Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        İzmir gibi denizi kuduruk, havası ılık bir kentin zordur yaşamasını sağlıklı biçimde sürdürmek. En zor yanı da ‘plansız ve programsız’ büyümeye ve yaşamını bereketli kılmaya çalışmasıdır. Devletin elinden tutmaya korktuğu bir kenti güzelleştirmek için istediğiniz kadar ‘şehir planlaması’ oluşturun; bir yerde tıkanıp kalıyorsunuz..

        Ama yine de çareler tükenmez.. Konunun üstadı Vignelli der ki..

        “Eğer iyi bir tasarımcıysanız ve doğru insansanız, bir kaşıktan bir şehre kadar her şeyi planlayabilirsiniz..”

        Plan yapmak bizde yüklendiği ikinci anlamışyla ‘pusu kurmak’ gibi de kullanılır..

        Bir şehri planlamak tam anlamıyla bir sanattır.. Zaten bu nedenle New York’un efsane belediye başkanı Oscar töreninde sahneye bir süpürge ile çıkıp sahneyi süpürürken bir şarkı söylemedi mi?..

        Ve sonunda da şunu demedi mi?..

        “Bir çöpçü olabilirsiniz. Bir şehrin bir sokağını temizlemekle görevlendirilmiş olabilirsiniz. Ama işinizi öyle yapın ki; tıpkı Beethoven’in bir bestesi, Rembrand’ın bir tablosu gibi görünsün ve oradan geçen bir New York’lu: “Ne kadar mükemmel bir çöpçü çalışmış burada” desin..

        Şehir planlaması bir sanattır demiştik.. Çok da ciddi bir bilimdir ve estetik duyguları yeterince gelişmiş insanların örgütleyebileceği bir çalışmadır. Yeşiliyle, bisiklet yoluyla, heykeli ve meydanıyla, hayatı kolaylaştıracak tüm imkanları kullanarak yapılmalıdır. Tıpkı bizim yaptığımız gibi!!

        Moskova başka türlü planlamış ve Bolşevik kültürün izleri, kömünitif yaşam apartmanlarının giriş düzeneği ve Stalinist kavramları adeta insanın üstüne kusan bir tarzı benimsemiştir..

        Ama 1 milyon Moskovalı dünyanın en gelişmiş metrosuna ulaşır, 9 kat inse bile yarım saat sonra evine ulaşmış olur..

        Paris’in altı 1870’de oyulmuş, üstüne bu şehir kondurulmuştur..

        Londra’nın metrosu ise ikinci asrının ortalarına doğru yürüyor..

        Bunların hepsi yeni bir tarih oluşturmuyor ve mevcut bilinen tarihini sunuyor içinde yaşattığı insanına..

        Gelelim can alıcı noktaya..

        Konak Pier denilen taş yığını

        Her geçişimde beni rahatsız ediyor.. İzmir’in ayakta kalmış en eski yapılarından biri olan Konak Pier, 150 yıllık tarihi boyunca girdiği ikinci tadilatta tamamen harap edilmiş.. Uzun yıllar süren kimsesizliğinin ardından 1995’te alışveriş merkezi olarak düzenlenmek için tadilata alınmış ve ardından her yerde olduğu gibi 19 yıl içinde bilgisizlik ve cahilliğin kurbanı olmuş. İş makinalarının rahat çalışması için tarihi yapının bir duvarı yerle bir edilirken, restorasyonun kamyon ve kepçelerle sürdürülmesi tartışmalara neden olmuş.. Yaşam alanını korumak isteyenlere karşı dozer ve kepçe hemen hazır. İstanbul bunu yaşıyor.. Marmaray’ın yapımı sırasında ‘üç beş sütun, birkaç taş parçası’ diye hor görülen 10 bin yıllık tarihe alışmıştık. Ama İzmir gibi bir inci tanesinde bunların olabileceğini kabullenemiyorum..

        Başkana ricamdır..

        Bakınız sayın Başkan;

        1928’de başkent ilan edilen Ankara için açılan şehir planlama yarışmasını kazanan Prof. Hermann Jansen, Atatürk ile görüşmesinde masanın üzerine proje taslağını koyarak sorar: “Bir şehir planını tatbik edebilecek kadar kuvvetli bir idareniz var mıdır?” Atatürk kızar: “Koca memleketi yedi düvelin elinden kurtarmışız. Ortaçağ saltanatını yıkıp yeni çağ devleti kurmuşuz. Devrimler yapmaktayız. Bütün bunları başarmış bir rejime bu soruyu nasıl sorabilirsiniz?”

        Atatürk’ün o zamanki Türkiye’si şimdiki İzmir’den çok daha zor durumdaydı, inanın..

        Sayın Kocaoğlu

        Sizden dileğim şu güzel İzmir’in ihtiyaçlarını gidermek pek kolay değil; biliyorum, ama bu şehri elden geçirirken, ‘şehir planlamacığılı’ gibi bir sanatı, bir bilim dalını, bürokratlarınızın elinden kurtarmanızdır. Tarihini korurken estetiğini de düşünmeniz ve taşa boğulmasını engellemenizdir.

        İyi bir şey yok mu?..

        Tabii ki var.. İşte.. Büyükşehir Belediyesi, İzmir’den Foça ve Yeni Foça’ya yolculuk süresini kısaltacak yol yapım ve yenileme çalışmalarını sürdürüyor. Bu kapsamda Bağarası ile Yeni Foça arasındaki 9 kilometrelik bağlantı yolu olan Sadullah Sever Caddesi genişletiliyor. Sürücüler için büyük kolaylık ve yakıt tasarrufu sağlayacak olan yol düzenleme çalışmalarının maliyeti toplam 3 milyon lirayı aşıyor. Sadullah Sever Caddesi’ndeki askeri birliğe ulaşımını da rahatladığını söyleyen halk, çalışmalardan memnun.

        Düz mantık

        -Galatasaray için Prandelli ile geçireceği her gün için bir tek çaresi kaldı. Çözüm; kimin nerede ve nasıl oynayacağını söylediğinde, tam tersini yapmaları..

        -Yalnızlığı seçmek bir insanlardan kaçma hastalığı mıdır, yoksa hasta insanlardan kaçmanın bir yolu mudur? Bir türlü çözemedim.. Kimine göre yalnızlık, hasta insanın kaçışıdır...

        Kimine göre de, hasta insanlardan kaçıştır...

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar