Bilim kadını Nyokong: Güney Afrika eğitimde çekim merkezi oldu
2009 yılı L’oreal-UNESCO “Kadın ve Bilim” ödülünü alan ve 2017 Ödül Komitesi’nde bulunan, Rhodes Üniversitesi Kimya Profesörü Güney Afrikalı Tebello Nyokong’la konuşuyoruz. Söze “Türkiye’den üniversitemize gelen çok öğrencimiz var” diyerek giriyor.
Nyokong ülkesindeki akademik evreni anlatıyor: "Herkese ‘Gelin, burada bilim yapın’ daveti yapıldı. Güney Afrika eğitimde çekim merkezi oldu. Dünyanın her yerinden öğrenci geliyor. Nüfusun yüzde 80’i siyahi. Burslarda siyahilere öncelik tanınıyor. Önceleri siyahlar, beyazlar, Hintliler ayrı üniversitelere gidiyordu. Akademik kadro İngilizlerin hâkimiyetindeydi; beyazdı... Çok fazla reform yapıldı. Artık akademik kadronun yüzde 50’si siyahi."
İlk kez siyah-beyaz tüm halkın katıldığı 1994 seçimleriyle yönetime gelen Güney Afrika Devlet Başkanı Nelson Mandela’dan önceki dönemde uygulanan ayrımcılığı hatırlatıp, “Nasıl başardınız?” diye soruyorum; bir türlü yanıt gelmiyor. Israrım karşısında önce gözlerinden yaşlar boşalıyor, sonra dudaklarından kelimeler dökülüyor:
“Kimse benden başarı beklemiyordu... Akademik olarak yalnızdım; kadınsan ve zenciysen çok yalnızsın. En zoru buydu.. Onları ısırmam lazımdı, yenmem lazımdı. Başarmak zorundaydım. Afrikalılar için bunu yapmalıydım. Başka seçeneğim yoktu. 1977’de Lesotho Üniversitesi Kimya ve Biyoloji Bölümü’nü bitirdim. Akademik kadroya geçtiğimde, 100 kişi arasında tek siyahi bendim...”
Irk, din, cinsiyetüzerinden yayılan ayrımcılık bugün de Ortadoğu’yu kan gölüne çevirmiyor mu? Küçük bir kızken, Lesotho Dağları’nda dedesi ile birlikte koyunlara çobanlık yapan Nyokong, bilim kadını olmak için çok mücadele vermişti. 2013’te “Ulusal Araştırma Vakfı’nın Yaşam Boyu Başarı Ödülü”ne layık görülen Nyokong, uluslararası işbirliklerine Rusya, Çin ve Küba ile yürüttükleri kanser araştırmasından örnek veriyor. Kanser tedavisinde geliştirdikleri yeni ürünün, kemoterapinin yerine geçeceğini söylüyor. Rusya’da tedavilerde kullanılmaya başlanan bu ürünün, Çin’de klinik testlerinin tamamlanmak üzere olduğunu vurguluyor.
Güney Afrika’nın tıp alanında öncü çalışmalarının tarihi eskilere dayanıyor. Nobel Fizyoloji ve Tıp Ödülleri; 1951, 1979 ve 2002 yıllarında bu ülkeye gitmişti.
TEKNOLOJİ BANKASI NE ZAMAN AÇILACAK?
Nyokong, Birleşmiş Milletler’in (BM) gelişmekte olan 49 ülke için kurulmasını desteklediği “Uluslararası Teknoloji Bankası” çalışmasından umutlu olduğunu söylüyor. BM geçen yılın sonunda, az gelişmiş ülkelerin; bilim, teknoloji ve inovasyon kapasitelerini güçlendirecek bankanın Türkiye’de kurulmasını onaylamıştı.
2011 yılında İstanbul’da yapılan “BM En Az Gelişmiş Ülkeler IV. Konferansı”nda kurulması taahhüt edilen bankanın merkezi, Gebze TÜBİTAK Türkiye Sanayi Sevk ve İdare Enstitüsü (TÜSSİDE) kampusu olacak.
ALMANYA MALİYE SOPASINI DA ÇIKARMIŞ!
Türk-Avrupa Eğitim ve Bilimsel Araştırmalar Vakfı (TAVAK) Başkanı Prof. Dr. Faruk Şen, Almanya’da yaşayan 3 milyon 200 bin Türk kökenli göçmenin tehdit altında olduğunu iddia ediyor.
Mart 2017 başında Almanya ile yaşanan toplantı yasağı krizinin tam ortasında Düsseldorf’ta düzenlenen Avrupa-Türk İşadamları Derneği’nin 6’ncı Ekonomi Zirvesi’nden paylaştığım, “Mezarlıkta ıslık çalma” hali belli ki tırmanıyor.
Şen, Almanya’da yaşayan Türk kökenli göçmenlerin son aylarda yaşadıkları korkuları anlatıyor:
“82 bin Türk girişimcisinin büyük bir bölümü, ‘Alman Maliyesi üstümüze geliyor. Bizi cezalandırmak istiyor’ diye konuşurken, Almanyalı Türkler, komşularının artık kendilerine kötü davrandığını; ne zaman ülkelerine geri döneceklerini sorduğunu belirtiyorlar. Alman Gizli Emniyeti’nin (BND) raporunda 15 Temmuz 2016 olayında FETÖ’nün büyük bir katkısı olmadığını belirten açıklamalar; Almanya’da Türkiye’ye karşı önyargıları artırıyor. Uzun zamandır, ‘Türkiye ve Almanya eğer sınırdaş olsaydı, bir konfederasyon kurabilirdi’ sözünü tekrarlardım. Şimdi ise ‘İyi ki sınırdaş değiliz. Yoksa iki ülke arasında savaş çıkardı’ diyebiliriz.”