X

Günün gelişmelerini anlık takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

Takipte Kalın

Röportaj: Oya Doğan

Yaşayacağı günü planlamaktansa, uyandığı günü koordine ederek büyümüş 27 yaşındaki Onur Tuna. Matematik öğretmeni babası onu böyle yetiştirmiş. Ağabeyi de matematik öğretmeni olmuş ama o hep kafasının dikine gitmiş. Okulun yaramaz ve sınıfı eğlendiren öğrencisiymiş. Önce müziğe yönelmiş; 70 tane bestesi var. İleride sevdiği 6-7 şarkısından bir albüm yapmayı planlıyor. 9 Eylül Üniversitesi’nde İktisat okuyor. Gelişim için önünde uzun bir yol olduğuna inanıyor. Özgüveni sağlam ama içi boş değil. “Yıllarca kendimde bir materyal oluşturmaya çalıştım ve Mahsun Kırmızıgül bende bir şey görmeseydi burada olamazdım” diyor. Onur Tuna’yla ünlü gece kulübü Cahide’de buluşup sohbet ettik.

Önce modellik, müzik ardından da oyunculuk yapmaya başlamışsınız. Neden oyunculuk dediniz?
Neşe Erberk Ajans’ta foto modellik yapıyordum. Daha sonra Müjdat Gezen Sanat Merkezi’nde oyunculuk eğitimi almaya başladım. Zaten sevdiğim oyuncuları izleyip etüt ediyordum. Oyunculuğa, yani yapılan mesleğin ruh haline karşı bir ilgim vardı. Maddiyat ve popülerlikten ziyade oyunculuğun bende bıraktığı etki; işi ortaya çıkarmak için sahip olduğum zihinsel tecrübelerdi.

Peki, ‘Hayat Devam Ediyor’la yollarınız nasıl kesişti?
Menajerimle bir kariyer planlaması yapmıştık ve iyi bir iş bekliyorduk. Sonuçta Mahsun Kırmızıgü l’le yolumuz kesişti. Deneme çekimi safhasından geçtim. Mahsun Ağabey gelişim sağlayabileceğime inandı ve bana bir fırsat verdi. Bende çalışkan olmaya ve daha ileri gitmeye çalışıyorum.

İlk diziniz de fark edileceğinizi hissetmiş miydiniz?
İşin içine girince anlıyorsunuz. Monitörden izlediğimde “Evet” demiştim. Çalışma şartları, disiplini, Mahsun Ağabey’in bakış açısı, motivasyonu, hikâyenin gerçekliğine bizi adapte edebilmek adına kendinden taviz vermesi, işin başından ayrılmaması hep büyük bir göstergeydi. ‘Hayat Devam Ediyor’ hayatımın dönüm noktası ve kendimi çok şanslı görüyorum.

Siraç nasıl bir serüvendi?
Siraç, düzgün bir adam. Sevdiğine açılamayan, aile değerleri olan, kardeşlerini beladan uzak tutmaya çalışan, korkusuz ve şiddet yanlısı olmayan bir adam. Onu Doğulu, Batılı, takım elbiseli, bıyıklı gibi değerlendirmedim. Siraç’la herkesin bir ortak noktası var. Ben Çanakkaleliyim, o Ağrılı. Siraç’ın nereli olduğunun hiçbir önemi yok. Çünkü ben Türkiyeli bir karakter yarattım.

Dizi özellikle çocuk gelinin gerdek sahnesi nedeniyle çok tartışıldı. Eleştirenlerin sayısı bir hayli fazlaydı...
Bu gerçek ve böyle bir şey var. Sokakta yürürken bir erkek bir kızın kalçasına bakar. Ama kız kardeşinin yada sevgilisinin kalçasına bakıldığında cinayet işler. Bu çok büyük bir ikilem. Bunun altında yatan sorunu çözersek o insan gerçeklerle yüzleşebilir. 15 yaşında bir kızın, 70 yaşında bir adamla evlendirildiğini biz uzun senelerdir gazetelerde, televizyonlarda izledik. Ana haberlere çıkarıldılar. Bende insanlara şunu sormak istiyorum: Ana haberde elinde silahla kız kardeşini vurmaya giden adam izlenebilir bir şey mi? Ama izliyorsunuz ve ses çıkarmıyorsunuz. Biz Türkiye’nin bir sorununu dramatik bir kurguda anlatıyoruz

‘Kızlar beni görünce çığlık atıyor’

“Sokakta yürürken ilgi görüyorum. Kızlar çığlık atıyor. Ama evli çiftler de gelip benimle konuşmak istiyor. Bugüne kadar hiç olumsuz eleştiri almadım.

Yakışıklı olduğunuz için sektöre 1-0 önde mi girdiniz sizce?
Görsel bir iş yapıyorum ama ben 1-0 önden başlamadım. Eğer güzellik diye bir gerçeklik varsa, ben yakışıklıyım diye 1-0 önden başlatıldım. Çünkü aynaya baktığımda ben öyle hissetmiyorum. Kameranın beni nasıl gördüğü, bana şans veren insanlar, izleyicinin tepkisi ve yanına benim kattıklarımla buradayım.

“Kıvanç Tatlıtuğ’un yeni rakibi, onu tahtından edecek isim” diye tanımlıyor hayranlarınız sizi... Kıvanç Tatlıtuğ tek rakibiniz mi?
Kıvanç Tatlıtuğ benim rakibim olamaz. Çünkü o çok uzun zamandır bu sektörde, bir sürü proje yaptı ve markaların yüzü oldu. Tecrübe olarak benden çok önde bir isim. Aksine benim ondan öğrenecek çok şeyim var. Ayrıca ben Kıvanç değil, Onur olmak istiyorum. Derdim sadece kendim olmak.

‘Hazır olduğunda ÂŞIK OLURSUN’

Şu anda âşık mısınız?
Hayır, iki yıllık bir ilişkim vardı ve sona erdi. İnsan hazır olduğunda aşkı yaşar. Karşındakinin çok vasıflı olmasına gerek yoktur. Çünkü onu siz istersiniz.

Âşıkken nasıl biri olursunuz?
Saygılı olurum. Önce bir birey olduğunu ona hissettirmeye çalışırım.

Kıskanç mısınız?
Kıskanırım ama ilişkinin selameti için susarım. Mutlu ilişkilerde yaşadığın kıskançlığın boyutunu karşısındakine sunmadan önce kendini dinlemeli, içine atabilmelisin. Yersiz yere kıskançlık yapmak yanlış.

‘TARIK AKAN’a benzetilmek onur verici’

 Tarık Akan’ın gençliğine benzetilen ‘Hayat Devam Ediyo r’un Siraç’ı Onur Tuna, “Tarık Akan da benim gibi uzun boylu biri. Zaman zaman kamerada baktığımda bende kendimi benzetiyorum. Ayrıca hayat görüşü olarak da aydın bir insan. Ona benzetilmek onur verici bir şey. Onda hem görsel anlamda çekicilik hem de senelerdir içini doldurmuş insanın aurası var. Onun filmleriyle büyüdüm ve çok takdir ederim. Ona benzetil diğim için de ancak gurur duyabilirim” diyor.

‘Fikret Kuşkan okul gibi’

Onur Tuna, izlediği filmlerin oyunculuğunu geliştirdiğine inanıyor: “Oynadığım karakterin baba dediği biri var: Fikret Kuşkan. Montajlanmış bir şekilde onu izlemektense canlı izliyorum. Sahnem yoksa bile gidip onu uzaktan seyredip etüt ediyorum. Fikret Kuşkan adeta bir okul gibi.”