'İstikbal...'
Zihinleri dar kişiler ve kişilikler, geniş düşüncelerde boğulurlar. Tıpkı bir akvaryum balığının, yunuslar ve balinalar gibi okyanuslarda hayatını sürdürememesi gibi.
Oysa "kendini bilmek" bir kabiliyettir ki bu aynı zamanda egoyu da aşmak demektir. Ancak maalesef bu yetiye de herkesin sahip olduğu söylenemez çünkü bu olgu içsel barışla ilgilidir ve erişilebilecek en büyük zenginliktir.
Bir ülkeyi düşünmek sizce nedir? O ülkenin geleceği olan çocuklarına ve gençlerine yatırım yapmak değil midir? İstikballerini kazanmaları yolunda atmış oldukları tüm adımların yanında durmak ve onları desteklemek, doğru yönlendirmek, başarılarıyla gelişen topluma olan katkılarına sevinç duymak, kanımca 'Toplumsal Çağdaş Gelişim' adına en medeni mutluluğumuzdur.
İstanbul'da ve kısmen yurtdışında yaşıyor olsam da, doğduğum kent olan İzmir ile ilgili hayallerim bitmek tükenmek bilmiyor. Çünkü İzmir'e her şeyin en iyisinin yakıştığını düşünüyorum. "Akademi İKSEV Uluslararası Keman Ustalık Sınıfı" ve uzun soluklu Arkas Üçlüsü evrensel düzeydeki çalışmalarına aralıksız devam etmektedir.
Eğitim adına, İKSEV'de, Türkiye'nin her bir konservatuvarında yetişmekte olan gençlerimizi dinlemek ve onlarla çalışmak, ilginç ve keyifli bir deneyim olmasının yanı sıra, pek tabii kendilerini yetiştiren saygıdeğer hocalarını da tanımak anlamında önemli bir tecrübedir.
Geçtiğimiz yıl "Bahar Müjdesi" adlı yazımda, büyük keman pedagogu ve sevgili hocam Prof. Joshua Epstein'ın Almanya'daki virtüözite sınıfının dışında, ülkemizde de Dokuz Eylül Üniversitesi İzmir Devlet Konservatuvarı'nda sürekli dersler vermek üzere davet edildiğini müjdelemiştim. Epstein, gençlik yıllarında Londra'da Uluslararası Carl Flesch Keman Yarışması'nda "altın madalya" kazanır. Ardından Kraliçe Elizabeth, Paganini ve Sibelius gibi dünya konkurlarında da önemli ödülleri elde eder. Konser kemancılığının yanında, Bartholdy Kuarteti'nin kurucusu ve birinci kemancısı olarak, oda müziği dalında da "Deutsche Grammophon" ödülüne layık görülür. Uzun yıllar Almanya'da virtüözite sınıflarında dersler veren Prof. Epstein'ın sınıflarından solistler, konsertmaister'ler ve dünya müzikçileri yetişmiştir. Naçizane önerime, değerli kişilikleri ve yetkileriyle yürekten can veren konservatuvar müdürü ve korno sanatçısı sevgili dostum Prof. Kerim Gürerk ve bu projenin hayata geçmesini kıymetli onaylarıyla mümkün kılan Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörü saygıdeğer Prof. Dr. Mehmet Füzün'e en içten şükranlarımı bir borç bilir, saygılarımı sunarım.
Avrupa'nın en iyi keman pedagoglarından biri olarak tanınan Prof. Epstein gibi bir dünya ustasının İzmir'de dersler vermesi, İzmir Devlet Konservatuvarı adına somut bir ayrıcalık ve gerçek bir şanstır. "Vatansever" hocalarımızı candan kutluyorum!...