'Yaşam için Kalori Sağlık için Koşu' projesi
Sosyal Güvenlik Kurumu’nun Abbott Nütrisyon’un sponsorluğuyla hayata geçirdiği ‘’Yaşam için Kalori, Sağlık için Koşu’’ projesine destek vermek amacıyla 4 Nisan Cumartesi günü İzmir Konak Sahili’nde bir yürüyüş düzenlendi.
Konak Belediyesi, İzmir Valiliği ve İzmir Emniyet Müdürlüğü’nün katkılarıyla gerçekleştirilen aktiviteye; üniversiteler, STK’lar, sağlık profesyonelleri ve İzmir halkı yoğun ilgi gösterdi.
İzmir Konak Meydanı Saat Kulesi’nden başlayan ve Gündoğdu Meydanı’nda son bulan koşuda yakılan kaloriler hesaplanarak, ‘’Yaşam için Kalori, Sağlık için Koşu’’ projesine bağış yapıldı. Toplanan her kalori, Türkiye’de yetersiz beslenme (malnütrisyon) sorunu yaşayan yaşlı ve çocuklara beslenme yardımı olacak.
Peki malnütrisyon nedir?
Bireylerin hastalıklara yakalanma risklerini artırarak, tedavilere yanıt alınmasını geciktirmektedir. Sağlık giderlerinde büyük kayıplara neden olmaktadır. Özellikle çocuklar ve yaşlılar risk grupları arasında ön plana çıkmaktadır. Malnütrisyonlu çocuklara yapılan sağlık harcamaları malnütrisyonlu olmayanlara göre 2.5 kat daha fazladır. Malnütrisyona karşı verilecek başarılı bir mücadele sağlıklı nesiller yetişmesine neden olacak ve sağlık bütçesi büyük katkılar sağlayacaktır.
İşte bu koşu bunun için yapıldı.. Ben de koştum..
Ne kadar yanlış ve kötü beslendiğim de yüzüme vuruldu hemen. Projeye ev sahipliği yapan Sosyal Güvenlik Kurumu İzmir İl Müdürü Engin Bilgili; “Kurumumuz tarafından MEDULA veri tabanı kullanılarak yürütülen çalışmalar göstermektedir ki, malnütrisyonlu çocuklara yapılan sağlık harcamaları malnütrisyonlu olmayanlara göre 2.5 kat daha fazladır. Bu aslında büyük bir rakamdır. Malnütrisyona karşı verilecek başarılı bir mücadele, hem çocuklarımızın sağlıklı olmasına ve sağlıklı nesiller yetişmesine hem de sürdürülebilir sağlık bütçesi hedefimize çok büyük katkı yapabilecektir” dedi.
‘Porsiyon’ ne anlama gelir?
Bu yaşanmış bir olaydır..
Bir mektup, ona verilen bir cevap ve cevaba verilen bir cevap..
“HD İskender kebap zincirine üşenmeyip bir mail attım. Nedeni de 1.5 porsiyon ve 2 porsiyon diye servis yapılan İskender kebabın 1.5 porsiyonun 1 porsiyonun gramajından yüzde 50; 2 porsiyonun da yüzde 100 fazla olmadığını ve bunun noter getirilerek tesbit edilebileceğini belirtmek için. Çok kısa zamanda yazıma yanıt verdiler, bu yönden kutluyorum onları..
“Öncelikle değerli fikirlerinizi bizim ile paylaştığınız için teşekkür ederiz. Tabaklarımızda 1 / 1.5 / Duble porsiyon tanımlamalarımız geleneksel kültürümüzün bugüne taşıdığı tanımlardır. Porsiyon miktarları döner miktarını değil, tabak boyutunu ayırt eder. İskender ürünü ustalık kabiliyetlerinin sonucunda oluşan bir ürün olup tabağa dizilimi ile görselliği kuvvetlendirilen bir üründür. Yani dönerlerimiz tartarak değil, tabağı kaplayarak ölçümlendirilir. Bununla da paralel olarak da porsiyon fiyatlarımız da değişiklikler olmaktadır. Tekrar fikirleriniz için teşekkür eder, sizi restoranlarımızda görmekten onur duyarız.”
ŞİKAYETÇİNİN CEVABI
“Öncelikle yanıt verdiğiniz için teşekkür ederim. Eğer her müşterinize de yanıt veriyorsanız bu da işinizi ne kadar ciddiyetle, profesyonelce yaptığınızı gösterir, bu yönden sizleri kutlarım. Ancak açıklamanız konusunda sizinle aynı düşüncede değilim. Kime sorarsanız sorun basitçe, benim anladığım gibi anladığını söyleyecektir. Geleneklerle porsiyonun miktarının bir bağlantısı yoktur, bu uluslararası bir ölçüdür. Porsiyonda 8 köfte varsa bir buçuk porsiyon istediğinizde size 12 köfte yerine daha büyük tabakta yassıtılmış 8 köfte servis etmezler. Bir porsiyon dönerin gramajı da yaklaşık 100 gramdır. Konuyu uzatmak istemiyorum, zaten her hangi bir yararı olacağını da düşünmüyorum, yalnızca düşüncelerimi iletmek istedim.
Sizce kim haklı?..
