Memurların yüzde kaçı aşı oldu?
Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) “Aşı olmayanlar statlara giremeyecek” dedi. Türkiye genelinde 18 yaş üstü nüfusun 48’i iki doz, yüzde 67’si de tek doz aşısını olmuşken aşı olmayanlara yönelik kısıtlamalar şimdiden başladı. Uzmanlar aşılama oranının yüzde 75-80 seviyesine ulaşması halinde vaka sayılarının azalacağını dillendiriyor.
Aşılama düzeyi yüzde 75-80’lere ulaşmamışken özel sektörden “aşı olmayan personeli işten atacağız” açıklamaları gelmeye başladı. Aşı olanlar bu kararı alkışlarken, aşı olmayanlar kara kara düşünmeye başladı.
Özel sektör bu açıklamaları yaparken, kamu kurumlarında çalışanlarla ilgili hiçbir açıklama yapılmadı henüz.
Bakanlıkları arayıp aşılama oranlarını sordum.
Milli Eğitim Bakanlığı’nda görev yapan öğretmenlerin yüzde kaçı aşılı?
Sağlık Bakanlığı’nda görevli doktor ve hemşirelerin yüzde kaçı aşılı?
İçişleri Bakanlığı’nda görevli polislerin ve jandarmanın yüzde kaçı aşılı?
Liste böyle uzar gider…
Bakanlıklarda kimlerin aşılı olup olmadığı yönünde bir liste olmadığı, aşılamanın kişisel veri olduğu ve bu nedenle kamuda çalışanların aşılama oranlarının belli olmadığı bilgisi iletildi bana.
Önümüzdeki hafta Bilim Kurulu toplanacak.
Bilim Kurulu’ndan kamu personeliyle ilgili de bir karar almasını beklemek en doğal hakkımız. Haricen edindiğim bilgilere göre bakanlıklara bağlı çalışan kamu personelinin aşılanma oranı yüzde 70-80 civarında. Yani aşı olmayı reddeden memur sayısı yüzde 20-30 seviyesinde.
Okullarda görev yapan öğretmenlerin yüzde 20-30’unun aşısız olması bizi tedirgin etmeyecek mi? Aileler, aşı olmayan öğretmeni bilme hakkına sahip.
Kamu da özel sektör gibi aşı olmayanları istihdam etmekten vazgeçecek mi?
Bilim Kurulu, aşı olmayanların günlük yaşam aktivitelerinde sınırlamalara gidilmesi yönünde bir karara imza atmazsa, okulların açılmasına çok az bir zaman kalmışken veliler de çocuklarını tedirgin bir şekilde okula göndermek zorunda kalacak.
Geçtiğimiz ay Fransa ve İtalya’da, toplu taşıma araçları, hastaneler, kültür merkezleri, spor ve eğlence merkezleri, restoran, bar, kafe, düğün ve seminer salonlarına aşı olmayanların alınmayacağı açıklandı.
Önümüzdeki hafta toplanacak olan Bilim Kurulu’nun da bu konuyu masaya yatırması bekleniyor.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca da geçen hafta bunun sinyalini vererek, “Bazı alanlarda dünyada da yer yer uygulandığı şekliyle vatandaşımızı korumak için aşı olanın yanında aynı uçakta, aynı otobüste, aynı sinemada ya da tiyatroda oturacak olan kişinin o virüsü taşıyıp taşımadığını öğrenmek için PCR testi isteyebiliriz. Çünkü o vatandaşımızın sağlık hakkını da korumak anlamında önemli bazı alanlarda bu uygulama başlanabilir. Bunu tartışıyoruz” demişti.
Bir diğer tartışma konusu da aşı olmayı reddeden çalışanların iş sözleşmesi sona erdirilirse bu durum “haklı fesih” sayılır mı?
En sık sorulan sorulardın biri, “İşverenler aşıyı zorunlu kılabilir mi?”
Aşı olma zorunluluğu konusunda yasal bir düzenleme yok. Yasalarda işverenin iş sağlığı ve güvenliği konusunda sorumlu olduğu durumlar var. İşverenin, çıkabilecek hastalıklara karşı tedbirler alabileceği kanunen düzenlenmiş durumda. İş Sağlığı bakımından işverenin bu yükümlülüğü varken aşı yaptırmayan çalışanı aşı olan çalışanla aynı yerde çalıştırması beklenemez. İşverenin diğer işçileri korumak adına aşı yaptırmasını isteyebilir.
Aşı olmayan biri bu yüzden işten çıkartılırsa ne olacak? İşten çıkartılan şahıs dava açarsa nasıl bir sonuç çıkar? Uzmanlar, bu konunun dünyada da tartışıldığını belirterek, “Ruhsatı alınmamış, acil kullanım olarak uygulanan ve yan etkileri henüz belli olmayan aşıların uygulanmasını zorunlu kılmak, bireysel temel haklar yönünden hak ihlali olarak yorumlanabilir” değerlendirmesinde bulunuyor.
Bu durum ortadayken işveren “aşı olma zorunluluğu” getirerek bunu kabul etmeyen işçiyi “haklı nedenle” işten atarsa yargının nasıl bir karar vereceği de önümüzdeki yıl netlik kazanacak.
Ancak, sadece özel sektör “aşı yaptırmayanı işten atarım” derse ve kamu çalışanlarından aşı olmayanlara yönelik bir yaptırım olmazsa durum daha da karmaşık bir hal alacak.
- Seçim sonuçlarını yurt dışı seçmen etkileyecek1 yıl önce
- Anayasa Mahkemesi üyesi Topal, kadın-erkek eşitliğine "modern hurafe" dedi1 yıl önce
- Liyakat ve inisiyatifin önemi1 yıl önce
- Mimar, mühendis ve şehir plancıları destek bekliyor1 yıl önce
- Yargıya güvenmek...1 yıl önce
- YSK kaosu nasıl engelledi?1 yıl önce
- 180 bin kişi ölümle burun buruna...1 yıl önce
- Yargıtay'dan müteahhitlere "ödül" gibi karar1 yıl önce
- Birol Erdem kararında "Hata"dan dönüldü1 yıl önce
- 7. yargı paketine kamu avukatlarından ve sağlık memurlarından itiraz var...1 yıl önce