HT Gastro
Keşfet

Nerede o eski bayramlar

Gelmiş geçmiş bütün bayramların tatlıları, temizliği tamam. Peki, nerede o eski bayramlar. Merak ettim biz neyi arıyoruz?

Giriş: 13.05.2021 - 18:39 Güncelleme: 14.05.2021 - 20:04
Haberler Gastro Keşfet Nerede o eski bayramlar

Bu yıl da çat kapı geldi bayram. Nasıl olduğunu anlamadan günleri, tarihleri unutarak zaman öyle akıp geçti evlerin içinde. Eskiden haftalar öncesinden bayram temizliği, bahar temizliği başlardı. Mutfaklar şenlenir, yufkalar açılır, tatlılar yapılırdı. Oysa bizler son bir yılda temizlikle evin içinde kafayı bozduk. Önümüzdeki bütün bayramların temizlikleri, tatlıları, yemekleri denendi. Gelmiş geçmiş bütün bayramların tatlıları, temizliği tamam. Peki, nerede o eski bayramlar. Merak ettim biz neyi arıyoruz?

Psikolog Serhat Yabancı ‘ya sordum.

Bayram bizim ülkemizde hem milli hem dini olarak yorumlanıyor ve kültürel kodlar içeriyor. Değişen toplumda en çokta etkisini gösteren, hatta en çok etkilenen olaylardan ve kulvarlardan biri. Bu nedenle birçok insan “Nerede o eski bayramlar” diyor. Geniş ailelerden çekirdek ailelere geçisin en büyük göstergesi özellikle bu tip ritüelleri değişimi olarak kendini gösteriyor. Çünkü eskiden bayramlarda daha çok geniş aileler vardı. İnsanlar birbirleriyle daha çok etkileşim kurarlardı. Şeker, para, el öpme, ziyaretler, küslüklerin ortadan kalkması için atılan adımlar mevzusu varken şimdi hem çekirdek aileye dönüş hem de

şehirleşmeye dönüş ile bu mekanizmalar oldukça azaldı. Burada toplumsal değişim daha çok ön plana çıkmaktadır. Çekirdek aileye geçişsin artması, şehirleşmenin artması olarak iki ana dinamik bulunmaktadır. Çünkü şehirleşme artıkça, kentleşme oldukça geniş aileler ve insanların birbirleriyle olan iletişimi azaldı. Artık bayramlaşmalar bir paylaşımdan çok göreve dönüştü. Göstermelik bazı eylemler söz konusu. İnsanlar copy- paste mesajları alıp birbirilerine gönderiyorlar bu yüzden işin duygusu ve ruhu iyice azalmış oluyor.

Bayram sabahı coşkuyla uyanıp kahvaltıyı hazırlayan ve çocuklarını bekleyen yaşlılar...
-

Eski kuşaklar bayram dedikçe, duygu, etkileşim, sosyalleşme, paylaşma, dertleşme, yani daha çok duygunun ve paylaşımın ön planda olduğu kavramlardan bahsediyor. Ama yeni kuşaklar bunu daha çok “bayram eşittir tatil” olarak görüyorlar. Bayram ne zaman? Bayramda ne yapalım? diyor. Eskiden bayramda, insanlar yemekler, tatlılar yaparlardı ve çocuklara hediyeler alınırdı. Çocuklar o ayakkabılarla sabaha kadar sarılıp uyur onun heyecanını yaşarlardı. Şimdi ki kuşaklar ise bayramı tatil ve dinlenmek olarak görmekte. Bayram artık sosyal paylaşım ve toplumsal etkileşim alanı iken şimdi daha çok çekirdek aile hatta bireyin etkileşim alanına dönüşüyor. Diğer yandan kendi kökleriyle bağlarını sürdüren insanlar bayramlarda memlekete gitmek, akrabalarıyla o duyguyu yaşamak için Anadolu’yagiden insanları da görebiliyoruz. Bu durum otogarların ve havalimanların yoğunluğundan anlaşılmaktadır.

Bayramlar sadece milli ve dini olarak tanımlansa da insan ve toplum üzerinde farklı etkileri vardır. Sosyolojik olarak baktığımızda, bayram demek toplumu tanımlayan ve anlatan bir metafordur. Toplumda, insanları bir arada tutan inanç, milli bayramlar, dini bayramlar gibi ortak değerler vardır. Bu açıdan baktığımızda toplumsal dayanışmayı sağlayan, küslükleri ve gerginliği azaltan, geçmişteki olumsuzlukların ortadan kalkmasını sağlayan güzel bir aracı mekanizma olarak adlandırılır. Dini ve milli boyutunun yanında toplumsal, bireysel ve ailesel ilişkileri güçlendiren bir mekanizma. Bayramlarda küslükler olmaz, kan davalı aileler birbirleriyle barışır veya barıştırılır. Kırgınlıklar ortadan kalkar, küçükler büyüklerin ellerinden öpmeye gider, aradaki sorunlar görmezden gelinir veya çözülür. Bayram sosyolojik anlamda dayanışma metaforudur. Psikolojik olarak da bayram, kişinin aslında bir yere aidiyet duygusunu sağlar. Fakat tam tersi etki de yapabilir. Bayramda bayramlaşacak kimsesi yoksa veya akrabalarıyla görüşemiyorsa, akrabaları ve aile bağlarından kopuksa, o bayram o insanlar için daha da zor geçebiliyor. Özetle, ailesi ile olanlar daha keyif alıyor, yalnız olanlar daha üzgün hissediyor. Sosyolojik olarak dayanışma yaratıyor psikolojik olarak aidiyet duygusu yaratıyor. Ama diğer uçta da bayramda bayramlaşacak kimsesi olmayan insanlar için daha zor geçebiliyor.

Sanayileşme ile birlikte ekonomik gücün artması, üretimin artmasına bağlı olarak bazı insanlar parayı ve paranın gücünü erken kazandılar ancak kültür geriden geldi. Sosyoloji bu kavrama “kültürel gecikme” olarak bakıyor. Toplum içinde de argo tabiriyle “Kıroyum ama para bende” insanların ekonomik düzeyi, kültürel düzeyinin önüne geçerse bu kültürel gecikme teorisini gösteriyor. Çağdaşlaşma bizim ülkemizde bu anlamda ilerleme kat ederken düzeye uygun duygu, düşünce yapısı, ahlaki ve etik değerleri daha çabuk geçti gibi görünüyor. İnsanların çok iyi ekonomik güçleri, standartları ve refah düzeyleri var ama ahlaki, etik, kültürel değerlerden yoksun ise bulundukları refah düzeyine uygun bir hayata bakış açıları, etik değerleri yoksa çağdaşlaşma topluma büyük zarar veriyor. Doğrusu da şu olmalı, Kültürel gelişme ile ekonomik gelişme birbiriyle paralel ilerlemeli. Maalesef bizim ülkemizde daha çok ekonomik temeller üzerinde tanımlanıyor. Ekonomik seviyeniz yüksekse siz kendinizi çağdaşlaşmış ilerlemiş hissedebiliriz. Ancak gerçek anlamda bu doğru bir tanım değildir. Bireysel ve toplumsal olarak çağdaşlaşmak demokrasi, insan hakları, adaletin gelişmesi, etik değerlere sahip olmaktır. Ekonomik olarak çok refah düzeyine sahip olmanız sizin çağdaş bir ülke olduğunuz anlamına gelmez. Benim için çağdaşlaşmış evrensel ve bulunduğu toplum değerlerinden kopmamak demektir. Bastırılış bir nesilden gelen nesiliz. Hiç nesilden ben nesile geçiş gibi oldu. Kendi çocuklarına sınırsız bir vericilikle kendi çocukluğunu tamir etmeye çalıştılar oda bir çatışma yarattı.

Yeni bayramlar Akdeniz veya Ege sahillerinde tatil, ekonomik durumu biraz daha düşük olan kesim için ise, Anadolu tatili ya da memleket tatili olarak tanımlanıyor. Yeni bayramlarda mesajlaşmak, copy- paste yapmak yerine mümkünse birebir görüşmek

gerekiyor. Gidilecek mesafeler var ise direk gidilmeli. Şu an pandeminin özel durumu da dikkat edilmesi gereken bir nokta olarak görmek gerekiyor. Mesajlaşmayı ben bayram içeriğini değersizleştirilmesi olarak görüyorum. Benim için sen sıradan birisin demeye geliyor. Google dan aldım sana gönderdim demektir. Bayram sesini duymak, varsa imkân dokunmak, sarılmak, paylaşmaktır. Basma mesajları atmaktansa hiç atmamak daha doğrudur. Bayramları diri tutmakta öldürmekte bizimle ilgilidir.

Bu içeriği paylaş
İLGİLİ İÇERİKLER