Bu nasıl imar ki, kumsala bina diktiler!
“Sahillerin yağmalanması”, “çevre katliamı”, “yoğun yapılaşma” demeyeceğim; kumsala bina dikildiğini de gördük, onu anlatacağım.
Denize en yakın mesafesi 7.23 metre, en uzak mesafesi ise yalnızca 8 metre olan, üzeri taş kaplama, 40 metrekare oturumlu betonarme bina, Bodrum’un Küçükbük Mahallesi’nin yegâne kumsalına inşa edildi...
1991 yılından beri Küçükbük Koyu’na gelenlerin “Muhtarın Yeri” olarak bildikleri plaj ile restoranın tam önünden geçen ve genişliği 2 metreyi bile bulmayan sahil yolunu kumsaldan ayıran duvar örüldü.
30 Nisan 2018 günü başlayan inşaata, çevrede yaşayanların başvurusu üzerine 3 Mayıs günü teftişe gelen Bodrum Belediyesi’ne bağlı zabıta ekibi, “Bina kayıtlı” deyip tutanak tutmadan çekti gitti.
Oysa ki bu yapı bırakın kumsalda olmayı, mevcut imar kanunlarına göre yöredeki herhangi bir noktada inşa edilme kriterlerine sahip değil.
Zira imar planlarına göre, imar yoluna sınır bir arsanın 4 metre 50 santim yol, 2 metre 25 santim de komşu payı bırakması gerekiyor ki, ince bir şerit gibi kumsalı kaplayan ve toplamı 262.14 metrekarelik arsasının genişliği o kadar...
İmar planlarına göre 48 santim ile 1 metre 30 santimden geniş bina yapmaya imkân yok.
4 Mayıs günü Bodrum Belediyesi tarafından inşaata ruhsat verildi. CHP’li Belediye Başkanı Mehmet Kocadon’un Küçükbük ile ne zoru var, sorusunu sorma hakkı da bu süreç itibarıyla başlıyor.
Yapının ve bulunduğu arsanın sahibi Mustafa Akbulut, 20 yıldır Küçükbük’te muhtarlık yapan aynı isimli amca oğlu...
2015 yılından beri Küçükbük Muhtarlığı’nı babasından devralan oğlu Ali Akbulut, binanın yıkımı için açılan davalara çevredeki sitelerin de müdahil olduğunu söylüyor.
Nam-Taş İnşaat’ın yüklenici olduğu ve Serhan Savdert Mimarlık tarafından inşa edilen yapının sahillerde tek örnek olmadığını biliyorum. Ancak en vahşisi olduğunu düşünüyorum.
Arsanın ve yapının sahipleri, arazinin yapılaşmaya izin verdiğini belirtiyor. Hatta mevcut arazinin denizin içinde kalan 15.33 metrekarelik bölümü, 2014 yılında Milli Emlak tarafından kamulaştırılmış.
KUMSALI KAMULAŞTIRMAYI UNUTMUŞLAR!
2 bin haneli Küçükbük’ün yazın artan nüfusunu tahmin etmek zor değil. Halkın ücretsiz yararlanacağı 335 metrelik kıyıda, yayılmacı özel sektör marifetiyle yalnızca 42 metrelik “sahil” halkın kullanımına açık. Onun dışındaki yerlerden yararlanmak isteyenler en az kişi başına 30 TL’lik harcama yapmak zorunda.
Bu çarka girmeyen tek “esnaf” Serdar Otel’in sahibi Ali Güzel kalmış. Havlusunu alıp sahile gelenler yalnızca bu alandan ücretsiz yararlanabiliyor.
Muhtar Ali Akbulut, Küçükbük’teki tesislerinin önüne masa atmalarına bile Büyükşehir Yasası’ndan önce Gündoğan belediyeyken izin verilmediğini vurguluyor.
Belediyenin İTÜ’nün araştırmacılarının konaklaması için “Muhtarın Yeri”nin önüne konulmasına izin verdiği konteynerin kaldırıldığını, plaj yolunun kara tarafına prefabrik yapılara izin verilmediğini ve tam 3 kez haklarında yıkım ve idari para cezası çıktığını ekliyor.
Yasaların halk yararına evrilmesini beklerken, uygulayıcıların giderek “sermaye” yanlısı çıkması; siyasi iktisadın hayatımızı kuşattığını gösteriyor.
Size aynı koyda vahşi bir örnek daha vereceğim:
Eski Ankara Ticaret Odası Başkanı Salih Bezci’nin hâkim ortak olduğu Besa İnşaat’ın Küçükbük’ün Çetirge Burnu’ndaki 154 dönüm arazide, “The BO Viera” adıyla yaptığı proje ilerliyor.
Denizi doldurarak doğal dokuyu bozan projede 330 villa-rezidans, 7 işyeri ve Hilton Otel Grubu’nun üst markası “Curio Collection by Hilton” yer alıyor. Metrekaresi 4 bin Euro olan villalarda oturanlar ve otel misafirleri, inşaat marifetiyle icat edilen 1.2 kilometrelik sahilden yararlanacaklar.
Küçükbük sakinlerine “ücretsiz” kullanım için kalan kıyının uzunluğu ise yalnızca 42 metre...
Her haneden en mütevazı haliyle 3 kişi yararlansa, Küçükbük sahilinde halka açık alanda metrekareye 142 kişi düşüyor.
ANAYASA VE KIYI KANUNU (3621) NE DİYOR?
Anayasa: Deniz, göl, akarsu kıyılarıyla, deniz ve göllerin kıyılarını çevreleyen sahil şeritlerinden yararlanmada öncelikle kamu yararı gözetilir.
Madde 5- Kıyılar, devletin hüküm ve tasarrufu altındadır. Kıyılar, herkesin eşit ve serbest olarak yararlanmasına açıktır, kıyı ve sahil şeritlerinden yararlanmada öncelikli kamu yararı gözetilir. Sahil şeritlerinde yapılacak yapılar kıyı kenar çizgisine (kumsal-deniz kenarı bitimi) en fazla 50 metre yaklaşabilir.
Madde 6- Kıyı, herkesin eşitlik ve serbestlikle yararlanmasına açık olup, buralarda hiçbir yapı yapılamaz; duvar, çit, parmaklık, tel örgü, hendek, kazık ve benzeri engeller oluşturulamaz.
“Kamu yararı” kavramı yalnızca insanları içermez; doğadaki tüm canlıları ve yaşamı içine alır; “falanca efendinin” kazancından ibaret değildir. Bu kafaya geleceğiz, bir gün!