X

Günün gelişmelerini anlık takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

Takipte Kalın

İşte Nazlı Ilıcak'ın iddialar hakkında söyledikleri... 

Fatih Altaylı'nın gönderilmesi için ne Ergun Babahan'la görüştüm ne de Ankara'ya gittim. Bu konuyla ilgili Ankara'da Abdullah Gül'le bile görüştüğüm iddia edildi. Sayın Gül'ün işi gücü yok da bu kadar memleket meselesi arasında Fatih Altaylı'yı mı düşünecek.

Ben Takvim'e geçerken Turgay Ciner ve Kenan Tekdağ'la bir süre sonra Sabah'ta yazmam için anlaşmıştık. Böyle sözlü bir konuşma ve muatabakat var aramızda. Patron, Sabah'ta yazmamı istedikten sonra Altaylı bunu nasıl engelleyebilir ki...

Sabah'a geçmem konusunda Cumhurbaşkanlığı seçimlerini, benim siyasete girip girmeyeceğim kararımı vermemi bekliyorduk. Belki yeniden siyasete gireceğim henüz karar vermedim. Tüm bunları beklerken TMSF operasyonu gerçekleşti.

Tabi ki Sabah'ta yazmayı isterim. Takvim'i beğenmediğim için değil, her yazar daha etkili bir gazetede olmayı ister. Benim Fatih Altaylı gibi ömür boyu yetecek, gazete, televizyon kuracak kadar param yok. Çalışmak zorundayım.

Bana Sabah konusunda daha önce Ciner ve Tekdağ tarafından verilmiş söz var. Ama bunu Altaylı'yla hiç konuşmadık. Altaylı'nın kovulması için de kulis yapmadım. Ankara'ya gitmedim, Ergun'la hiç görüşmedim. Tüm olup biteni, sansürlenen yazıları, toplantıları, Altaylı'nın gönderilmesini Medyatava'dan takip ettim. Medyatava'nın yazdığı kadar biliyorum Sabah'ta olup biteni. İki gün önce sadece Ergun'un yanına uğrayarak, "Medyatava'da yazılanlar için ne diyorsun, ne olup ne bitiyor" diye sordum... Ne bir kulis ne de Altaylı'nın gönderilmesi için bir çaba gösterdim.

Dışarıdan birisinin gelmesine göre Ergun Babahan'a görev verilmesi çok daha doğrudur. Dışarıdan gelecek isim tepki doğurabilir. Ancak Medyatava daha görevin Babahan'a tebliğ edilmediğini yazıyor. Dolayısıyla bu konuda şimdiden yorum yapmak doğru değil. Bunlar netleştikten sonra Sabah'ta yazmak konusunda yönetimle tabii ki konuşacağız...

Medyatava