar, rehaveti bir kenara bırakmalı ve bu beş büyük kabusun her birini, portföylerini yeniden yapılandırırken dikkate almalıdır.

        ➔Zira en büyük risk, riskleri görmezden gelmektir.