HT Gastro
Keşfet

Mevsimine göre beslenmenin önemi

Mevsimsel beslenme en basit ifadeyle bulunduğunuz yerde, yaşadığınız mevsimde ne yetişiyorsa onu yemek demektir.

Giriş: 16.03.2021 - 12:35 Güncelleme: 20.12.2021 - 12:12
Haberler Gastro Keşfet Mevsiminde tüketilen sebze meyve

Bundan 100 yıl önce muhtemelen mevsimsel beslenme diye ifade yoktu, çünkü herkes zaten o mevsimde ne yetişiyorsa onu yemek zorunda kalıyordu. Peki mevsimi dışında yetişen bitkiler hangi yollarla bizim tezgahlara uğruyor? Aile Hekimi Dr. Rujhat Hemetoğlu yazdı.

Bunun 3 yöntemi var

1. Biliyorsunuz ki dünyamız yuvarlak ve her yerde aynı mevsim yaşanmıyor. Dolayısıyla farklı ülkelerden ithal yoluyla mevsim dışı bitkiler getirtmek mümkün.

2. İnsan kontrollü yapay tarım ya da bildiğimiz ifade ile örtü altı sera tarımı… Cam, plastik seraların içinde havayı, suyu, toprağı, nemi, ilaçları, hormonları kendimiz bitkinin ihtiyaç duyduğu şekilde ayarlayarak, ihtiyaç duyduğumuz bitkiyi yetiştirebiliyoruz.

3. Soğuk hava depolarında saklayıp, mevsimi geçtiğinde tezgahları süsleyebiliyoruz.

Mevsiminde yetişmiş bitki ile sera bitkisi farkı

“İyi de bunun ne zararı var? Ha serada yetişmiş ha mevsiminde geleneksel tarımla yetişmiş…” diyenlerdenseniz, hemen açıklayayım. Şöyle ki; örtüaltı tarımı doğadan çok, insanın kontrol ettiği bir üretim biçimi. Dolayısıyla güneş yeterli olmadığında yapay ısı; gelişim yavaş olduğunda, bitkinin hızlı yetişmesi istendiğinde veya raf ömrü uzun olsun diye hormonlar ve bunların yanı sıra kimyasal ilaçlar, temizlik maddeleri kullanılabiliyor. Yani doğayla işbirliği yapılarak değil, doğayla mücadele edilerek üretiliyor.

Sonuç olarak araştırmaların da desteklediği gibi aynı bitkinin sera formu ile geleneksel tarım formu arasında bariz farklar ortaya çıkıyor.

Mesela fitokimyasallardan bahsedelim biraz. Bunlar bitkinin doğa şartlarına göre ürettiği maddelerdir. Bitkinin kendisi için ürettiği ilaç veya savunma mekanizmasının bir parçası olarak da düşünebilirsiniz. Sera şartlarında bitkiyi gerek örtüaltında üreterek, gerek ilaçlamalar ile biz kendimiz korumaya çalıştığımız için ve dolayısıyla bitki daha az savunmaya

ihtiyaç duyduğu için daha az fitokimyasal üretiyor. Yani aslında biz bitkiyi ne kadar az korursak ve bitki ne kadar çok doğanın sert şartlarına maruz kalırsa o kadar çok fitokimyasal üretip, kendi savunma mekanizmasını güçlendiriyor.

Bunun bize faydası ne? Fitokimyasallar bizim için de eşsiz antioksidanlardır.

Mevsimi dışında tüketilen bitkilerin karbon ayak izi

Serada üretilen bitkilerin besin değerinin yanı sıra bir de küresel ısınmaya olan katkısından söz etmek istiyorum. Yapılan bir araştırmaya göre serada üretilen domateslerin, İspanya’dan İngiltere’ye taşınan domateslere göre daha fazla sera gazı salınımına sebep olduğu gözlenmiş. Çünkü serada üretilenler domatesler çok daha fazla enerji gerektiriyor; öyle ki taşıma sırasında salınan sera gazı dahil edilince bile, örtüaltında yetiştirilen domateslerin daha fazla karbon ayak izi bıraktığı saptanıyor.

Depolamak mı yoksa serada yetiştirmek mi?

Lojistikten ve serada yetiştirmekten bahsettik ama depolayıp mevsimi dışında piyasaya sunmayı atladık. Küresel ısınma boyutundan girelim burada da söze. Yapılan araştırmalara göre Ekim ayında hasat edilen elmaları, Ağustos ayında piyasaya çıkarmak; mevsiminde yetişen meyveleri Yeni Zelanda’dan Avrupa’ya taşıyıp orada piyasaya sunmaktan daha fazla sera gazı salınımına sebep oluyor. Çünkü depolama için soğuk hava depolarının gerektirdiği enerji, açık bir şekilde lojistik için harcanandan daha fazla. Burada şunu da belirtmek isterim ki, bitkiler ister soğuk hava deposunda ister taşıma esnasında olsun, bekledikçe besin değerleri azalır; özellikle de C vitamini içerikleri!

Her mevsim vücudun ihtiyacına göre mi sebze-meyve veriyor?

Hiç şu açıdan düşündünüz mü; acaba her bitkinin farklı mevsimde yetişmesi, vücudumuzun ihtiyaçları ile de mi alakalı?

Dikkat edin; kış aylarında yetişen turunçgiller C vitamini deposu ve biz hep kışın soğuk algınlığı geçiririz. Ve biliyoruz ki, C vitamini vücudumuzun savunma mekanizmasının iyi bir destekçisi. Soğan ve bal kabağı gibi kış sebzeleri de aynı şekilde A ve C vitamini depoları...

Yaz ayında yetişen sert çekirdekli meyveler ise, içerdikleri yüksek beta-karoten ve karotenoidler sayesinde güneşin zararlarına karşı koruyucudur. Başka bir pencereden bakalım; yazın çok sıvı kaybederiz fakat yaz meyve ve sebzeleri de sanki bunu bilirmişçesine çok suludur: Karpuz, kavun, marul, domates, salatalık…

Doğa biz olmadan çok daha önce vardı. Dolayısıyla o bizim neye ihtiyaç duyduğumuzu eminim bizden çok daha iyi biliyordur!..

Bu içeriği paylaş
İLGİLİ İÇERİKLER