Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        -PARİS-

        12 Eylül darbesinin “Suudi” yüzünün epey parçasını Uğur Mumcu ortaya çıkartmıştı:

        Rabıta adlı örgütle, koskoca “Cumhuriyetçi, Atatürkçü” Türkiye Devleti ve yönetimindeki paşaların izniyle, Avrupa’daki Türk imamları ve camileri finanse eden Suudi örgüt!

        El Kaideler filan daha sonra!

        MONTAIGNE

        Fransızlar bu Eylül ayı bir baktılar ki, “Rabıtamsı” mesele almış başını gitmiş.

        Fransız filozof Montaigne 16’ıncı yüzyılda dinler üzerine epey kafa yormuş ve yazmıştı…

        Ondan 5 yüzyıl sonra, adını taşıyan enstitü de ortaya bir rapor çıkardı:

        “Fransa’da Selefilerin sayısı çok hızla arttı. Bilhassa gençler arasında.”

        Sonra gizli servislerden alınan rakamlar döküldü:

        1990’larda çoğu Cezayirli sadece birkaç yüz Selefi…

        2004’te 5 bin…

        2015’de 15–20 bin…

        Şimdi 30 ila 50 bin!

        Bu sayı sadece ibadet yerlerine gidenler üzerinden çıkarılabiliyor. Aslında çok daha fazla. Çok sayıda ticari ve sosyal faaliyet Selefilerin elinde.

        Genelleme yapılırsa, 3 farklı tip görülüyor:

        1.Apolitik, kendi halinde, barışçıl olanlar.

        2. Siyasallaşmış olanlar.

        3. Cihatçılar.

        Rapora göre, bu gruplar arasında duvar yok, geçiş çok kolay, ki istikamet genellikle 3. Madde oluyor; özellikle gençlerde.

        RİYAD

        “Rabıta” meselesine gelince; bu grup üzerinde en etkili merkez Suudi Arabistan ve Suudi din adamları ile örgütler.

        Yani Fransa Cumhurbaşkanı, ABD’nin de bayıldığı Suudi Veliaht Prensi’ni Paris’te ağırlayıp tek kelime Yemen’den, insan haklarından, Mısır darbesinden bahsetmezken…

        Dönüp birkaç gün “Fransa’da İslam”a çeki düzen vermek üzere planını açıklarken ortada yine Suudileri buluyor daha ziyade!

        Rapora göre, “sanal dünyaya geçiş”te çok başarılı olan “radikaller”, kökten ve toptan bir hayat ve inanç projesi sunuyor; internet üzerindeki dini soruların çoğunu cevaplayan, telkin, tavsiye ve teşviklerde bulunanlar çoğunlukla Suudi merkezler.

        Hac, helal gıda sektörü ve bağışlar üzerinden büyük bir para dönüyor ve bir kısmı radikalizmi finanse etmeye akıyor.

        Aynı zamanda, başta Suudiler, çeşitli Müslüman devletler de camilerin finansmanı ve cemaatin etkilenmesinde önemli rol oynuyor.

        HELAL

        Peki sonra?

        Şu anda Fransa’nın her köşesinde valilerin yönlendiriciliğinde “Fransa’da İslam’ın çerçevesi” üzerine tartışmalar, çalışma grupları var ve sona ermek üzere.

        Onlardan gelecek bilgi ve önerilerle, Cumhurbaşkanı da aslında 2018 ortasında açıklaması gereken “plan”ı oluşturacak.

        Ama yine Montaigne Enstitüsü bazı tavsiyelerde bulundu; Cumhurbaşkanı Macron’un da çok dikkate aldığı Hakim El Karoui’nin kaleminden.

        Hakim El Karoui
        Hakim El Karoui

        Bunlar arasında, okullarda Arapça eğitimin yaygınlaştırılması ve bu eğitimin camilerin tekelinden çıkarılması var.

        Bir de, “Helal Vergisi.” 1990’larda da gündeme gelen mesele. Fransa’da devlet laik olduğu için, Kilise de dahil, ibadet ve cemaate maddi destek yapamıyor. O yüzden, camilerin finansmanı, cemaatin ihtiyaçları ve imamların eğitimi için, artık çok büyümüş olan “Helal Sektörü”nden bir kesinti yapılması, bunun yeni ve bağımsız bir İslami çatı örgüt tarafından yönetilmesi.

        İlham kaynağı ise Yahudilerin “Kaşer” vergisi!

        Hac seyahatleri için de benzer bir kesinti gündemde.

        DÖNENLER

        Radikalleşmişler, radikalleşme eğilimindekiler çeşitli “fiş seviyeleri” ile izleniyor zaten; ama son zamanlardaki olayları önlemeye yetmedi bu. Belki de önlenenler daha fazla, o yüzden tam bilinmiyor etkisi.

        Esas korku, başta çocuklar, cezaevlerinden çıkanlar ile Suriye ve Irak’tan dönecekler, sızacaklar. O yüzden Türkiye ile ilişkiler hayati. O yüzden İdlib’de ne olacağı bekleniyor.

        “Dönenler”i adeta zombi sayan bir edebiyat yaygın artık. Sağcılar dönmelelerini, bulundukları ülkelerde cezalandırılmalarını istiyor; iktidar kararsız. Ama bunların hepsi Müslüman kökenli ailelerden değil zaten; bir kısmı Katolik’ken Müslüman olup aynı anda “Cihada gidenler.”

        GİZLİ

        İki yıldır süren bir proje ise, başlıktaki “Rabıta”nın karşısındaki biçare “Zabıta” gibi:

        Radikal İslamcıların yeniden topluma, medeniyete, Fransa’ya kazandırılması!

        Bu “çok gizli” programda bugüne kadar, isimleri gizlenen 20 kişi üzerinde “çalışılmış.” Fakat bu programın yürütülmesi şimdi yeni bir gruba veriliyor: SOS. Adı üzerinde!

        Grubun başı ise Jean–Marc Borello ve Cumhurbaşkanı’nın kampanyasına katılacak kadan eski yakını!

        Demek ki, Macron “Fransa’da İslam’a yeni düzen”de kararlı ama hem Suudi parasına aşık olacaksın hem “Rabıta”nın peşine zabıta koşacaksın; zor biraz!

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar