Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Çocukları seven ve değer veren Mustafa Kemal Atatürk, Cumhurbaşkanlığı sırasında da okulları ziyaret eden, çocuklarla ilgilenen bir liderdi. Ülkenin gelişip yükselmesinin, çağdaş medeniyetler seviyesine ulaşmasının yolunun çocuklardan geçtiğine inandığı için TBMM’nin açılması ile halk egemenliğine dayalı demokratik ve özgürlükçü bir rejimin temellerini attığı günü çocuklara armağan etti.

        23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı nedeniyle Ankara Devlet Opera ve Balesi yaklaşık 100 çocuğun sahne alacağı “Çocuk Korosu ve Balesi Temsili” için aylarca hazırlık yaptı.

        Kızım Şebnem Berin ve 100’e yakın çocuk aileleri ile birlikte her hafta sonu kursa gitti. 22 ve 23 Nisan tarihlerinde ilk kez sahneye çıkmayı bekleyen çocukların sahneye çıkmasına iki gün kala konserin iptal edildiği duyuruldu. Velilere gönderilen mesajda şöyle denildi: “Bakanlığımız müktesebatı ve mevzuatı ile ilgili alınan kararlar gereği söz konusu konserlerimizde zorunlu değişikliğe gidilmiştir. Bu sebeple ilgili tarihlerdeki konserlerde Büyük Grup tarafından, İleri Marşı, 23 Nisan Kutlu Olsun ve Memleketim adlı şarkılar seslendirilecektir. Bu zorunlu değişikliğin telafisi kapsamında yeni bir konser planlaması söz konusudur”

        Perşembe gecesi velilere gönderilen bu mesajla konserlerin iptal edildiği ve ileri bir tarihe ertelendiği bildirildi.

        Oysa, bayram tatili ve ara dönem tatilinde olan çocuklar ve aileleri konser için hiçbir program yapmadı.

        Devlet Opera ve Balesi bir devlet kuruluşu. Kültür Bakanlığı’na bağlı. Tüm biletler tükenmişken, çocuklar kostümlerini bile kendileri almışken konserin iptal edilmesi herkesi şoke etti.

        Mesajı, Türkiye’nin son yıllarda yetiştirdiği en önemli tenorlardan biri olan ve uluslararası platformda Türkiye’yi en iyi şekilde temsil eden Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürü Murat Karahan’a ilettim. Karahan, liyakat sahibi her yöneticinin yapması gerekeni yaptı. Ve koro sorumlusunun sorumsuz davranışı nedeniyle meydana gelen iptali "iptal" etti. Eğer Murat Karahan devreye girmeseydi ve konserin yapılması sağlanmasaydı hepimiz Devlet Opera ve Balesi’nin düzenleyeceği hiçbir etkinliğe katılmayacaktık.

        Murat Karahan hızlı bir şekilde hareket edip sorunun kaynağına ulaştı ve inisiyatif alarak çocukların düzenleyeceği konserin gerçekleşmesinin önünü açtı.

        Devlet kurumlarında liyakat sorunu olduğunu gördüğümüz bir dönemde, kendi kişisel yetenek ve başarısıyla bir dünya markası olan Murat Karahan’ın aynı zamanda proaktif davranış sergileyen ve inisiyatif alarak kurumun imajının zedelenmesini engelleyen bir yönetici olduğunu gördük.

        Özgür ve özgün düşünen, hızlı hareket edebilen ve sanatçı kişiliğiyle de milyonların hayranlık duyduğu Murat Karahan’a teşekkürü borç bilirim.

        Karahan gibi gençlere rol model olan yönetici ve sanatçıların çoğalması dileğiyle…

        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00
        Yazı Boyutu

        Mimar, mühendis ve şehir plancıları destek bekliyor

        Mimar, mühendis ve şehir plancıları destek bekliyor
        0:00 / 0:00

        Üniversitelerin farklı bölümlerinden mezun olan mühendis, mimar ve şehir plancıları seslerini duyurmam için yardım istediler. Her yıl binlerce mezun veren bölümlerden kamuya çok az atama yapıldığını ve bu yüzden işsizlik nedeniyle maddi ve manevi sıkıntılar çektiklerini dile getirdiler. Atama sayısının az olması nedeniyle hizmet kalitesinin düştüğünü ve ülkenin gelişmesinin engellendiğini belirttiler.

        Mimar, mühendis ve şehir plancıları sorunlarını maddeler halinde dile getirdiler. İşe o maddeler:

        - Plansız ve anlık kararlarla gereğinden fazla sayıda açılan üniversiteler ve buna bağlı olarak her sene 75 bin mezunumuz işsizliğe sürüklenmektedir.

        - Yüksek puanlarla nice umutlarla okuduğumuz Mühendislik, Mimarlık ve Şehir ve Bölge Planlama bölümlerimizden mezun olduktan sonra işsizlik sorunuyla karşı karşıya kalıyor maddi ve manevi sorunlarla yüzleşiyoruz.

        - Anayasamızın liyakat ilkesine dayanarak alımların yapılmamasıyla birlikte sözleşmeli alımlarda adeta kişiye özel alımların açılması.

        - Özel kurumların ve devlet kurumlarımızın personel alımlarında tecrübe şartı koymalarıyla birlikte birçok mezunumuzun işsizlik yaşaması.

        - Yeni yılın başında hangi kurumun kaç kişi alacağının planlaması yapılmadığından dolayı oluşan belirsizlik süreci.

        - Sınırlı sayıda ve eş zamanlı açılan kadroların, kurumların koordineli hareket etmemesi sonucu boşa gitmesi.

        - Tek umudu KPSS olan ve bu sınava giren Mimar, Mühendis, Şehir ve Bölge Planlama mezunlarımızın hak ettiği alımları görememesi.

        - Üzülerek belirtmek istiyoruz ki öğretmenler, sağlık çalışanları ve ön lisans mezunlarının yüksek atamalarla düşük puanlarla yerleştiği kamu kurumlarına yüksek puanlarla bu bölümleri okuyan Mühendis, Mimarlar ve Şehir Plancıları yerleşememektedirler.

        - Mühendis, Mimar ve Şehir Plancısı meslektaşlarımız, ülkemizin geleceği için son derece önemli bir rol oynamaktadırlar. Teknoloji, inşaat, enerji, ulaşım, sağlık ve çevre gibi alanlarda çalışarak ülkemizin kalkınmasına ve gelişmesine katkı sağlamaktadırlar. Kamu sektöründe görev yapacak mühendis, mimar ve plancı meslektaşlarımızın sayılarının artırılması, ülkemizin kalkınması ve gelişmesi için son derece önemlidir. Bu konuda yapılacak çalışmaların, artık bir zorunluluk olduğuna, atama sayılarının arttırılmasının meslektaşlarımızın işsizlik ve maddi/manevi zorluklarını azaltacağına ve ülkemizin kalkınmasına katkı sağlayacağına inanıyoruz.

        Diğer Yazılar